Kamuyoyunda sosyal medya davası olarak bilinen davada yargılanan altı gazeteci ilk kez hâkim karşısına çıktı. Ömer Çelik serbest kalırken, Mahir Kanaat ve Tunca Öğreten’in tutukluluğuna devam kararı verildi

Mahkeme hukuksuzluğa devam kararı verdi

BURAK ABATAY - ZEYNEP KURAY

Kamuoyunda sosyal medya davası olarak bilinen ve aralarında gazetemiz çalışanı Mahir Kanaat’in de bulunduğu 3’ü tutuklu 6 gazetecinin yargılandığı davanın ilk duruşması dün gerçekleşti. Duruşmada sanıklar Mahir Kanaat, Tunca Öğreten, Ömer Çelik, Eray Sargın, Derya Okatan ve Metin Yoksu hazır bulundu.

Gözaltına alındıktan 304 gün sonra ilk kez hakim karşısına çıkan gazeteciler, ‘devlet sırrı’nı ifşa etmek ve terör örgütü üyeliği gibi suçlarla yargılanıyor.

İddianamede davanın tutuklu sanıkları Mahir Kanaat’in 24, Tunca Öğreten’in 19, Ömer Çelik’in de 16.5 yıla kadar; tutuksuz sanıkları Derya Okatan, Eray Sargın ve Metin Yoksu’nun ise 16.5 yıla kadar hapsi isteniyor.

Davaya birçok gazeteci, milletvekili siyasi parti temsilcileri destek verdi. Gazetecilerin yargılandığı davada duruşma salonuna sadece 6 gazeteci alındı. Alper Taş duruma isyan edip “Arkadaşlarımızın davasına güvenlik görevlileri kendi istedikleri kadar insan sokuyorlar. Bir sürü gazeteci dışarda kalıyor. Bu kabul edilemez” dedi.

Projeksiyon talebi reddedildi
Duruşma, mahkeme başkanının iddianamenin giriş bölümünü özetlemesiyle başladı. Ardından Kanaat’in avukatları Ali Deniz Ceylan ve Tolgay Güvercin söz alarak projeksiyon ile savunma yapmak istediklerini belirtti.

Av. Ali Deniz Ceylan, “Polisin çok önemli bir bilgi bulmuş gibi gösterdiği 17/25 Aralık dosyalarına internette rahatlıkla ulaşılabiliyor. Dosyanın internetten indirilebileceğini projeksiyonla mahkeme salonunda göstermek istiyoruz. Örneğin http://www.adaletbiz.com sitesinden bu dosyayı indireceğiz” Hakim, bu talebi reddetti. Hakim, bilirkişiden mütalaa alınabileceğini söyleyerek “Biz bunu inceleriz” diye konuştu.

Burada suçlanan gazeteciliktir
Ardından ETHA Yazıişleri Müdürü Derya Okatan savunmasına başladı.
“Burada suçlanan gazeteciliktir” diyen Derya Okatan, “Dava, hâlâ hizaya gelmeyenleri hizaya getirmek, gerçeklerde ısrar eden gazetecilere gözdağı vermek için açılmıştır. Bir bütün olarak AKP’nin ve Saray’ın ‘tek sesli’ bir ülke yaratmak için hayata geçirdiği politikaların bir parçasıdır. Bir kez daha söylüyorum, o haberleri yaptım çünkü halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını savunuyorum. Benim kalemime yön veren Saray’ın icazeti değil, kendi vicdanımdır, sosyalist bir gazeteci olarak ezilen halklara karşı duyduğum sorumluluktur” dedi.

Okatan’ın ardından Gazete Yolculuk Yazıişleri Müdürü Eray Sargın söz aldı. Sargın şunları söyledi:

“Twitter hesabını ben kullanmıyorum bana ait değildir. Bu sebeple yerine atılı suçları kabul etmiyorum. ‘Berat’ın kutusu açıldı’ diye bir link paylaşıldığını söylüyorsunuz. Kendi ağzınızla söylediniz bu bir haber diye.”

‘Twitter’dan anlamıyorum’
Sargın’ın ardından savunma yapan Metin Yoksu, 25 gün gözaltında kaldıklarını hatırlattı. Albayrak’ın mailleri nedeniyle gözaltına alındıklarının haberlerinin yapıldığını ancak soruşturmanın değiştirildiğini belirten Yoksu savunmasına şöyle devam etti: “Yapmış olduğumuz haberler ilgili karşımıza iddianame çıktı. Atılan tweetler, ajansta yayınlanan haberlerde açık kaynak ile belirtilmiş, haber dilidir.” Yoksu’nun savunması sırasında Mahkeme Başkanı’ndan çok ilginç bir beyan geldi. Sosyal medya davasının hâkimi olmasına rağmen Twitter’dan anlamıyorum diyen mahkeme başkanı herkesi şaşkına çevirdi.

