SORU: Ben bir tekstil firmasında çalışıyorum. Görev tanımım bant takibi ve raporlama. 3 yıldır aynı görevdeyim; ancak bu aralar sürekli bana boş zamanlarımda makineye geçmem için psikolojik baskı uygulanıyor. Makine dışında başka iş yapsam bile ille de makineye geçmemi istiyorlar. Ne yapmam gerekiyor?

YANIT: Öncelikle belirtmeliyiz ki işçiye kendi rızası dışında yapmakla görevli olduğu iş (görev) tanımı dışında başka bir iş yaptırılamaz. Uygulamada bu konunun işverenlerce suiistimal edildiğini, işçilere işe girerken çok geniş tanımlı iş sözleşmeleri ve/veya görev tanımları imzalatıldığını, işverenlerin işçi emeğini çok yönlü kullanmaya çalıştıklarını biliyoruz. Esas itibarı ile bu tür sözleşmelerin bir geçerliliği olmadığı görüşündeyiz.

Bu nedenle işçinin işe girerken yapacağı sözleşmede ve/veya kendisine imzalatılacak görev tanımı belgesinde iş tanımı açık ve net, hatta yazılı olmalıdır. Yani işverenle ileride bu konuda oluşabilecek olası itilaf koşulunda işveren "iş tanımında bu da var" diyebilir. İşte bu iddia karşısında işçinin de bunun aksini kanıtlayacak belgesi olmalıdır. Bu belge de yazılı hale getirilmiş iş/görev tanımıdır.

Elinizde işe girerken karşılıklı olarak imzalanmış iş sözleşmeniz var mı? Bu sözleşmede göreviniz açıkça belirtilmiş mi? Bu sözleşmenin eki olan görev tanımınız var mı? Bu sorulara evet yanıtı verebiliyorsanız işverenin size yaptırmak istediği ek işleri yapmak zorunda değilsiniz. İtiraz ederek bu işleri yapmaktan kaçınabilirsiniz. İşverenin bu konuda ısrarcı olması halinde iş sözleşmenizi haklı nedenle sona erdirerek işten ayrılabilirsiniz. Konuyla ilgili örnek olabilecek bir yüksek mahkeme kararını aşağıda sunuyorum:

“Taraflar arasındaki uyuşmazlık işverence gerçekleştirilen feshin haklı olup olmadığı noktasındadır. Davalı işyerinde sandviç üretimi ve paketlemesi işinde çalıştığı anlaşılan davacıya görevinin dışında fırın temizliği görevi de verilmiştir. Başka bir ifadeyle davacıya verilen sürekli ek iş nedeniyle iş şartlarında ağırlaşma meydana gelmiştir. Eksik çalışanların işinin davacıya yaptırılmak istenmesi yerinde olmayıp, fesih nedeni yapılamaz. Öte yandan 4857 Sayılı İş Kanunu 22. madde uyarınca işveren çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı iş günü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamayacaktır. Anılan maddedeki şartlara uygun olarak yapılmayan değişikliği kabul etmeyen davacının iş akdinin feshi haksız olup, davacının ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir.”
(Yargıtay 9.HD 2014/2960 E. 2015/14418 K. sayılı kararı)

Bu konularda herhangi bir aksiyona geçmeden önce hukuksal destek almayı da ihmal etmeyiniz.