Uşak’ın Banaz ilçesinde nikel madeni için ÇED süreci başlatıldı. Yöre halkı madene geçit vermeyeceğini belirtirken, Murat Dağı Yok Olmasın Platformu sözcüsü Funda Öz Akcura “Sularımız tehdit altında” dedi.

Maden uğruna Uşak susuz kalacak

Yağmur Beril VAROL

Meta Nikel Kobalt Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından Uşak’ın Banaz ilçesindeki Comburt köyünde nikel maden ocağı ve eleme tesisi kurmak için ormanlık alanda ve su alanları koruma havzası içerisinde çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreci başlatıldı. Proje için 8 Şubat’ta ÇED süreci kapsamında yapılmak istenen ‘halkın katılım toplantısı’ gerçekleşecek. Yöre halkı Uşak’a su sağlayan Küçükler Göleti’nin de bulunduğu Küçükler Su Havzasını korumak için harekete geçti. Murat Dağı Yok Olmasın Platformu Sözcüsü Funda Öz Akcura, yöre halkının maden projesine karşı tepkili olduğunu söyledi.


Murat Dağı’nda özellikle Uşak ve ilçelerinin içme ve sulama kaynaklarının olduğu Küçükler Göleti’nin dâhil olduğu yerde nikel madeni için bir girişim olduğunun altını çizen Akcura, “Şirket 2010 yılında ruhsatını almış ama gerekli güncellemeleri yapmadığı için iptal olmuş. Yeniden ruhsat süreci için ÇED gerekli değildir kararını alabilmek için başvuru yaptı. 25 hektarın altındaki alanlarda yasalar ÇED gerekli değildir kararının verilmesine izin veriyor. Normalde yaklaşık 400 hektarlık bir alanda faaliyet göstermeyi düşünürken raporu alabilmek için 22 hektarlık bir alan göstererek buradan ÇED gerekli değildir raporu çıkartmak istemiş. Ancak başvurusu, bahsettiği maden sahası su alanları koruma havzası içerisinde olduğu için itirazla sonuçlanınca bu sefer de ÇED raporu gerekli ihtiyacını doğurdu. Bu amaçla şirket de 8 Şubat’ta bölgede bir ÇED toplantısı düzenleyecek. Şirketin bir ön ÇED raporu var, hazırlık amaçlı 139 sayfalık bir rapor. Raporda da madenin su havzası içerinde olduğu yazıyor” dedi.

‘YÖRE HALKI BU KONUDA ÇOK HASSAS’

Küçükler Göleti’nde yaşanacak herhangi bir problemin tüm kenti etkileyeceğini söyleyen Akcura şöyle konuştu: “Yöre halkı bu konuda çok hassas. Nikel madeninin etkileyeceği alan, yöre halkının geçimini sağladıkları alan çünkü buradaki halk geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlıyor. Maden açılırsa ilk olarak sular kirlenecek ve de orman elden gidecek. Geçimini ormancılıkla sağlayan halk da zor durumda kalacak çünkü bu maden sahası meraları da kapsıyor. Ekosistemin ve yağış rejiminin de bozulması söz konusu. Yöre halkı ve şehir merkezinde yaşayanlar bu tehlikenin de farkında. O bölgeye yapılacak her türlü müdahalenin kendi hayatlarını etkileyeceğini biliyorlar. Burada derdimiz sudur. Sularımız tehdit altında ve bu yüzden de hem yöre halkı hem de şehir merkezi çok dirençli.”

‘DAHA ÖNCE KAZANDIK’

2000’li yılların başlarında Murat Dağı’nda 20’den fazla şirketin çeşitli madenler için gerekli ruhsatlarını aldığını belirten Akcura, “Ellerinde bekletiyorlar. Bir kısmı henüz hiç harekete geçmemiş olsa da bir kısmı da artık başını gösteriyor. Bundan 3 yıl önce Gediz Karaağaç bölgesinde bir altın madenine karşı bir mücadelemiz vardı. Biz orada tek bir ağaç kesilmeden dava açarak mücadeleyi kazandık. Öbür altın madeni için ise Kütahya’nın Tavşanlı ile Simav ilçeleri arasında kalan Dağardı denilen bölgeye Zenit Madencilik adlı şirket altın madeni açmak istiyor. Geçen yıl toplantılarını yaptırmadık. Bu yıl ÇED dosyalarını bakanlığa sundular, bakanlık onayladı. 35 köylü dava açtı” ifadelerini kullandı.