Yoksu’nun ardından tutuklu DİHA Haber Müdürü Ömer Çelik savunmasını Kürtçe yaptı. Gözaltına alınma sırasında işkenceye maruz kaldığını belirten Çelik’e savcı “Konu dışına çıkma” diye müdahale etti. Ömer Çelik de “Bu konunun dışına çıkmak değil işkence gördüm ve tutuklandım” şeklinde yanıt verdi. Çelik mahkeme heyetine seslenerek “Aslında bakarsanız bugün karşınızda bile bulunmayabilirdim. Çünkü evimde polislerce infaz edilebilirdim” diye konuştu.

Olmayan haberle nasıl algı oluşturayım
Ömer Çelik’in savunmasını tamamlanmasından sonra BirGün Gazetesi çalışanı Mahir Kanaat konuşmaya başladı. 7 yaşındaki çocuğun olduğu bir evde ile gözaltına alındığını söyleyen Kanaat şöyle devam etti: “Dosya ile ilgili bilgileri Sabah gazetesinden öğrendik. Bize uygulanan gizlilik kararı Sabah gazetesinde yoktu. Haber yapmadık. Olmayan bir haberle nasıl bir algı oluşturmaya çalışıyorum.”

Kanaat savunmasına şöyle devam etti: “Ben solcu bir ailenin solcu çocuğuyum. Değil FETÖ’cüler hiçbir sağcıya selam vermem. Bunu hakaret olarak kabul ediyorum. 2014’e kadar telefon görüşmelerim çıkarılmış. Tek bir şüpheli hareket yokken örgüt adına nasıl görev yapmış olurum.”

7 milyar insanın bildiği sır mıdır?
Diken’in eski editörü Tunca İlker Öğreten de konuşmasına gözaltına sürecini aktararak başladı. Öğreten şöyle devam etti:“Redhack 17-18 gazeteciyle paylaştı. Ben de kendimi orada buldum. Çalınan hesap bakanın kişisel hesabıdır neden içinde devlet sırrı var. Powertrans haberini yaptım. Ne Albayrak’ın özel hayatıdır ne de devlet sırrıdır. 7 milyar insanın bildiği sır mıdır?"

Gazetecilerin savunması sonrasında davaya Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın müdahil olması talebi dile getirildi. Albayrak’ın avukatları müdahallik talebinde bulundu.

Ardından mütalaasını açıklayan savcı, Albayrak’ın davaya müdahil olmasının kabul edilmesini talep etti. Savcı Ömer Çelik’in tahliye edilmesini, Tunca Öğreten ve Mahir Kanaat’in ise tutukluluk halinin devamını talep etti. Mütalaanın ardından avukatlar savunma yaptı ve sanıkların tahliyesini istedi. Mahkeme heyeti Berat Albayrak’ın müdahil olmasını kabul etti. Ömer Çelik’in tutuksuz yargılanmasına karar verilirken, Mahir Kanaat ve Tunca Öğreten’in tutukluluğuna devam kararı verildi. Bir sonraki duruşma 6 Aralık’ta.

***

‘Gazetecilere özgürlük’

Dava öncesi Çağlayan Adliyesi önünde “Haber yapmak suç sayılamaz, Gazetecilere özgürlük” pankartı açan gazeteciler ve yurttaşlar burada bir açıklama yaptıktan sonra duruşmaya katılmak üzere adliyeye girdiler. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Bir hacker grubunun yayımladığı Berat Albayrak’ın kimi maillerine ilişkin sosyal medyada paylaşımda bulunmak veya kimi haberler yapmak suçlamasıyla gazeteciler Ömer Çelik, Metin Yoksu, Tunca Öğreten, Derya Okatan, Mahir Kanaat, Eray Saygın yargılanıyorlar. Mahir Kanaat, Tunca Öğreten ve Ömer Çelik akla zarar suçlamalarla tam 303 günü Silivri Cezaevi’nde geçirdiler. Bu kısacık iddianamede tam 24 kez Twitter, 25 kez paylaşım, 25 kez haber sözcüğü geçiyor. Bizler, burada bulunan gazeteciler, yazarlar, milletvekilleri, meslek örgütü temsilcileri, siyasi parti yöneticileri ve aileler olarak gazeteci arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”

***

Eğer gazeteciler hapisteyse...
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün grup toplantısında sosyal medya davasını eleştirdi. “Bugün BirGün gazetesi muhabiri Mahir Kanaat’in duruşması var. Pek çok gazetecinin de duruşması var. Aylardır içeride. Yargının önüne çıkarılmıyor. Berat Albayrak’ın maillerini kamuoyu ile paylaşmış diye. Onun attığı mailleri paylaşmak suç mu? Bütün gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz. Bir ülkede gazeteciler hapisteyse o ülkede demokrasi yoktur. Bizi severler veya sevmezler ama benim gibi düşünmeyen insanın da düşüncesini özgürce ifade etmesi lazım” ifadelerini kullandı.