Google Play Store
App Store

İsyancı grupların ilerleyişini sürdürdüğü Kongo’da hükümet, askeri destek karşılığında ABD’ye ülkenin değerli madenlerini sunmaya hazırlanıyor. Çin’in tekelindeki Kongo madenlerine erişim, küresel hegemonya savaşında Trump’a altın tepside sunulan bir fırsat.

Madenleri ABD’ye sundu
Fotoğraf: AA

Dış Haberler

Orta Afrika ülkesi Kongo’da (resmi adıyla Kongo Demokratik Cumhuriyeti-DRC) yetkililer, isyancılarla süren çatışmalara destek karşılığında ABD’ye ülkenin büyük çoğunluğunu Çin’in işlettiği değerli madenlerinden pay teklif etti. Emperyalist sömürgecilik, Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüyle kızışan ABD-Çin arasındaki küresel savaşın teknoloji cephesiyle Afrika’da yeni bir boyuta geçiyor.

New York Times gazetesi, şubat ayının başlarında DRC Devlet Başkanı Felix Tshisekedi’nin Kongo’das güvenliği sağlama ve stratejik kaynakları koruma karşılığında, ülkesinin Çin’in domine ettiği madenlerinden ABD’ye pay teklif ettiğini” yazdı.

SÖMÜRGECİLİĞE DAVET

Daha sonra mart ayında Kinshasa yönetimi, Trump yönetimine resmi “stratejik ortaklık” teklifini iletti. ABD Dışişleri Bakanlığı, maden işbirliğine açık olduğunu ve ön görüşmelerin başladığını yazdı.

Kongolu Senatör Pierre Kanda Kalambayi’nin ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’ya ilettiği mektupta Kongo madenlerine erişim, bir ihracat merkezi olarak hizmet verecek derin su limanının operasyonel kontrolü ve ortak bir stratejik mineral stokunun kurulmasını içeriyor. Karşılığında ise “ABD, Kongo askerlerini maden tedarik zincirlerini dış destekli militan gruplardan korumak için eğitecek.”

Görüşmeler sürerken Trump’ın yeni atanan Afrika danışmanı Massad Boulos, geçen hafta anlaşmanın ana hatlarını incelediğini ve DRC lideri Tshisekedi ile gelecekteki işbirliği hakkında “ileriye dönük bir yol” üzerinde anlaştıklarını açıkladı.

İSYANCILAR İLERLİYOR

Doğal kaynaklar açısından kıtanın ve dünyanın en zengin ülkelerinden Kongo, 2025’in ilk günlerinden bu yana, Ruanda hükümetinin desteklediği iddia edilen, 23 Mart Hareketi (M23) isyancılarının saldırılarına hedef oluyor. Çatışmalar günden güne başkent Kinshasa’ya doğru ilerlerken M23, ülkenin doğusunda zengin maden yataklarının olduğu en büyük iki şehir olan Goma ve Bukavu’yu ele geçirdi. Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame, M23 ile herhangi bir bağlantısı olduğunu reddediyor.

Belçika’nın “eski” sömürgesi Kongo, savunma, enerji ve diğer sektörlerdeki ileri teknolojiler için hayati önemde olan kobalt, koltan, bakır ve lityum rezervlerine sahip.

DRC, stratejik mineraller açısından İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ABD için önemli bir kaynak oldu. Bunda, DRC 1960’ta bağımsızlığını ilan edene kadar ABD’li şirketlere büyük “ayrıcalıklar” tanıyan Belçika’nın rolü büyük oldu. Ancak ABD’nin şu anda resmi bir maden işletmesi bulunmuyor. Başta kobalt olmak üzere değerli madenleri Avrupa ülkeleri üzerinden tedarik ediyor.

DRC LİDERİ İÇİN ‘FIRSAT’

DRC yönetimi, Trump’ın uluslararası meselelere bakışının da farkında. Ukrayna’nın değerli madenlerinde görüldüğü üzere Trump, “ortaklık” yerine “kâr” elde etmek istiyor. DRC’nin Washington’ın bir mineral anlaşması karşılığında Ukrayna’yı Rusya’ya karşı savaşında destekleme teklifinden ilham almış olabileceği düşünülüyor.

Öte yandan Kongo’nun teklifi, başkanlık seçimi kampanyasında verdiği ülke dışındaki tüm Amerikan askerlerini ülkeye getirme sözüne ters düşüyor. Yine de bu, milyarlarca dolarlık silahların satışına engel değil.

