'Matematik bilmeyen giremez'

Şahin Aybek @sahin­_aybek

Bir siyasi partinin eğitimci olmayan TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesi milletvekili “Cihat bilmeyen çocuğa matematik öğretmenin faydası yok” diye bir açıklama yaptı, cihat konusunun son öğretim programları değişiklikleriyle eğitim sistemimize girmesiyle ilgili. Ve doğal olarak bu konuyla ilgili farklı çevrelerden pek çok tepki geldi. Cihat öğretim programlarına konmalı mı konmamalı mı ayrı bir tartışma konusu. Lakin dünya literatüründe cihat ve matematik ilişkisini inceleyen bir araştırma da henüz yapılmamıştır. Bu vesileyle istedik ki matematik nedir, matematiğin ülkelerin ve bireylerin gelişimine etkisi nedir konularını kısaca matematik açısından ele alalım.

Filozof Platon’un akademisinin girişinde “Matematik bilmeyen giremez” yazar. Matematik işte bu kadar önemli ve ana bir bilimdir. “Düşünüyorum; o halde varım” diyen Descartes, aynı zamanda analitik geometrinin kurucusudur. Ünlü filozof Bertrand Russell yine aynı zamanda matematiğin prensipleri kitabının da yazarıdır. Evet; bunlar dünya tarihine damga vurmuş filozoflardan sadece birkaçının matematiğe verdikleri önemin göstergesi. Gauss’u, Eistein’i ve nice ünlü matematikçiyi nasıl unutabiliriz, nasıl onlara haksızlık edebiliriz? Matematik gibi önemli bir bilimi başka alanlarla bilim dışı bir şekilde, siyasi ve dini kaygılarla yorumlamak hem dine saygısızlık olur hem de ülkeleri bilimden uzaklaştırarak sefalete sürükler. Dünyaya baktığımızda güçlü ülkeler, “matematik bilmeyen giremez” diyecek kadar matematiğe önem veren ülkelerdir.

Doğanın dilini matematikle çözebiliriz

Tam tersine cehaletle savaşmak için matematik bilmek gerekiyor. Bu tip tartışmalarda bilimden bir uzaklaşmayadurun. Tartışmanın nerede biteceğini bilemezsiniz. Bu tartışma “zaten matematik de faydasız”a kadar gider. Tarih ise bilimden ve matematikten uzaklaşanların ne olduğunun örnekleriyle doludur.

Matematik bu anlamda insanlık tarihiyle yaşıttır. Kimine göre doğanın dili; kimine göre bir düşünme biçimi ve bilimin anahtarı olan matematik sözcüğü ilk defa M.Ö 550’lerde Pisagor Okulu tarafından kullanılmıştır. Matematik o dönemlerde geometri sözcüğüyle de aynı anlamlarda kullanılmıştır. Ama bilinen anlamda M.Ö 3000-2000 Mısır ve Mezopotamya’ya götürülebilir matematik. Matematik bu anlamda; Mısır ve Mezopotamya matematiği, Yunan matematiği, İslam dünyası ve Ortaçağ matematiği, klasik matematik ve modern matematik dönemlerinden geçmiştir.

Niye matematik?

Dünya tarihinde ve günümüzde ülkeler bilgiyi üretme, geliştirme ve toplumlarını ileriye götürmede matematikten en üst düzeyde yararlanmışlardır. Matematik bireysel olarak da bizlere pek çok şey kazandırmaktadır. Sayılarla işlem yapabilmeyi, problem çözme becerilerini kazanmayı matematikle öğrenebiliriz. Matematik öğrencilerimizin sistemli düşünmesi ve toplumumuz için bilimsel düşünme becerileri kazanmaları ve geliştirmeleri ve bunları hayata aktarabilmeleri adına da önemlidir.

Evet, MEB tüm bu tartışmaların dışında aklı ve bilimi merkeze alarak insanı insan yapan temel özelliğimiz olan düşünebilmeyi matematik aracılığıyla daha ileri düzeylere taşıyabilir. Matematik eğitimi sadece sayılar, işlemler ve hesap yapabilme değildir; aynı zamanda düşünme, durumlar arası ilişki kurma, akıl yürütme ve problem çözebilmedir hayata dair. MEB bırakın matematiği üst düzey matematiksel düşünme becerilerini öğrencilerimize hızla nasıl kazandırılabileceğinin yollarını aramalıdır. Nitekim Nobelli matematikçi John Nash “iyi matematik bilmeyen toplumlarda adalet yoktur” diyecek kadar matematiğe önem verir.

Matematik evreni anlayabilmedir

Matematik evreni anlayabilmedir. Matematiğin önemini yok saymak; Osmanlı’nın ilk matematikçisi Kadızade-i Rumi’yi yok saymaktır, Ali Kuşçu’yu görmemektir. Harezmî, Biruni, Ömer Hayyam, Uluğbey, Gelenberi İsmail, Hüseyin Tevfik Paşa bu topraklarda yetişmiştir. İlk matematik doktorumuz Kerim Erim, Cahit Arf, Feza Gürsey… Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Atatürk bizzat geometri kitabı yazarak matematik bilimini yabancı dillerin etkisinden kurtarmış, matematiğin dilini sadeleştirmiştir. Böyle bir kültürden gelen bir ülke olarak” matematik bilmeyen giremez” diyerek matematiğe önem veren ülkelerin dünyaya hükmettiğini unutmadan başta MEB olmak üzere matematik bilimine daha fazla önem vermeliyiz ve ülkemizi hak ettiği noktaya hep birlikte taşımalıyız. Türkiye hepimizin, eğitim hepimizin.

Şahin Aybek