Bir özel okul patronu çıktı ve dedi ki; “Dünyanın her yerinde okulların açılması birinci gündemken burada tek muhalefet var, o da öğretmen sendikaları. İşe gitmeden maaşlarını alıyorlar. Sanırım rahata da alıştılar.”

Bir kapitalist, bir patron sistemin istediği rolün gereğini yerine getiriyor. Sermayeye salgında oluk oluk kaynak aktaran siyasi iktidarın neden okulların bir an öce açılması için bütçe ayırmadığı, gerekli önlemleri almadığı sorusu yerine öğretmenleri “sorumlu” ilan ediyor. Salgında “çarklar dönsün” diye yaşamları pahasına çalıştırılan, hayatlarını kaybeden emekçilerin neden çalıştırılmak zorunda bırakıldığının sorgulanması yerine öğretmenleri yargılıyor. Emekçilerin bu salgını atlatmasının tek yolu dayanışma ve örgütlenme iken sendikaları hedef gösteriyor.

Bir ülkenin tüm öğretmenlerinin haklarından sorumlu olan MEB ise bu fütursuzca açıklamaya karşı sessizliğini sürdürüyor. Bir özel okul patronunun bu sözleri sarfetmesi de, bakanlığın sessizliği de bir tercih! Bu tercih; öğrencilerimizden, öğretmenlerden, eğitim emekçilerinden, halktan yana değil, sermayenin “kutsal” çıkarlarından yana; bu tercih sınıfsal bir tercih...

Okullarda gerekli önlemler alınmadan öğretmenler mesleki çalışmalar için okullara çağrıldı. Edirne, Rize, Mersin, Adana, Ankara, İzmir, İstanbul... Seminerlerin henüz ikinci gününde ülkenin her yerinden covid-19 tanısı konulan veya tanı konulan kişilerle temas eden öğretmenlerin bilgisi gelmeye başladı, o okullarda çalışan öğretmenler, eğitim emekçileri için alınan tek tedbir ise “Bu hafta okullara gelmeyin” mesajları oldu.

Bir milyon öğretmenin sağlığı için gerekli önlemleri almayanlar, eğitime bütçe ayırmayanlar öğrencilerimizin, toplumun sağlığını nasıl koruyacaklar?

Sağlık emekçileri, fabrikalarda işçiler, tüm emekçiler yaşamlarını kaybediyor; öğretmenler gerekli tedbirler alınmadan okullara çağrılıyor ve okullar açılır açılmaz karantinaya alınıyor.

ALINAN TEK "ÖNLEM" İSE "MASKE TAKIN" ÇAĞRISI!!!

Maske artık bizi virüsten koruyan bir koruyucu malzeme yerine halkın kaynaklarını halk için kullanmayan bu karanlığın koruyucu kalkanına dönüştü. Maske takmayanlar veya maskeleri “olması gerektiği gibi kullanmayanlar” tüm yaşanılanların sorumlusu haline getirildi. Maskelerimizi takarak hasta oluyor, maskelerimizle birlikte ölüyoruz.

Başta ABD; İsrail olmak üzere yeterli önlemler alınmadan okulların açıldığı ülkelerde salgın yayılımı, can kayıpları artıyor, öğretmenler, öğrenciler karantinaya alınıyor. Eğitim sendikaları Madrid’ te, New York’ ta protestolar örgütlüyor, grev çağrısı yapıyor.

Uzaktan eğitimde öğrencilerimizin yaşadığı eşitsizliğin derinleşmesine birlikte tanıklık ettik. Özel okullar eğitim hakkı ile birlikte artık sağlık hakkını da “pazarlıyor”; salgını kazançlarına kazanç katmak için bir “fırsat” a dönüştürüyor. Salgın döneminde yoksul ailelerin çocuklarının her geçen gün eğitim sürecinden kopuşu hızlanıyor. Özellikle Afganistan’ da ve çok sayıda Afrika ülkesinde okulların uzun süre kapalı olduğu dönemlerde okullara dönüş sonrasında okul terkinin hızlandığını, çocuk işçiliğinin, çocuk istismarının arttığını yaşanılan gerçeklik üzerinden çok iyi biliyoruz. Bu yüzden öğrencilerimizin eğitim hakkı için yüz yüze eğitimin başlamasını en çok biz öğretmenler istiyor ve okulların açılması için mücadele ediyoruz. Soruyoruz;

Neden; öğrencilere, öğretmenlere, tüm eğitim emekçilerine ücretsiz ve düzenli test yapılmıyor?

Neden; MEB ve Sağlık Bakanlığı kronik rahatsızlığı olanlar için “risk grubu değerlendirmesi” dahi yapmaya, önlem almaya gerek duymuyor?

Neden, siyasi iktidar eğitime yeterli bütçe açıklaması yapmıyor?

Neden; okullara öğretmen, temizlik, sağlık görevlisi ataması yapılmıyor?

Neden; okulların ihtiyacı olan temizlik, dezenfektan, koruyucu malzeme sağlanmıyor?

Neden; sınıflarda, ortak kullanım alanlarında fiziksel mesafenin sağlanması için hazırlıklar, planlamalar yapılmıyor?

Cevabı ise çok net, çok açık; bu tercih ideolojik bir tercih, bu tercih sınıfsal bir tercih...

25 Ağustos’ ta kamu kurumlarında çalışanların uzaktan ve dönüşümlü çalışması ile ilgili genelge yayınlandı. Salgın yayılımının artışının geldiği boyutun, açıklanan rakamların bir gerçekliğinin olmadığının itirafıdır bu genelge...

Salgın yayılımı, vaka sayıları artıyor, kaybettiğimiz yaşamların isimleriyle başlıyoruz her yeni güne... Bizler, Eğitim Senliler öğrencilerimizin eğitim hakkı, eğitim ve bilim emekçilerinin, öğrencilerimizin, halkın sağlık hakkı için mücadele ediyor, devraldığımız tarihsel ve toplumsal mirasın gereğini yerine getiriyoruz. Çok iyi biliyoruz ve inanıyoruz ki; yaşamlarımıza rağmen yapılan “tercihleri” biz değiştireceğiz.

*Eğitimi meta, okulları ticarethane, öğretmenleri ucuz iş gücü, öğrencileri, velileri müşteri olarak gören bu anlayış; haftalardır eğitim hakkı ile sağlık hakkını birlikte “pazarlıyor.”