Şantiyede 20 yıldır çalışan Mimar Çolak, kendisine kek örneği üzerinden teknik bilgi anlatıldığını söylüyor. Mühendis Doğan ise yaşadığı ayrımcılıktan şöyle bahsediyor: Yüksek araç kullanıldığında çevredeki bakışlar, Mars’ta koloni kurmuşsunuz gibi...

Mars’ta koloni kurmadım: Baretimle geldim inşaatınıza...

Havva Gümüşkaya

Kadınların cinsiyet ayrımcılığı yaşadığı alanların başında kuşkusuz inşaat sektörü geliyor. Son yıllarda bu sektörde çalışan kadınların oranı görece artsa da genelde büroiçi çalıştırılıp şantiyeye çıkarılmıyorlar. Meslek hayatında 25 yılını dolduran mimar Birsen Çolak ile ince yapı işleri yapan taşeron bir firmada çalışan inşaat mühendisi Cansu Gizem Doğan sektörde karşılaştıkları cinsiyetçi tutumları ve bunlarla baş etme yöntemlerini anlattı.

Çolak, büro içine sıkıştırılmaya çalışılan mimarlardan değil. 25 yıllık meslek hayatının sadece 5 yılını ofiste geçirmiş ve hâlâ şantiyede çalışıyor.

Şantiye ve uygulama alanında kadın oranının çok az olduğunu belirten Çolak, “Şu an çalıştığım proje daha büyük bir proje olduğu için benden başka kadınlar da var ama çok değil. Yani oran olarak ifade etsek yüzde 1 demek fazla olacaktır” diyor.

KEK TARİFLİ TEKNİK BİLGİ

Mimarlıkta kadın çalışan oranın mühendisliğe göre daha fazla olduğunu söyleyen Çolak, kadın mimarların daha çok projeci olmayı tercih etmek zorunda kaldıklarını anlatıyor.

“Yönetici pozisyonlara geçmek kadınlar açısından çok kolay olmuyor” diyen Çolak, şantiyelerde kadınların sözünün hükmünün olmadığını belirtiyor:

“Özellikle işçiler, ustalar açısından kadından yönlendirme almak zor oluyor. Erkekleşmek, biraz küfür etmek, sertleşmek zorunda kalıyorsunuz. Yaşın ilerlemiş olması kadınlığın dezavantajlarını biraz gideriyor ama yine de kadın olduğunuz asla unutulmuyor.”

Geçen günlerde başından geçen bir olayı öfkelenerek anlatan Çolak, “Betonda bir problem olmuştu. Biz de betonun reçetesini konuşmak için santral sorumlusunu çağırdık. Problemi teknik dille anlatırken bana döndü ve kek örneği vererek anlatmaya başladı. O an oradaki tek kadın bendim!” ifadelerini kullanıyor.

Yönetici olan erkeklere aynı pozisyonda ve nitelikte olan kadınlara göre daha fazla sorumluluk verildiğini söyleyen Çolak, “Alacağı ücret de mutlaka daha fazla olur. En azından kadına düşük ücret teklif etmek daha kolay oluyor” diye konuşuyor.

SAHADA DAYANIŞMA VAR

mars-ta-koloni-kurmadim-baretimle-geldim-insaatiniza-768994-1.
Mimar Birsen Çolak

Meslek hayatının başında karşılaştığı cinsiyetçi tavırlarla ‘erkekleşerek’ baş etmeye çalıştığını anlatan Çolak, bir süre sonra kedine yabancılaştığını söylüyor.

Genç bir kadın ile orta yaş üstü bir kadın olmak arasında çok büyük farklar olduğunu anlatan Çolak, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Benim için sözünü dinletememek diye bir şey artık yok. Ama geçen hafta genç bir kadın arkadaşla konuşuyorduk, sözünü dinletmekte çok zorlandığını anlattı. Sahada oldukça yüksek sesle konuşan başka bir arkadaş da onu anladığını söyledi. Sahadaki kadınlar arasında genelde dayanışma var. Ofis çalışanları arasında görülebilen rekabet sahada dayanışmaya dönüşüyor.”

CİNSİYETÇİ NİYETLER

mars-ta-koloni-kurmadim-baretimle-geldim-insaatiniza-768995-1.İnce yapı işleri taşeron firmasında şantiye şefi olarak çalışan Cansu Gizem Doğan ise 4 yıldır meslek hayatının içerisinde. Doğan, “200-300 kişilik şantiyelerde kadın çalışan sayısının 10-15’i geçtiğine pek denk gelmedim ne yazık ki” şeklinde anlatıyor.

Erkeklerin sahip olduğu zihin rahatlığıyla işini yapmak istediğini belirten Doğan, “İyi niyetli insanların olduğu bir firmadaysanız korunmaya muhtaçmışsınız gibi kötü niyetli insanların olduğu bir firmadaysanız da sizi rahatsız eden durumların sorumlusu sizmişsiniz gibi hissettiriliyor. İstediğimiz tek şey, bulunduğumuz ortam neresi olursa olsun erkeklerin sahip olduğu zihin rahatlığıyla işimizi yapmak” diye konuşuyor.

Doğan, “Ya erkeklerin yine diğer erkeklere olan güvensizlikleri yüzünden sürekli tetikte olmamızı sağlayacakları uyarılarına maruz kalıyoruz ya da bu uyarılara sebebiyet verecek davranışlarla mücadele etmek durumunda kalıyoruz” diyor.

Giyilen kıyafetten, oturup kalkmaya kadar birçok şeye dikkat etmek zorunda kaldığını söyleyen Doğan, sitemini şöyle anlatıyor: “Ağzınızdan çıkan kelimelere hatta ve hatta gülüşünüzün şekline bile dikkat etmek zorunda kalıyorsunuz. Şantiye sahasında yüksek araç kullanıyorsanız Mars’ta koloni kurmuşsunuz gibi şaşkın insan tepkileri alıyorsunuz ve bu tepkilerin hoşunuza gitmesinin beklendiğini görüyorsunuz.”

Normal bir şey yapmasına rağmen tebrik edilmenin garip geldiğini söyleyen Doğan, “Bir işi erkek yapabildiğinde normal karşılanırken siz yaptığınızda tebrik alıyorsunuz çünkü kadın olduğunuz için bunu yapabilme yetisine sahip olamadığınız düşüncesi yatıyor insanların bilinçaltında” ifadelerini kullanıyor.

‘MESLEĞİMİ SEVİYORUM’

Bu zihniyetle sürekli olarak baş etmeye çalıştığını belirten Doğan, şantiye ortamının bir süre sonra hayatın rutini haline geldiğini aktarıyor:

“Artık sözleriniz, hareketleriniz sizden bağımsız olarak sizi korumaya alıyor, savunmaya geçiyor. Karşılaştığım tavırlara sessiz kalmıyorum. Sözümü asla sakınmıyorum, ama sakin ama hararetli, yanlışa yanlış diye haykırıyorum. Çünkü sadece 1 erkeğin bile ayrımcı, cinsiyetçi tutumunu değiştirebilirsem yüzlerce kadının hayatını daha rahat yaşamasını sağlayabileceğimi düşünüyorum. Mesleğimi de kadınlığım kadar çok seviyorum ve benim gibi hevesle okuyan, hevesle iş hayatına atılıp emek veren kadın mühendislerin zorlanmadan iş bulabilmelerini, buldukları işlerde sırf kadın oldukları için sorun yaşamamalarını ümit ve hayal ediyorum, bu hayalim için mücadele ediyorum.”