Devlet, mafya ve siyaset ilişkisi yeniden ülke gündemine oturdu. Akademisyen, bürokrat ve hukukçular karanlık ilişkilerin devletin asli unsuru haline geldiğini, yaşananların da başkanlık sisteminin bir sonucu olduğunu vurguluyor.

Mafya devletin asli unsuru oldu

POLİTİKA SERVİSİ

Türkiye bir süredir organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in ortaya attığı iddiaları konuşuyor. Cumhur İttifakı’na destek için mitingler düzenleyen Peker, iktidar içindeki birtakım güç ve çıkar savaşlarının ardından yurtdışına kaçtı. Peker’in Birleşik Arap Emirlikleri’nden peş peşe yayımladığı videolarda devlet, mafya ve siyaset üçgeninde gelişen kirli ilişkiler ortalığa saçıldı. Yaşananlar, ‘Susurluk skandalıyla anılan 90’ların bir benzeri mi yaşanıyor?’ sorusunu akıllara getirdi. Bu haftaki ‘İki Soru İki Cevap’ köşesinde konuştuğumuz akademisyen, bürokrat ve hukukçular, “90’ları aşan bir durumun ortaya çıktığına, yaşananların başkanlık sisteminin bir getirisi olduğuna ve karanlık ilişkilerin devletin asli unsuru haline getirildiğine” işaret ediyor.

İKTİDAR ELİYLE İNŞA EDİLİYOR

►Son günlerde yaşananlar 1990’lardaki devlet-mafya-siyaset ilişkisini akıllara getirdi. O dönemle bugünün öne çıkan farklılıkları neler?

mafya-devletin-asli-unsuru-oldu-876594-1.
Fatih Yaşlı

Siyaset Bilimci Akademisyen Fatih Yaşlı: 90’larda da devlet mafya siyaset ilişkisinin ana belirleyeni genel olarak sağcılık ve özel olarak da ülkücü milliyetçilikti, bu bugün de böyle. Ancak bugünün 90’lardan çok temel bir farkı var: Geriye kalan 20 yılın sonunda sağcılık devletin neredeyse bütün kadrolarını ele geçirdi, hukuk, bürokrasi ve liyakat tamamen gözden yitirildi, bürokrasi içerisinde kendisini hukuka bağlı olarak gören ve kamunun çıkarlarını gözeten “dürüst ve namuslu” bürokratlardan söz etmek imkânsız hale geldi. Dönüşüm ve tasfiyelerle birlikte yolsuzluk ve çetelerle mücadele edebilecek bir yargı kalmadı. Dolayısıyla bugünün temel farkı iktidar eliyle inşa edilen rejimdir. Bu rejimin mimarisi de felsefesi de mafyanın üzerinde yükseldiği zemini güçlendirmekte, ona daha kolay hareket etme imkânı vermektedir.

mafya-devletin-asli-unsuru-oldu-876595-1.
Cevat Öneş

Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş: 90’lı yıllarda da devletin siyaset, ticaret ve mafya bağlantılarının sonuçlarını yaşadık. O zaman da Meclis raporlarıyla ortaya kondu. Organize suç örgütlerinin, devletin güvenlik sektörü içerisinde hayati bir mesele olduğunu iddia ediyorum. Bu tip tehdit unsurlarının önem kazandığını, 90’lı yıllarda olduğu gibi hukukun zayıf olduğu bir dönemde neden ortaya çıktığını gösterdim daha önce de. Devlet içerisindeki mafya bağlantısının kirli sonuçları oldu. Demokrasi, yargı ve siyasetteki eksik ve sıkıntılardır 90’ları, mafya-siyaset ilişkilerini ortaya çıkaran. O dönem istisnai olarak Mesut Yılmaz döneminde etkili sonuçlar alındı bu konuda. Özel yapılar oluşturuldu, özel kanunlar çıkarıldı. Ancak bu siyasi irade sürdürülemedi, tersi yöne savruldu.

YARGILAMAYA BİLE GEREK DUYMUYORLAR

mafya-devletin-asli-unsuru-oldu-876596-1.
Turgut Kazan

Hukukçu Turgut Kazan: 90’lı yıllarda faili meçhul cinayetlerin olduğu tehlikeli bir süreç yaşanıyordu. Susurluk’taki kaza bu pisliğin ortaya dökülmesini sağlamış oldu. Bu pislik örtbas edilecekti, tartışılması ve üzerine gidilmesi önlenecekti ama önlenemedi. Faili meçhullerden sorumlu olanlar işin başındaydı. O yüzden kolay bir mücadele verilemiyordu ama toplum diriydi ve tepki gösterdi. Tepkilerin ardından bir şeyler yapmak zorunluluğu doğdu. İyi kötü, Meclis’te araştırma, soruşturma komisyonu falan kuruldu. O süreçte Mehmet Ağar, Yüce Divan’a sevk edilmedi, soruşturma komisyonu o çoğunluğu sağlamadı. Ancak bir dava açma mecburiyetinde, dokunulmazlığı kaldırma mecburiyetinde kalındı. Dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru da reddedildi. Ve bir çeşit yargılama mecburiyeti doğdu. Bugün için böyle bir mecburiyet yok. Bugün bu kirli ilişkilerinden sorumlu olanlar saldırgan bir tavırla konuşuyorlar.

