Mart ayında şampiyonluk turu

5 büyük ligin tarihindeki en erken şampiyonluk turlarından birisini attı Paris Saint-German geçen hafta sonu. Laurent Blanc’ın takımınının artık tek bir hedefi var. Şampiyonlar Ligi kupasını ilk kez müzeye koymak.

2012’deki şampiyonluğun öncesinde son kez 1994’te mutlu sona ulaşmıştı başkent Paris’in devi. Ginola, Weah, Rai, Le Guen, Lama gibi isimlerin forma giydiği, Portekizli Artur Jorge yönetimindeki kadro, 2 puanlı sistemde en yakın rakibi Olympique Marseille’in 8 puan önünde şampiyon olmuştu. 2000’lerin ilk 10 yılı ise onlar için bir kâbus gibiydi. 2007-08 sezonunda ligi 16. sırada bitirirlerken, küme düşen 18. sıradaki Lens’in sadece 3 puan önündelerdi. O 10 yılı geride bıraktıktan sonra 2011 yılında Katar Yatırım Otoritesi (Qatar Investment Authority) tarafından 130 milyon dolara satın alınan kulüp, yaptığı transferlerle Ligue 1’in bileği bükülmez takımı haline geldi. Durumu kısaca birkaç istatistikle özetleyelim. En çarpıcısı geçen pazar günü elde ettikleri şampiyonluk tabii. Troyes’yı deplasmanda 9-0 mağlup ederek mutlu sona ulaştılar. Henüz mart ayının ortası bile gelmemişken. Belçika normal sezonu bitirip 10 hafta sürecek play-off karşılaşmalarına hazırlanırken onlar sezonu bitirdiler. Sadece 3 maçta berabere kaldılar ve hiç kaybetmediler. Kalelerinde gördükleri gol sayısı sadece 11. Maç başı yarım golden daha az. Gol krallığı yarışında Zlatan Ibrahimovic 27, Edinson Cavani 14 golle ilk iki sırayı paylaşıyorlar. 2013-14 sezonunda da bu iki oyuncu krallık yarışının tepesindeydi. Cavani geldiğinden beri geçen 3 sezonda sırasıyla toplam 42, 45 ve (şu ana kadar) 41 gol attılar. Tabii Uruguaylı Parc-des-Princes’e ayak bastığından beri İsveçli ile arasında sürekli sorunlar olduğu konuşulup durdu. İbrahimovic’in zaman zaman kendi maçını oynamakla meşgul olması ve takım arkadaşlarını hiçe sayması, Blanc’ın tek forveti tercih ettiği maçlarda kulübeye çekilenin sürekli Cavani olması ve ikilinin birbiri hakkında verdiği politik demeçler de Fransız basınının bu konuyu sürekli gündeme getirmesine neden oldu. Cavani muhtemelen bu sezon sonu Paris’ten ayrılacak ve belki de ayrıldıktan sonra konuşacak.

PSG’nin önceki sezonlarda da takipçilerine olan üstünlükleri net biçimde ortadaydı, örneğin geçen sezon ligin yanı sıra Fransa Kupası ve Fransa Lig Kupası’nı da kazanıp üçleme yaptılar ancak bu sezonki gibi ellerini kollarını sallaya sallaya şampiyonluk ipini göğüslememişlerdi. Bu arada bu sezon da Fransa Lig Kupası’nın finaline, Fransa Kupası’nın yarı finaline yükselmiş durumdalar. Bu kupa canavarı takımın ortaya çıkma sebebinin sadece harcanan parada yatmadığını maçlarını izleyenler görecektir. Laurent Blanc’ın takımı aynı zamanda geçen yıllar boyunca çok sağlam bir takım haline geldi. Örneğin Matuidi ve Rabiot’dan oluşan orta sahanın göbeğindeki ikili, Juventus’u geçen yıl Şampiyonlar Ligi finaline götüren Pogba-Vidal ikilisinden esintiler veriyorlar sık sık. Bu ikili Euro 2016’da da, ev sahibine büyük katkı yapacaklar. Di Maria’nın katılışı, Maxwell, Marquinhos, Van der Wiel gibi hücumcu bekleri ile PSG bu sezonun başından beri Şampiyonlar Ligi’nin gizli favorisi durumundaydı ve bu işin gizliliği de pek kalmadı.

Katarlıların yatırım yaptığı tek Paris Saint-Germain, futbol takımı değil. PSG Hentbol da 2012 yılında satın alındıktan hemen sonra 2012-13 sezonunda tarihinde ilk kez lig şampiyonu oldu ve izleyen yıl Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynadı. Geçen sezon bir kere daha şampiyon oldular ve içinde bulunduğumuz sezonda yine çeyrek finali gördüler. Bu sefer sonuna kadar gitmek istiyorlar. Fransa Ligi’nde de açık arayla liderler. Yapılan yatırımları şöyle özetleyelim, 2014 yılında Danimarka’da yapılan Avrupa Hentbol Şampiyonası’nda PSG, ulusal takımlara 9 isimle en çok oyuncu veren kulüptü.