Reunion’dan Mauritius’a giderken önyargılarımla yola çıktım.

Reunion’dan Mauritius’a giderken önyargılarımla yola çıktım. «Balayı adası» tamlamasıyla anılan bir yer olsa olsa turkuaz plajların olduğu, zengin ve yeni evli turistlerle dolu, beyaz kumlardan bıkınca yapılacak fazla bir şeyin bulunmadığı bir yer olabilirdi. Otelde kalacak değildim, ama Fethiye’deki gibi adım başı «English breakfast» tabelaları görmek için kilometrelerce yol gelmiş olmak istemiyordum. Dar ve virajlı yollarında ilerlerken yanıldığımı ne güzel anladım.

Hint Okyanusu'nda, Madagaskar'ın doğusunda ve Hindistan'ın yaklaşık güneydoğusunda yer alan Mauritius daha önce hiç görmediğim ama biliyormuşum gibi hissettiğim bir dünyanın kapısını aralıyor. Reunion’un düzeni çok uzaklarda artık. Bana huzur veren bir düzensizlik çoğu yerde hakim. Arabalar, bisikletler, motorlar ve yayalar aynı yolu kullanıyor. Kurallar hiç yıkılmamış tabular gibi dikilmiyor karşınızda. Bir kuralı çiğneseniz karşınızdaki ne yapacağını bilmeden kalakalmıyor. Trafiğin bu haline bakacak olursak kimsenin korna çalmaması, sinirlenmemesi oldukça şaşırtıcı. Güneşin altında yalınayak bisikletini süren çocuk sanki herkesten daha mutlu. Bizim anlayamadığımız şeylerin biliyor gibi gülümsüyor. Kibarlık olsun diye, gülümsemiş olmak için değil. Sıcacık. Sırf bu çocuğun gülümsemesi için bile değer bu kadar yol kat etmeye dedirtiyor. Siz abarttığımı, kendimi bir yolculuğa kaptırdığımı düşünebilirsiniz. Sanırım ben böyle düşünürdüm. Ama bu muhteşem ada ve özellikle adanın insanları hayata bakış açınızı değiştiriyor. Her güne güneşin doğusuyla, kuş sesleriyle, deniz kokusuyla başlamanın insana kattığı ne çok şey varmış meğer.

Başlarda üzerinde kimsenin yaşamadığı adanın halkı on altıncı yüzyıldan sonra buraya göçenlerin soyundan geliyor. Fransız ve İngilizler tarafından sömürge olan adaya 1833’de köleliğin kaldırılmasıyla, İngiltere Hindistan’dan köle yerine işçiler getiriyor. Bugün ada nüfusunun yarısından fazlasını Hindistan’dan göç eden bir nesil oluşturuyor. Kalan yüzdeliği ise Afrikalılar, Çinliler ve Fransız asıllılar oluşuyor. Para birimi rupi. İngilizce, Fransızca, Kreyol, Hindice, Çince ve  Urdu dili konuşuluyor. Ezan sesleri, kiliseler, tapınaklar… Birbiri içine geçmiş, birbirine değen ama birbirini yıkmaya çalışmayan hayatlar, görüşler, inançlar… İster dalış ya da balık tutmak için açılın okyanusa küçük bir balıkçı teknesiyle, ister dağlara çıkın. Geleneksel pazarlarını, botanik bahçelerini gezin, müziğini keşfedin. Hint, Çin, Kreyol ve Avrupa yemeklerinin karışımlarından oluşan yemeklerini, özel baharat ve çaylarını tadın.

Konserve kutularına sıkıştırılmamış, insanlardan korkmamayı onları sevmeyi öğreten huzurlu bir yaşam akıyor bu adada. Bir film izledim, bir kitap okudum hayata bakışım değişti deriz bazen hani.  Ben bu adayı , bu insanları tanıdım ve hayata bakış açım değişti. Ne Avrupa soğukluğu, ne  Ortadoğu bunalımı,  ne Amerika baskısı… Ne ekonomik kriz, ne savaş, ne yarış… Kim olduğumuzu unutturan, insan olduğumuzu hatırlatan, gerçek olmak için çok fazla güzel, hiçbir ülkeyle kara sınırı olmayan, başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz bir bitki örtüsünün bulunduğu, vizesiz gidebileceğiniz bir masal adası burası.