“Savcılar göreve” ifadelerinin karşılığı olup olmadığını anlamak için 8. videosunu servis eden mafya lideri Sedat Peker’in arkasındaki kitaba bakmak yeterli. Maria Puzo: Aile. Mafyatik bir örgütlenmede ailenin önemi anlatılıyor! Filmlere, dizilere, kitaplara ilham veren ilişkiler. Elbette Türkiye de bu ilhamdan yararlandı.

ÇUKUR

Reyting rekorları kıran ‘Çukur’ dizisinde de ailenin önemi anlatıldı. Dizinin ismi, bugün ülkede yaşananları tanımlıyor olabilir. Ailenin, mafya-devlet-siyaset ile iç içe girmesi ile ortaya Türkiye’ye özgü bir durum çıktığı görülüyor. Çukur ve ‘onun derinliği’ burada netleşiyor.

SAVCILAR!

‘Savcılar kime bağlı?’ ve ‘Aile ilişkileri nasıl saçaklanıyor?’ Bu iki soruya verilecek içten cevaplar, sadece kamuoyunun değil siyasilerin yaptığı “Savcılar göreve” çağrısının ne kadar karşılıksız olduğunu gösteriyor. Peker’in iddialarını dile getirenlere yönelik “Bir suç örgütü liderine mi inanıyorsunuz?” diye geçiştirmek isteyenler var.

ÖNEMLİ BİR TANIK!

Bu noktada, Peker’in kim olduğu sorusu önemli. Hâlâ AKP ve ülkücü tabanda değer verilen ve karşılık bulan bir isim. 2 yıl öncesine kadar resmi değil ama fiili olarak iktidar ile yol alıyordu. Şimdi hem paramiliter faaliyetlerini hem de cihadizm ile olan yakın ilişkilerini itiraf ediyor. Önemli bir tanık!

KİME İNANACAĞIZ?

Belgelere, görüntülere, ses kayıtlarına, gazetecilere ilave olarak söylediklerinin hukuki karşılığı olamayacağına vurgu yapılıyor. Dahası, tek kişilik bir ‘terör’ örgütüne dönüşmek üzere. Oysa anlattıkları, tam da içerden biri olarak gazetecileri, belgeleri, görüntü ve ses kayıtlarını doğruluyor. Soralım: Kime inanmalıyız?

ORTADA BİR ŞEMA VAR

Peker, Suriye’yi anlattı. Ortaya vahim bir şema çıktı. Devletin resmi kurumları, taşeron kurumlar ile işbirliği içinde. Kâr sağlayan firmalardan, radikal İslam’a uzanan bir yoldan söz ediliyor. Peker’in iddiaları çarpıcı. Ana fikir olarak şemanın netliğini şöyle ortaya seriyor:

SADAT ELİYLE

“Suriye’ye giden silahların parasını verdim. Bunlar, SADAT eli ile el Nusra’ya gönderildi. İllegal yöntemlerle petrol, kaçak mallar, metaller de Suriye’ye yollandı. Bunu legal hale getiren ve onay veren kurumlar oldu.” Peker, Suriye’deki ‘ticareti’ net ifadeler ile şöyle anlatıyor:

“Cumhurbaşkanlığı İdari İlişkiler Başkanı Metin Kıratlı onay verdi. Teyidin ikinci ayağı Murat Sancak ve Ramazan Öztürk’tü. Son halka Abu Abdurrahman ya da Abu Şiyma olarak bilinen el Nusra iktisat sorumlusuydu.” Kritik noktalardan biri Murat Sancak’ın ‘damat beyi’ saklaması.

SURİYE DIŞINDA LİBYA DA VAR!

Peker’in anlattıkları, sadece Suriye’ye değil, söz konusu ilişkiler üzerinden Libya’ya da uzanıyor. Bunun için açık kaynaklardaki BMC’nin yolladığı ‘Kirpi’ denilen zırhlı araçlara bakmak lazım. Büyük miktarda ve gemiler ile gitti. Trablus’ta radikal İslamcılarca karşılandı.

Diğer giden malzeme ise Bayraktar’ın İHA ve SİHA’larıydı. İlişkiler sanki diğer damada da uzanıyor! Rus ve Arap basını aylar önce önemli haberler aktarmıştı: “SİHA’ların eğitimini, Tarablus’ta deniz kenarındaki lüks otellere yerleştirilen SADAT personeli veriyor. Sayıları 800 civarı.”

ALTTAKİ AİLELER

Öztürk ailesi Sancaklar gibi ön planda. Ethem Sancak BMC’yi alınca, ‘tesadüfen olsa gerek’ Rize, Güneysu’dan, iş insanı Talip Öztürk ile tanıştı. BMC’nin yüzde 49.9’u Katarlılara satılmıştı. Yüzde 25.1 ise Talip Öztürk’e satıldı. Sancak’ta yüzde 25 hisse kaldı. BMC’nin başında, Talip Öztürk’ün oğulları daha çok görünür oldu.

Sancak ve Öztürk soyadlarına, bir başka soyadını daha eklemek mümkün. Gür ailesi!

Mehmet Gür, Erdoğan’ın, “Mehmet amcana götür sıfırla” dediği kişi. Ortadoğu İnşaat’ın sahibi Gürler, Erdoğanlar ile eskiden beri iç içe.

Gür ile Öztürk ailelerinin ortak oldukları, bu ortaklıkların Öztreyler Şirketi ve Ortadoğu İnşaat’ta yüzeye çıktığı iddia ediliyor. BMC’nin alt işlerini, Öztreyler’in yaptığı ileri sürülenler arasında. BMC’ye Sakarya Ferizli’deki büyük bir arazinin, Öztreyler’e ise yakınındaki sanayi bölgesinde bir alanın verilmiş olması, ileri sürülenlere ek.

Öztreyler, çay işi de yapıyor. Özgür Çay markası adı altında, BİM’lere çay veriyor. Erdoğan’ın dağıttığı çaylar bunlar olabilir mi? Kim bilir! Şimdi burası ‘çokomelli’, ‘esas oğlanın’ denizcilik şirketi BMZ, Ortadoğu Şirketi’nin altında yer alıyordu.

Bu 2 aile, ‘al-sat’ yapan Sancakların önüne geçmiş gibi. Derinde daha faal oldukları görülüyor. Ancak, Sedat Peker’in, ‘Murat Sancak’ın ‘Damat beyi’ Hadımköy’deki evinde sakladığını’ anlatması, Sancakların dostlukta ve alışverişte baki olduğunu ortaya koyuyor.

İnşaatta 5’li çete, silahta 3’lü çete ile SADAT A.Ş., uyuşturucuda ise ‘ulaştırma’ ve ‘limancılar’… Sedat Peker, “Tayyip Abi” diyor. Arkasında Mario Puzo’nun “Aile” isimli kitabı var. Sağdan baksan da soldan baksan da işler o kitaba çıkıyor. Savcılar göreve gelir mi? Türkiye’nin tozunu geniş bir halk yelpazesinin alacağı akla daha yakın! Öte yandan dünyada da bu ilişkileri sağır sultan bile duydu!