BAŞKANLIK SİSTEMİNİN DOĞAL BİR GETİRİSİ

►Tüm kirli ilişkiler ortaya saçılırken yaşananlar bugünkü iktidar açısından en genel anlamda ne ifade ediyor?

Yaşlı: Az önce söylediğim şeyler “iktidarın kişiselleşmesine”, “anayasasızlaşmaya” ve hatta “kanunsuzlaşmaya” işaret ediyor. Kararnameler ve genelgelerle yani “fiili OHAL” aracılığıyla yöneten, “hukuk devletini” ortadan kaldırmış bir tarz var karşımızda. Bunun yanı sıra bu rejim siyasi ve iktisadi rant kavgası veren çok sayıda hizip ve klik ortaya çıkarmış durumda. Ekonomik krizle birlikte pastanın küçülmesinden kaynaklı olarak bunlar arasındaki rant kavgası çok daha keskinleşti. Bu nedenle legal olanla illegal olan arasındaki farkın ortadan kalkışına, devlet aygıtının çeteleşmeye daha açık hale gelişine ve çetelerin de devlette kendilerine daha fazla alan bulmasına tanıklık ediyoruz bugün.

Öneş: Bugün içinde bulunduğumuz şartlar 90’lardan beri devam eden mafya ilişkilerinin önüne geçilmemesinin bir sonucu. Ayrıca bir de 15 Temmuz sonrası ortaklaşılan yapı, başkanlık sisteminin getirdikleri de bugün gördüğümüz çatışma ortamını yarattı. Demokrasinin zayıflığı, bağımsız yargıdaki zaaflar ve tüm bu bağlantıda siyasetin bilinçli olarak bu ilişkileri sürdürme ısrarı sebebiyle bu durumdayız. Bu derinleşen bağlantıların sonucu olarak özellikle petrol, enerji, uyuşturucu gibi küresel boyutlu çıkar kavgalarının içerisinde yer alındığı iddiaları 90’lardan daha kötü bir durumda olduğumuzu gösterdi. 90’ları aşan bir durum var. Özellikle günümüzde video salvolarında görüldüğü gibi siyasiler ve organize suç örgütü liderleriyle bağlantılı iddialar yer alıyor. Milletvekillerinin bağlantıları ortaya çıkıyor. Bunların bir hukuk devletinde mutlaka karşılığı olması gerekiyor. Uluslararası bazı organize suç örgütleri bağlantısını ya da petrol, enerji gibi ciddi konularda mafya siyaset bağlantısı olduğunu gösteriyor. Bu başkanlık sisteminin de bir getirisi, siyaset ve yargı kurumlarının zayıflaması ve denetlenememesinin sonucu olan tehlikeli bir durum. Bu durumda kurumsal yapıların ciddi zaafı var. Yargı işini yapamıyor. Fakat esas sorumlu olan siyasi iktidardır.

BİRLİKTE YENİDEN İŞ TUTACAKLAR

Kazan: İktidar dün bu videoyu çekenlerle birlikte değil miydi, Peker’e korumayı kendileri vermedi mi? O korumayı veren Bakanlığın başındaki insan, ayıbını nasıl örteceğini düşünür ya da “ben yanlış yaptım” deyip çekip gider. Akademisyenler için ‘kanlarında banyo yapacağız’ diyen Sedat Peker’in mitingleri desteklendi, koruma verildi. 90’larda bunu kimse yapamazdı. Bugün ise Ağar’a verilen ve infazı tamamlanan mahkumiyet kararını bozarak “Ağar’a benim alnım açıktır” diyebilme şansı verildi. Ağar’a aklanmış izlenimi vermelerinin sebebi yeniden iş yapabilme arayışıdır. Artık bırakalım hukuktan, yargıdan bahsetmeyi devlet olmaktan çıkılıyor. Mafya çizgisi izleniyor. Bu sorunları ancak iktidarı sandığa gömerek kurtarabiliriz. Yoksa bu ülke her geçen gün daha da yaşanamaz bir ülke haline gelir.