Tatsız bir durum. Makedonya’nın kendi adıyla uluslar sahnesinde yer almasının Yunanistan’ın son derece ilkel “milliyetçi” yaklaşımıyla engellenmesinin savunulacak bir tarafı yok.

Önceki gün atılan karşılıklı imzalar sayesinde Makedonya artık Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olarak anılmayı kabul etti. Ancak bu sorunun henüz çözüldüğü anlamına gelmiyor. Çünkü hem Yunanistan’da hem de Makedonya’da anlaşmayı protesto eden çok sayıda insan var. Yunanistan’da başına ne getirilirse getirilsin Makedonya adının kullanılmamasını isteyenler, Makedonya’da ise başına bir ek getirilmeden Makedonya adının kullanılmasını isteyenler sokaklara döküldüler.

Makedonya’nın NATO’da yer alması, Batı’ya kapılanma çabaları, tüm bunların hepsi bir yana, adını sadece Yunanistan istemiyor diye kullanamaması kabul edilir bir durum değil. Makedonlar kendilerini Yunan olarak görmüyorlar, aralarında eski solcu yeni sağcı Mikis Teodorakis gibilerinin de bulunduğu kimileri de “sadece bir Makedonya var o da daima Yunan’dır” diyor ısrarla.

Nedir bu ısrarın nedeni ?
Yunanistan Makedon Kralı Büyük İskender’i bir Yunan kahramanı olarak kabul eder. Makedonya, İskender’in “güç merkezi” idi, malum. Makedonya’nın eski başkenti Vergina, günümüzde Yunanistan sınırları içinde . Selanik de Makedonya’nın başkentlerinden biri. Yunanistan, Makedonya’nın ileride bu topraklara ilişkin hak iddialarından çekiniyor.
Bölge zaten, “Balkanlar”a uygun bir karışıklık içinde. Yunan milliyetçisi her şeyi Yunan görüyor. Arnavut milliyetçisinin hedefi ise Kosova’yı ve Makedonya’nın bir kısmıyla, kuzey Yunanistan’ı kucaklayan “Büyük Arnavutluk”u oluşturmak. Sonra bölgede Orta Asya’dan Avrupa’ya uzanan, Balkanlar’dan geçecek olan, Çin’in “Tek Kuşak Tek Yol” ticari karayolunun giderek artan cazibesi de önemli bir faktör. Yunanistan bu konuda etkili olmayı istiyor. Makedonya’yı etkisizleştirme çabası içinde bunu da saymak gerek.

Emperyalistlerce parçalanan Yugoslavya’da bu sorunlar yaşanmamıştı. Bu büyük emekçi halklar federasyonu dillerin, etnisitelerin, kültürlerin büyük ortaklığıydı. Parçalanınca Sırbistan, Bosna Hersek, Hırvatistan, Slovenya, Karadağ devletleri çıktı ortaya. Balkanlar’ın yüzünü değiştiren bir gelişme oldu bu. Yugoslavya iç savaşı sırasında Kosova’nın etnik Arnavut bölgesi yeniden yapılandırıldı. Sırbistan’da Hırvatistan’da milliyetçilikler hortlatıldı.

ABD, Balkanları Avrupa-Atlantik bloğuna entegre etmek istedi hep. Tüm çabalarını buna harcadı. Kosova’nın erken bağımsızlığı, Yunanistan’ın ikna edilerek Makedonya’nın adının değiştirilip NATO’ya alınacak olması hep bu politikanın sonuçları.

Yunanistan’ın zaten etnik patlamalara uygun bir atmosferi olan bölgede, bir ulusun kendisi için kullanmayı seçtiği, tarihi hakkı da olan bir adı, sadece kendisinin olduğu iddiasıyla kullandırmaması, bu nedenle çıkacak krizde ABD ve müttefiklerinin eline muazzam bir “malzeme” vermesi demek.

Peki Makedonya gerçekten Yunan mı?
Bunun yanıtının “hayır” olduğu Yunanistan’ın söz konusu ülkenin adını “Kuzey Makedonya Cumhuriyeti” olarak kabul etmesinden belli değil mi? Makedonya olmasa neden Kuzey Makedonya olduğunu kabul etsin.

Üstelik bundan önce Makedonya’ya Yunanistan tarafından önerilen bir diğer isim de “Yukarı Makedonya” idi. Yani o bölgede yaşayanların Makedon oldukları konusunda aslında Yunanistan’ın da itirazı yok.

Kimin itirazı var peki?
Muhafazakâr, sağcı, ırkçı, faşist partilerle, Ortodoks Kilisesi’nin. Yani bir ülkede huzurun, barışın, çağdaşlığın düşmanı kim varsa onların.