Mahir ve Tunca kadar tutukluyum

Redhack’in ele geçirerek paylaştığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın maillerini haberleştirdikleri için yargılanan gazetecilerden Ömer Çelik, tahliye olmasına ilişkin “Mahir ve Tunca ne kadar tutukluysa ben de hala onlarla o kadar tutukluyum” dedi.

DİHA Haber Müdürü Ömer Çelik, İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen davada 5 meslektaşı ile birlikte hakim karşısına çıktı. Hakkında tahliye kararı verilen Çelik, dün akşam özgürlüğüne kavuştu.

ETHA’ya konuşan Çelik, duruşmaya dair, “Duruşmanın seyri bizim yargılanmamızın niteliğini açık bir şekilde ifade ediyor” dedi. İddianamenin gazetecilik faaliyetleri ile ifade özgürlüğü kapsamına giren sosyal medya paylaşımlarından oluştuğunu belirten Çelik, 10 aydır savunma hakkından mahrum bırakıldıklarını, ilk duruşmada da mahkeme heyetinin sık sık müdahalesi ile yine savunma yapmalarına olanak tanınmadığını söyledi. Haksız gerekçelerle suçlanıp tutuklandıklarını, savunmayı da onların belirlediği çerçevede yapmaya zorlandıklarını ifade eden Çelik, “Kullandığımız cümlelere, yaşadığım haksızlıklara, hakikati, tarafsızlığı dile getirmeme izin vermeyerek sık sık savunmamızı böldü. Savunma yapmamızı engellemeye çalıştı” dedi.
Çelik, Berat Albayrak’ın avukatının Kürtçe savunmaya müdahalesini ise “tahammülsüzlük” olarak değerlendirdi.

Onlar ne kadar tutukluysa ben de o kadar tutukluyum
Çelik, tahliyesine dair ise şunları ifade etti: “Hem benim hem de yargılanan diğer arkadaşlarımın birbirimizden çok farkı yok, aynı haberler gerekçesiyle tutuklandık fakat yargı beni bırakıp diğer iki arkadaşımın tutukluluğunun devamına karar verdi. İki arkadaşımızın hala cezaevinde olması, bizim dışarıda olmamız özgürlüğümüze kavuştuğumuz anlamına gelmiyor. Bu yarım bir özgürlük. Baskıcı politikaların sürmesini göz önüne aldığımızda hepimiz aslında tutukluyuz. Mahir ve Tunca ne kadar tutukluysa ben de hala onlarla o kadar tutukluyum.”

Dava açılmasının dahi başlı başına basın özgürlüğüne saldırı olduğunu kaydeden Çelik, Bakan Albayrak’ın müdahilliğini ise şöyle değerlendirdi: “Yapılan haberlerin tümü kamuoyunu ilgilendiren içerikte olmasına rağmen ‘şahsi zarar görmesi’ gerekçesiyle müdahilliği kabul edildi. Yaşadığımız hiçbir şey normal değil, neticede dünkü yargılama da normal olarak tanımlanamaz. Hem müdahillik talebi hem de kabul edilmeden benim savunmama ya da diğer taleplere dair avukatlara fikir danışılması, görüş sorulması normal değil, böyle değerlendirilemez. Verilen kararlar hukuki çerçevede verilmedi.”