PremIer Lig’de alışılmadık bir sezon, bir tarafta tüm kupalarda son 21 maçını kazanmış, bu yazının yazıldığı saatlerde Manchester derbisini kaybetmiş, ligde en yakın rakibine 11 puan fark atmış Manchester City, diğer yanda geçen sezonun şampiyonu Liverpool’un paraşütsüz düşüşü. Evlerinde arka arkaya oynadıkları son altı maçı kaybettiler, 27 maçın dokuzundan puansız ayrıldılar. 1953-54 sezonundan beri bu kadar kötü zamanlar yaşamamışlar. Düşüşü sadece kaptanları, savunmanın bel kemiği Van Dijk’in ve bölgedeki ortağı Gomez’in yokluğuna bağlamamak gerek, savunmanın ortasında 19 farklı ikili deneyen takım gol yollarında eski üretkenliğinden uzak, takımdaki özgüven eksikliği, mutsuzluk aşikâr. Onların bu sezonki hikâyesi şairin dizelerindeki gibi: “Mutsuzluk için dediğini, o gün nereye koymuştun ki, şimdi anlat bana bilmeden, geceyi, görmediğimiz geceyi.”

Bir önceki sezonda şampiyon olmuş takımın ertesi sezon döküldüğü zamanlar olmuş elbet. Bilir misiniz, 1936-37 sezonunu ikinci Charlton Athletic’in üç puan önünde tamamlamış Manchester City ve lig şampiyonluğunu kazanmış. Maine Road’da o sezon çifte kutlamalar yaşanmış, çünkü rakipleri, sevilmeyen komşu Manchester United o sezon 2. Lige düşmüş. Ama hikâyenin devamında, ertesi sezon sonunda Manchester City küme düşerken Manchester United terfi etmiş, ne diyelim futbolun içinde böyle enfes hikâyeler de var. Liverpool’un kötü gidişi ilk dördü kovalayan takımlara fırsat. O takımlardan Tottenham’ın evinde oynadığı Crystal Palace maçı vesilesiyle Londra derbisine naçizane bir bakış…

Soğuk pazar akşamında, Tottenham Hotspur evinde Crystal Palace karşısında, kazandıkları takdirde sıralamada Liverpool’un üzerine çıkacaklar. 4-2-3-1 dizilişinde başlıyorlar maça, golcüleri Kane’nin arkasında Bale, Moura, Son üçlüsü. Maçın başında, Bale’in enfes ortasında Son’un kafa vuruşuyla gole yaklaşıyorlar, top Palace kalecisi Guita’da kalıyor. Bale ve Son ile geniş alanları iyi kullanan ev sahibi ilk bölümde sahanın hâkimi ama kalesini dörderli iki set halinde koruyan rakibi açmakta zorlanıyorlar. Palace savunmasının ortasında Cahill rakip atakları kesmekte etkili ama onlar da pas trafiği yaratamıyorlar. Tottenham aradığı golü 25’te buluyor, rakip savunmanın Moura’ya kaptırdığı topun devamında Kane soldan uzak köşeye ortalıyor, Bale dokunuyor, kariyerinin muhtemel en kolay gollerinden. Son altı maçta 5. golü 9 numaranın. Palace o gole kadar sahasından çıkamamanın, topu kalesinden uzak tutamamanın bedelini ödüyor. Top rakipteyken Tottenham’ın enerjisi, rakibe amansız baskısı kayda değer. İlk kornerini 38’de kullanıyor misafir takım, baskıyı kurdukları, rakip kaleyi hatırladıkları dakikalarda golü buluyorlar. Devrenin uzatma bölümünde Milivojevic soldan ortalıyor, Benteke kafayla topu Lloris’in uzanamayacağı köşeye bırakıyor. Tottenham’ın topa yüzde 62 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi dört kez yokladığı devre karşılıklı gollerle kapanıyor.

2. devreye Eze’nin yerine Zaha’yı oyuna alarak başlıyor Palace, Hodgson en iyi savunmanın hücum olduğunu düşünmüş olmalı. 49’da yeniden öne geçiyor Tottenham, Reguilon soldan ortalıyor, Kane’nin kafa pasını kafayla ağlara gönderiyor Bale, Gallerlinin yükselişi sürüyor. Kane’nin sezonda 13. asisti, tüm kupalarda 23 golü var 10 numaranın. Golden üç dakika sonra farkı ikiye çıkartıyorlar, Doherty’nin asistinde Kane’nin ceza sahasının dışından uzak köşeye astığı top sezonun golüne aday. Naçizane görüşüm, şampiyonluklara abone bir takımda olsaydı Lewandowski, Ronaldo, Messi ile aynı kategoride yer alırdı. Kesinlikle dünya çapında bir golcü. Maça dönersek, ligin muhtemel en üretken ofansif üçlüsüne sahip Tottenham rahat pozisyonlar buluyor. Ofansı bu kadar etkili bir takımı neden savunma ağırlıklı oynattığını hocaları Mourinho’ya sormak gerek! 69’da Zaha’nın vuruşunda direkler gole izin vermiyor, Palace adına şansızlık anı. 70’te iki değişiklik yapıyor Mourinho, Lamela ve Sissoko, Winks ve Bale’in yerine sahada. 76’da Son’un ortasında Kane topu kafayla ağlara yolluyor, VAR incelemesi sonunda gol geçerli, Tottenham üç farkla öne geçiyor. Son 10 dakikada yerini Vinicius’a bırakıyor Kane, takımına katkısı iki gol iki asist. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca Tottenham 4-1 kazanıyor. Bu sezon tüm kupalarda 100 gole eriştiler, Avrupa’nın beş büyük liginde Bayern Münih’ten sonra en skorer takım. Kane ve Bale ile yükselişleri sürüyor…