‘Marksizmi yeniden harekete geçiren’ teorisyen

Derya Çakır

Robert T. Tally Jr., Fredric Jameson başlığını verdiği ve ‘Diyalektik Eleştiri Projesi’ alt başlığıyla yayımlanan kitabında, aynı zamanda hocası olan Jameson’ın fikirlerini bir bütün hâlinde okura sunarken hem yazara yöneltilen eleştirileri ortaya koyuyor hem de onlara yanıt vermeye çalışıyor.

BİR ÖĞRETMEN VE KÂŞİF

Jameson’ı ‘bir eğitimci’ olarak tanımlayan Tally, diyalektik ve eleştiri üzerine yaptığı çalışmalarda onun görüşlerinden yararlandığını belirtiyor.

Marksist kültür teorisiyle birlikte; Marx’ın diyalektik, bütünlük ve ütopya kavramlarına ilişkin eserler verip fikirler üreten Jameson, alternatif paradigmalar ortaya koyan bir isim.

ABD’li bir Marksist olarak memleketindeki saf kapitalizm üzerinden Marx’ın teorilerini inceleyip yorumlayarak kendi söylemini oluşturması, Jameson’ı meslektaşları arasında önemli bir noktaya getirdi.

Tally, hocasının çalışmalarından yararlanarak kendisine bir yol çizerken Jameson’a saygı niteliğindeki bu kitabı hazırlıyor ve onu tüm yönleriyle anlatmaya koyuluyor. Jameson’la ilgili hatıralarına da yer verirken onun eserlerine ve araştırmacılığına dair bir not düşüyor: “Yirmiden fazla kitabı ve yüzlerce kısa yazısında Jameson, tutarlılıkla her zaman onları anlamlı bir kültürel, tarihsel ve entelektüel bağlama oturtarak ve sonrasında da onları biçimlendiren yeni bir bilgiyle ve yapıyla donatarak genellikle zor olan yeni fikir ve metinler ortaya çıkarır, okur da bir öğrenci gibi onun üzerinden kendi eleştirel macerasını veya edebî keşif yolculuğunu başlatmaya hazırlanır.”

Tally’nin ifadesiyle Jameson, günümüzün en önde gelen edebiyat ve kültür eleştirmeni. Öte yandan, Marksist eleştirmenler içinde zirvede. Kültür dünyası ve küreselleşme yorumlarını diyalektik eleştiriden hareketle kaleme alan Jameson, Tally’e göre “Marksizmi yeniden harekete geçiren kişi.” Daha fazlası da var: “Jameson, uygun bir dille söylenecek olursa edebiyatın, edebî eleştiri ve teorinin, yeni medya ve teknoloji ya da diğer görünür faydacı çalışma alanları karşısında geçmişte kaldığı ya da alakasız hâle geldiği düşünülen bir dönemde en önemli edebiyat düşünürlerinden biri olmuştur.”

KAPİTAL ELEŞTİRİLERİ

Tally, Jameson’ın diyalektik eleştirisinin, benzer konuda çalışmalar yapan kişilerin fikirlerini dışlamadığını ve onları eleştirisinden oluştuğunu anımsatıyor. Bu tavır, Jameson’ın teorisinin ayakları üzerinde durmasını sağlıyor Tally’e göre.

Tally’nin hatırlattığı bir başka konu, edebî ve kültürel eleştirmen olmasına karşın Jameson’ın eserlerinin tarih, felsefe ve diğer başka disiplinlere ait söylemlere dayandığı. Bu nedenle bazı eleştirmenler Jameson’ın öbür disiplinleri göz önünde bulundurarak Kapital’in edebî okumasını yaptığına dair görüşler paylaşıyor.

Küreselleşme ve postmodernizm değerlendirmeleri yaparken diyalektik eleştiriyi ve Marksizmi merkeze alan Jameson, Kapital’in siyasi bir metin olmadığını ve tamamlanmadığını da iddia ediyor. Bu anlamda, hem çok eleştirilen hem de görüşlerinden yararlanılan Jameson’ı okumanın önemini şöyle açıklıyor Tally: “Kendi irademizle Jameson’ı okumak, diğerlerini okumak ve daha fazlasını okumak, kendi düzeni içerisinde tatminkâr bir ütopyan siyasal uygulama anlamına gelmeyecektir fakat bizim eleştirmenler olarak dünya sistemine dair yeni bir anlayış kazanmamız, belli belirsiz ancak gerçek olan şimdiki durumumuzu kavramamızı sağlar, tamamen farklı biçimlerin işaretleri, kenarlarda ya da hareketli mekânındaki bağlantı noktalarında ortaya çıkar. Böylece Jameson’ın diyalektik eleştiri projesinde, kendimizi bulduğumuz şimdiki zamana çok yakın bir durumda saklı olan gelecek formunun ışıltısıyla birlikte, geçmişe dair bazı umut veren manzaralar keşfedebiliriz. Belki de bu tamamen dünyevi bir durumdan hareketle alternatifler tasarlayabiliriz.”