Geçen yıl Nisan ayında İstanbul‘da dünya prömiyerini yapan Marx ve Engels’in dünyayı sarsan eseri Komünist Manifesto’dan uyarlanan “Manifesto” oyunu Avrupa’ya geliyor.

Manifesto Avrupa turnesine çıkıyor

FRANKFURT BirGün

Tiyatro sahnesine uyarlanan ve geçen yıl Nisan ayında İstanbul‘da dünya prömiyerini yapan Marx ve Engels’in dünyayı sarsan eseri Komünist Manifesto’dan uyarlanan “Manifesto” oyunu Avrupa’ya geliyor.

Tarihte ilk kez tiyatro sahnesine uyarlanan oyunun Avrupa turnesi kapsamında Almanya’nın çeşitli bölgelerinde ve İsviçre’de de Cenevre kentinde sahneleneceği açıklandı. Geçen haziran ayı için planlanan Almanya turnesi, tiyatro ekibinin vize engeline takılması nedeniyle ertelenmek zorunda kalmıştı.

Nâzım Hikmet Kültür Merkezi Almanya’nın beş kentte ağırlayacağı oyunu, Cansu Fırıncı sunuyor. Harun Güzeloğlu (Oyun Sandalı) da uyarlayıp yönetiyor. Manifesto, 28.10-18.11.2022 tarihleri arasında Almanca altyazıyla Almanya’da, 19.11.2022 tarihinde Cenevre’de İsviçre’deki izleyicileriyle buluşacak.

Oyunun sahneleneceği turne takvimi şöyle:

28 Ekim, Cuma Saat 20.00 Essen, Katakomben Theater
6 Kasım, Pazar Saat 18.00 Köln, Bürgerzentrum Ehrenfeld
11 Kasım, Cuma Saat 20.00 Münih, IG-Feuerwache
12 Kasım, Cumartesi Saat 19.00 Esslingen, Württembergische Landesbühne Esslingen
18 Kasım Cuma Saat 20.00 Berlin, Theater28
12 Kasım, Cumartesi Saat 19.30 Cenevre, Salle Gandhi-Carson

Bilet rezervasyonuna nhkm.almanya@gmail.com ve asop.geneve@gmail.com adreslerinden, biletlere tiyatro gişelerinden ulaşılabilir.

MANİFESTO OYUNU HAKKINDA

“Dünyada neredeyse her dile çevrilen, basımı ve dağıtımı yüzlerce kez yasaklanan, onlarca kez toplatılan bu kitap bizce hala güncelliğini koruyor. Yazıldığı yüzyıldan bu yana tarihin akışı içerisinde çok büyük toplumsal değişiklikler olsa da, metnin temel tartışması olan ‘ezenler’ ve ‘ezilenler’ arasındaki kavga sürüyor. Birileri hiçbir zaman tüketemeyeceği servetlere sahip olurken, dünyada yeterince beslenemeyen, temel insani ihtiyaçlarına ulaşamayan, okul yüzü dahi göremeyen yüz milyonlarca insan yaşıyor.

Dünyamız şirketlerin para kazanma hırsı yüzünden can çekişiyor. Kadınların eşitlik mücadelesindeki kazanımları birer ikişer ellerinden alınmaya çalışılıyor. Çocuk işçilik gün geçtikçe artıyor. Emekçiler emeklilik haklarını dahi kaybediyor. Daha saymakla bitmeyecek yüzlerce çarpıklık… İnsanlık ve yaşam bu sömürüyü hak etmiyor. Kapitalizmin dünyayı bir felakete doğru sürüklediğini daha 18. Yüzyılın ortalarında gören iki büyük düşünürün bu ‘uyaran’ eserini, çevre felaketlerinin eşiğinde yaşayan 21. Yüzyılın insanlarıyla tiyatronun olanaklarını kullanarak buluşturmak istedik. Felaketin eşiğindeyken Marx’ın şu sözü hâlâ çok kıymetli, ‘Filozoflar şimdiye dek dünyayı çeşitli şekillerde yorumlamışlardır; oysa asıl mesele dünyayı değiştirmektir.’”