Eşitsizliği gidereceğini, sosyal devleti geri getireceğini, kamusal politikalara ağırlık vereceğini dillendiren Lula’nın rüzgârın yönünü değiştirmesi dünyanın dört bir tarafındaki diğer sol-sosyal demokrat liderler için dersler barındırıyor.

Lula, Güney Amerika’da yeni sol dalga ve alınması gereken dersler
Fotoğraf: AA

Yoksul güney yarımkürede, Amerikan emperyalizminin “arka bahçesi”nde bambaşka bir hikâye yazılıyor. Batı yarım küre topyekûn sağa çekerken güneyde iktidarlar birer birer sola geçiyor. Son bir yılda Şili, Peru, Honduras, Kolombiya derken şimdi de Brezilya. Hemen öncesinde de Bolivya, darbecileri alaşağı ederek yeniden sola dümen kırmıştı.

Meksika, Arjantin, Kosta Rika gibi sosyal demokratlar da bu cephede. Venezuela, Nikaragua, Küba gibi geleneksel kalelerin yanında Lula da Silva’nın zaferi eksik kalan halkayı da tamamlamış̧ oldu.

Güney Amerika tıpkı 2000-2010 sürecinde olduğu gibi yeni bir pembe dalgadan geçiyor. Birinci dalgadan pek çok farklılık arz eden bu “ikinci pembe dalga” kıtanın bütününe dair çok şeyler anlatıyor.

SOL NASIL KAZANDI?

Lula’nın ve diğer Latin Amerikalı solcu liderlerin elde ettiği başarıların hiç̧biri tesadüf değil. Beş̧ maddede toparlayacak olursak;

1) Nasılsa gider rahatlığı yanıltıcı: Zafer çantada keklik değil. Ekonomik, siyasi ve toplumsal kriz var, nasılsa giderler rahatlığı aldatıcı. Mümkün olduğunca ikinci tura bırakılmamalı, iş ilk turda halledilmeli. İlk turda oy vermeyen kesimlerin ikinci turda otomotikman muhalefete yöneleceği planı işlemeyebilir. Bolsonaro’nun iki seçim arasında oy oranını bu denli arttırması bunun göstergesi. İlk turda elenen diğer adayların destek açıklamalarına rağmen Lula'nın ilk turdaki yüzde 5'lik farkı açamaması öğretici.

2) Yüzünü sınıfa dönmek Neoliberal kapitalist düzenin açlık ve sefalet dayatan politikalarına karşı yüzlerini sınıfa dönen lider ve partiler kazandı. Lula’nın seçim kampanyasına bir fabrikada, isçilerle birlikte start vermesi sembolik önemdeydi. Güney yarımküredeki sol liderler gibi Lula da savaş̧, çatışma ve göçmen krizinden uzak olmalarının da verdiği avantajla sosyal politikalara odaklandı. Açlığa, yoksulluğa, sosyal adaletsizliğe karşı talepleri yükseltti.

3) Sosyal talepleri öncelemek: Lula’nın kampanyasına ve vaatlerine bakıldığında görülecektir ki sosyal politikalar merkezde yer alıyor. Salgının ve savaşın daha da derinleştirdiği ekonomik krize karşı kamuculuğu, sosyal devleti savunmak önemli. Sosyal devletin budanarak neoliberal sistem karşısında yalnız bırakılan kesimlere el uzatmak, onların sesi olmak karşılıksız kalmıyor.

4) Kimliğe hapsolmamak: Latin soluna başarıyı getiren reçetelerden bir diğeri kimlikçi politikalara hapsolmamaları. Batı solundan faklı olarak Latin solu, kimlikten ziyade sınıfa yöneldi, sokağa yüzünü döndü̈. Eşitsizliği, adaletsizliği, açlığı, yoksulluğu öne çıkardı. Prof. Dr. Kemal Bozay da BirGün’de vurgulamıştı, kapitalist-emperyalist sistem dolayısıyla çelişkiler daha da derinleşirken solun söylem politikalarının geniş̧ yığınları kapsaması elzem. İtalya ve Almanya örneğindeki gibi sol, entelektüel tartışmalara boğulmuş̧ durumda. Geniş̧ toplumsal kesimlerin istemlerine acil cevap verme yerine kimlik politikaları ve kimlikçi argümanlarla sarılmış̧ durumdalar.

5) Doğru ittifaklar kurmak: Diğer Latin Amerikalı lider ve partiler gibi Lula da geniş̧ bir ittifaka gitti. Pek çok toplumsal yapının yanı sıra emek hareketi ve yaşam savunucularıyla doğrudan bağlar kuruldu. Amazon ormanları kampanya ve vaatlerinin temel merkezlerindendi.

6) Değişim umudunu aşılamak: Bir diğer önemli madde başlığı ise kitleleri değişime inandırmak. Uzun süredir devam eden toplumsal ve siyasal kutuplaştırmalardan bıkmış̧ olan kitleleri heyecanlandıracak projeler sunarak onları yeniden ayağa kaldırmak çok önemli.

KESİK DAMARLARDAN YÜKSELEN UMUT

Solun kazanmasının sihirli bir formülü̈ yok tabii ki. Ancak Lula’nın seçilmesinin de gösterdiği gibi neoliberal politikaların mahkûm ettiği ekonomik, politik, sosyal krizin derinleştiği, işsizliğin kol gezdiği bu iklimde kitleleri harekete geçirecek bir dinamizm yaratmak solun elinde. Her şeye rağmen eşitsizliğin, adaletsizliğin, açlığın, yoksulluğun cenderesinde kıvranan kıtada solcu bir liderin başkanlığı elde etmesi umut verici.

Lula’nın zaferi sermaye içindeki gruplarla kurulan ittifaklar, uzlaşmacı mesaj ve söylemler nedeniyle burun kıvrılamaz.

Tüm eksiklik ve yanlışlara rağmen umutlanmak, sevinmek için pek çok neden var. Eşitsizliği gidereceğini, sosyal devleti geri getireceğini, kamusal politikalara ağırlık vereceğini dillendiren Lula’nın rüzgârın yönünü değiştirmesi dünyanın dört bir tarafındaki diğer sol-sosyal demokrat liderler için dersler barındırıyor.

Latin Amerika’nın kesik damarlarından umut fışkırıyor. Tüm Kuzey sağ̆ ve aşırı sağcı muhafazakâr otoriter liderlerin tahakkümü̈ altında inlerken “pembe sol dalga”nın Brezilya kıyılarını vurması sevindirici.