ÇİN’E DARBE OLABİLİR

Çin ile teknoloji rekabetinin geldiği son durum göz önüne alındığında Tshisekedi’nin yaptığı, ABD için son derece cazip bir teklif. Çin’in madenciliğe önemli bir yatırım yaptığı KDC’de olası bir anlaşma, küresel ölçekte etkiler yaratabilir.

Eski KDC Devlet Başkanı Joseph Kabila, 2008’de Çin ile ülkenin altyapısının inşası karşılığında değerli madenler için birçok anlaşma yaptı. Kongo’da bulunan resmi 61 kobalt maden işletmesinin 35’ine sahip olan Çin, ülkedeki kobalt rezervlerinin yüzde 75 ila 80’ini elinde bulunduruyor. Çin KDC’de altyapı vaatlerinin büyük bir kısmını hala yerine getirmediği ve beklenen istihdam imkânlarını sunmadığını için eleştirilerin odağında. Tshisekedi ise Çin’den “çok uzaklaşmadan” diğer uluslararası aktörlerle seçeneklerini “çeşitlendirmek” istiyor gibi duruyor.

SÖMÜRÜ KORİDORU

Öte yandan iki ülke, bir önceki ABD Başkanı Joe Biden döneminde de ilişkilerini geliştiriyordu. Ülkede faaliyet gösteren hiçbir ABD şirketi olmamasına rağmen Washington, KDC’nin madenlerini komşu Angola üzerinden ihraç etmek için demiryolları ve limanlar inşa etmeyi içeren bir altyapı projesi olan “Lobito Koridoru’na” yatırım yapıyor.

Değerli madenlerin dünya pazarına sunulabilmesi için kritik bir öneme sahip olan demiryolu projesine sağlanan destek, aynı zamanda Çin’in Afrika’daki etkisine karşı koyabilmek ve ABD’nin Afrika’daki ilişkilerini yeniden şekillendirmek amaçlarını taşıyordu.

Trump yönetimi, başta Afrika olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde ABD’nin desteklediği projelerden çekilmişti. Bu hamle, ABD’nin Lobito projesine yönelik tutumunun değişip değişmeyeceği yönünde soru işaretlerine yol açsa da hem Çin’e darbe vurma hem de kritik madenlere “en ucuz” yoldan ulaşma, Trump için oldukça “kârlı” bir anlaşma olacaktır.

∗∗∗

ÇİN’E KARŞI LOBİTO KORİDORU

Orta Afrika’da yer alan Lobito Koridoru, Zambiya ve DRC’deki kritik mineralleri Angola’daki Lobito Limanı’na taşıyacak olan bir demiryolu hattı inşa etmeyi hedefliyor. 2022’de ABD destekli bir konsorsiyum, Pekin’in teklifini geride bırakarak demiryolunu geliştirme haklarını kazandı. Dönemin ABD Başkanı Joe Biden, Çin’in “Kuşak Yol Projesi’ne” karşı Lobito Koridoru’nun hayata geçirilmesi için harekete geçti.

∗∗∗

KOLTUĞU KORUMAK İSTİYOR

DRC yönetimi, ABD ile olası maden anlaşmasına dair gerekçelerini sunarken bazı soru işaretleri yerini koruyor. Hükümet, DRC’nin “basitçe ortaklarını çeşitlendirmeyi” amaçladığını iddia etti. Öte yandan Kongo Devlet Başkanlığı Tina Salama “güvenlik karşılığında madenleri verme” iddiasını reddederek “Başkan Tshisekedi, şirketleri Ruanda’dan stratejik hammaddeler temin eden ABD’yi, bu hammaddelerin DRC’den yağmalanarak Ruanda’ya kaçırıldığı ve halklarımızın katledildiği sırada, bunları doğrudan bizden, gerçek sahiplerinden satın almaya davet ediyor” dedi.

Kongo sivil toplum kuruluşu La Sentinelle des Ressources Naturelles’ın (Doğal Kaynakların Bekçisi) yürütme direktörü Jean Pierre Okenda ise, France 24’e verdiği demeçte yaşananların büyük bir yönetim sorunu olduğuna dikkat çekti. Madencilik sektörü uzmanı olan Okenda, DRC’nin acil güvenlik tarafından dayatılan müzakerelerin Kongo ekonomisine fayda sağlamayabileceği konusunda endişelerini dile getirdi: “Burada bazı insanlar, yetkililerin her şeyden önce güçlerini korumaya çalıştığını düşünüyor. Böyle bir anlaşma arka planda gizli pazarlıklarla müzakere edilmemeli, çünkü nüfus üzerinde büyük bir etkisi olabileceğinden parlamentoya sunulmalı.”