Muhtarlara verdiği söylevde RTE, durup dururken Lozan’ı dile getirdi.

Dedi ki; “Lozan’ı zafer diye bize yutturuyorlar. Bağırsan sesini duyuracağın adaları vermişsin. Neresi zafer!”

Bu sözler; söyleyene ve lafın gittiği yere bakılırsa, skandaldan öte vahim bir durum yaratıyor.

• • •

Ülke yönetiminin en üstünde olan birinin, kendi ülkesinin varlık nedeni olan bir “antlaşmayı” tartışmaya açması, hem uluslararası camiada Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğini sorgulatacak hem de devletin bütünlüğünü gevşetecektir!..

Kaldı ki aynı ağız, çok değil, iki buçuk ay önce, yani Lozan’ın yıldönümünde yapılan bu “antlaşmayı” övmüş, “Ülkemizin Tapusu” olarak nitelendirmişti!..

• • •

Mesnetsiz ve polemik yaratmak adına söylenen bu sözleri yalnızca kınamakla kalamayız…

Bizi yöneten kişinin ülkenin kuruluş tarihini dahi bilmediğini kamuya duyurmak zorundayız!..

• • •

Dahası, bu sözler dikkatle incelendiğinde, vahim bir gerçekle karşılaşıyoruz.

Lozan’a laf atanların sahip olduğumuz adaları gizlice Yunanlılara verdiğini öğreniyoruz!..

• • •

Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım’ın Çağdaşses Portalı ve Sözcü gazetesiyle yaptığı söyleşide kabul edilemez bir rezalet ortaya çıkıyor...

Dehşet verici bir gerçekle karşılaşıyoruz!..

Halkın bilgisi ve izni olmadan, TBMM’de karar alınmadan 17 Türk adası ve bir kayalık Yunanlılara veriliyor!..

• • •

Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, AKP iktidarının Cumhuriyet tarihinin en büyük toprak kaybına izin verdiğini açıklıyor!..

İzmir, Aydın ve Muğla sınırlarındaki 17 ada ve bir kayalığın Yunanistan’a terk edildiğini ve bu adalarda şimdi Yunan askeri güçleri bulunduğunu iddia ediyor.

Üstelik “bu adaların Yunan Belediyeleri tarafından yönetildiğini iktidar da biliyor!” diyor.

• • •
Ümit Yalım kim?..

Kuleli Askeri Lisesi mezunu. Bosna’da NATO subaylığı, Irak Savaşı sırasında Ürdün’de Askeri Ataşelik, Genelkurmay Karargâhı’nda Harbe Hazırlık Şubesi ve Harekât Komuta Merkezi Amirlikleri, son olarak da Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği görevlerinde bulunmuş bir subay…

• • •

Bu dudak uçuklatan iddialarına Yalım şöyle devam ediyor; “2004’ten itibaren Erdoğan ve AKP hükümetleri, vatan topraklarını Yunan askerine teslim ettiler. İşgal 2004’te başladı. Bunun o dönemde AB’den müzakere tarihi alabilmek için verilen bir taviz olduğu söyleniyor.

Diğer yandan 6-7 Eylül olaylarından sonra Türkiye’den göç eden Rumların mallarına karşılık olarak bu adaların verildiği iddia ediliyor…”

• • •

Ümit Yalım; bu anlaşmanın gizli bir mutabakat sonrasında Türkiye ve Yunanistan tarafından görevlendirilen diplomatlar tarafından 2006’dan itibaren istikşafı görüşmeler sonrasında gerçekleştirildiği ve sadece Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nın bilgisi dahilinde yapıldığını iddia ediyor!..

Yalım, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yetkili biri olarak, 2008’deki bir hava sahası ihlaline kadar, bu olaylardan kendisinin de haberi olmadığını açıklıyor…

Devam ediyor: “Genelkurmay Başkanlığı’nda Komuta ve Harekât Merkezi’nin amiriydim. Bir gün, bir hava sahası ihlali oldu. Yunan Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı hava ihlali yaparak Bulamaç Adası’na indiler. Bulamaç Adası, Didim açıklarında, Türkiye toprağı. Tabii şaşırdım, elimde harita var, dedim ki ‘Bu adamların bizim adada ne işi var?’ Bir araştırdık ki ada işgal edilmiş!

Yunan Belediyesi, Yunan askerleri var o adada. Sadece onda değil, başka adalarımızda da.”

• • •

“Ocak 2009’da, bu kez Yunan Cumhurbaşkanı yine bizim olan Eşek Adası’na indi ve oradaki Yunan sancağını selamladı! Bir de baktık ki, dehşet bir durum var, Yunan Cumhurbaşkanı, adadaki belediyeyi ziyaret ediyor. Belediyenin levhasının önünde poz veriyorlar ve o levhada şöyle yazıyor: Yunanistan Belediyesi, 12 Ada Bölgesi, Eşek Adası nahiyesi! Bakın, artık fiilen işgal olduğu gibi Yunanistan bu adaları hukuken de kendi ülke sınırları içine almış.”

• • •
Ümit Yalım acı bir eklemeyi daha yapıyor.

“18 Mayıs 2011’de muhabirlerle adaya gitmek istedim. Kendi vatan toprağıma pasaportla girdim! O belgeler ve resimler de Türk medyasında yayınlandı.

O adalar boştu. Ama bu toprakları bizim hükümetin alenen vermesi üzerine, Yunanistan’dan önce, askerler, sonra da Yunan vatandaşları getirilip buraya yerleştirildi!..

Üstelik Fener Patrikhanesi de buralara papaz atadı…”

• • •

Benzeri durum Keçi ve Koyun adaları içinde geçerli…

Bu adalar Türkiye’nin karasuları içinde ve Osmanlı’dan kalan adalardır.

Lozan’da görüşülmeyen bizim egemenliğimize bırakılan kara parçalarımız...

Tıpkı Süleyman Şah Türbesi’nin toprağı gibi…

• • •
Ümit Yalım’ın 2 büyük iddiası daha var.

1- 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Erdoğan’ın kaldığı otele saldıran askerlerden ikisinin Keçi Adası’nda saklandığı ortaya çıktı. Keçi Adası bize ait olması gerekirken Yunan adası olduğu için oraya asker gönderemedik…

2- Binali Yıldırım, Başbakan olunca gördük ki, kendi seçim bölgesi olan Koyun Adası’na pasaportla girmiş! Koyun Adası, İzmir’e bağlı. Türkiye Başbakanı vatan toprağına pasaportla giriyor, hem de Yunan gümrüğünden geçerek! Daha da vahim bir şey var. Yıldırım, teknedeki Türk Bayrağı’nı rulo yaparak saklıyor ve tekneye Yunan Bayrağı çekiyor!

• • •

Bu iddiaları bu güne kadar hükümet yalanlamadı!..

Emekli Albay Ümit Yalım’la ilgili bir işlem de yapmadı…

Demek ki iddialar geçerli!..

Şimdi “Lozan’a laf atanlara” bu halk ne demeli?!..

Hep söylüyorum; Bunlar kendilerini ülkemize ait hissetmiyorlar, bu nedenle ormanı suyu, toprağı hatta insanlarımızı, çıkarları için kolaylıkla başkalarına verebiliyorlar!..