Gün Matbaası davasında, ‘Bilirkişi raporunu’ dikkate alan mahkeme, montaj ustasına “Haber yaparak suç işledin” dedi. Gece bekçisine ise “Neden gazetenin basılmasına engel olmadın?” diye sordu

Mahkemeden matbaa bekçisine: ‘Niye baskıyı durdurmadın?’

ERK ACARER erkacarer@birgun.net
@eacarer

Kısa bir dönem önce kapatılan Özgür Gündem’i de basan, Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi’nin hazırlandığı Gün Matbaa davasının, 18 Eylül’deki duruşmasında, 8 işçi tahliye edilirken diğer işçilerin ise tutukluluk haline devam edildi. Dosyada, 20’si tutuklu, biri firari 21 sanık var. Paketleme, kalıp, montaj bölümünde çalışan işçiler ve gece bekçisi 6 ayı aşkın süredir cezaevinde.

Tutukluluğun devamında, Basın Kanunu’nun 11. maddesi işletilmedi ve söz konusu işçiler editoryal sorumlu gibi gösterildi. Gece bekçisine sorulanlar ve iddianamede yer alanlar ise yargının ne hale geldiğini ortaya koydu. Mahkeme, Türkiye’de yaşananları ironik bir biçimde terse de çevirdi. Sosyal medya paylaşımı gerekçesi tutuklamalarının aksine, darbe karşıtı ve iktidar lehine paylaşımlara tahliye verildi. Darbeye karşı durduğu ve 15 Temmuz’da sokağa çıktığı halde, bunu sosyal medya kullanmadığı için belgeleyemeyenler ise cezaevinden çıkamadı.

İşçiler haber yapmış(!)

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi; fikir özgürlüğünü dikkate almadığı gibi editoryal faaliyetlerle hiç ilişkisi bulunmayan işçileri de “terör” örgütüne yarar sağlayan haberler yapmakla suçladı. Bunun için bilirkişi raporuna başvuruldu: “Rapordan da anlaşıldığı üzere PKK/KCK Silahlı terör örgütü ve onun kırsal uzantısı olan YPG/PYD örgütü hakkında propaganda, Afrin Harekâtı ve ordumuzla ilgili karalıyıcı haberler yapılmıştır.” Mahkeme; söz konusu hususlar dikkate alındığında; “Adli kontrol uygulaması yetersiz kalacaktır” dedi.

Fikir özgürlüğünü geçtik, montajcının suçu ne?

Avukat Yunus Emre Çelebi, müvekkili olduğu montaj işçisi Mahmut Abay’ın tutukluluğuna ilişkin beyan ve savunmasında, mahkemenin verdiği kararın izaha muhtaç olduğunu söyledi. Basın Kanunu’nun 11. Maddesi’ni anımsatan Çelebi; süreli yayınlarda işlenen suçların, haberi yazana, o belli değilse sorumlu müdüre, genel yayın yönetmeni, editör ya da basın danışmanına ait olduğuna dikkat çekti. Dosyadaki iddiaların kime isnat edildiğinin anlaşılamadığını şu ifadelerle belirtti: “Basın yasasına göre işlenen suç gerekçesinin, tutukluluk hali devam eden sanıklardan hangisi bakımından geçerli olduğu, hangi sanığın, hangi müspet iddialarla tutukluluk halinin sürmesine karar verildiği izah edilememektedir. Müvekkilim, tutukluluk halinin devamına gerekçe gösterilen suçların hiçbirinin muhatabı değildir.”

Gece bekçisine tuhaf sorular

Gün Matbaacılık Reklam Film Basın Yayın Tanıtım San. Tic. Ltd. Şti’ne ilişkin duruşmada matbaa sahibi ve müdürünün yanı sıra işçilerin tutukluluk haline de devam edildi. Oysa bu işçilerden 15’i ofset bölümünde montaj, baskı ya da kalıp ustası olarak çalışıyor. Hiçbiri editoryal işlerden sorumlu değil. Aralarında 3 paketleme elemanı ve bir gece bekçisi var. Gece bekçi İhsan Sinmiş’e sorulanlar da adeta Türkiye’de yargının işleyişi ve hukukun rafa kaldırılışını anlattı. Mahkeme heyeti, gece bekçisine; “Neden baskıyı engellemedin?” diye sordu. Bekçinin evinde, babasından kalan kuru sıkı silah ve ona ait fişekler ise, iddianamede, “ruhsatsız tabanca” olarak geçirildi ve “örgütsel faaliyetlerde tedbir amacı ile kullanıldığı” belirtildi.
Bununla beraber, 2014 yılında sadece 3 ay matbaada çalışmış bir işçi de hukuka aykırı olarak kayda yapılan geçmişe dönük yargılama ile 2018 yılına ilişkin davada 6 ay tutuklu kaldı.

Darbe karşıtı paylaşıma tahliye

Avukat Çelebi’nin savunması mahkemelerin yargılama ve karar kriterlerini de ortaya koydu. Dosyadaki 8 işçi, sosyal medya hesaplarında darbe karşıtı ve hükümeti destekleyen paylaşımları bulunduğu için serbest bırakıldı. Avukat Çelebi; “Bizim müvekkilimiz de darbeye karşı çıkmıştır” diye savunma yapmak zorunda kaldı: “Montaj işçisi Mahmut Abay’ın tahliye olmamasının nedeni sosyal medya hesaplarının olmayışıdır. Tahliye olan diğer işçiler sadece sosyal medyada paylarımları yapabildikleri için tahliye olmuşlardır. Yargılama açısından korkunç bir durumla karşı karşıyayız. Zira insanlar anayasal güvence altında olan düşünce ve kanaatlerini açıklamama hürriyetinden mahkûm bırakılmıştır. Gelinen noktada müvekkilimin tahliye olamamasının nedeni sosyal medya hesaplarının bulunmayışıdır. Dosya kapsamında yargılanan birçok insan farklı kanaat ve siyasi düşünceleri paylaşmalarına rağmen örgüt propagandası ve örgüt üyeliği suçundan yargılanmaktadır.”

Tek dertleri ekmek parası

Çelebi; “Bu davada yargılanan sanıkların emeği ile para kazanmaktan başka bir suçu yoktur” dedi: “Bugün gelinen noktada ne yazık ki yargı, sanıklardan örgüt üyesi olmadığını sosyal medya hesapları ile ispatlamalarını istiyor. İddianamede bir çok sanık hakkında isnat olunan eylem yalnızca Gün Matbaa işçisi olmaktır. Müvekkilim de diğer bir çok sanık gibi 15 Temmuz Darbe girişiminde sokaklarda olmasına karşın bunu sosyal medya hesapları üzerinden ispatlayamadığından tutukluluk hali devam etmektedir. Kısa sürede işçi olmaktan başka hiçbir suçları bulunmayan davanın sanıkları hakkında hakkaniyete uygun bir karar verilmesini umuyoruz.”