Elon Musk’ın Twitter satın alma sürecini tamamlar tamamlamaz mavi tikli yani doğrulanmış hesaplardan aylık 8 dolar isteyeceğini açıklaması, çoğu goygoyculuk diyebileceğimiz bazı tartışmalara yol açtı. Bu tartışmalara girmeden önce Mavi Tik’in tarihini hatırlayalım istiyorum.

ÜCRETLİ ABONELİK NEDEN OLMALI?

Her şeyden önce paralı bir Twitter abonelik modeline karşı olmadığımı söylemeliyim. Çünkü bana kalırsa asıl tuzak, ücretsiz bir hizmet sunar gibi yaparken insanların verilerini işleyip, en kıymetli kaynakları olan dikkatlerini çalmaktır. Sosyal medyanın çalışma modeli de budur: Verileri biriktir, insanların dijital emeklerini sömür, sonra da o verileri hedefli reklam ve algoritma geliştirmek için kullan. Reklamsızlık üzerine kurulu bir abonelik modelinde bunların olmayacağı taahhüt edilirse, para ödemeyenler de verilerini neyin karşılığında teslim ettiklerini anlama fırsatı bulur. Dilerim bu durum, harcadıkları dijital emekle dev platformları var eden kullanıcıların da emeklerinin nasıl sömürüldüğünü görmelerini de sağlar. Bana kalırsa dünyanın en tuhaf işi, örneğin WhatsApp isimli ücretsiz bir hizmetin, neredeyse insanların tüm iletişimlerinin merkezinde yer alması. Yanlış anlaşılan bir sözleşme değişikliğine itiraz edip yaygara koparan kalabalıkların, bu hizmeti niye ücretsiz aldıklarını sorgulamamaları büyük bir muamma. O yüzden bir sosyal medya hizmetinin bazı özelliklerinin paralı hala gelmesi, ücretsiz kullananların da niye ücretsiz kullandığını daha iyi anlamasını sağlayabilir. Aşırı iyimser bir yaklaşım olacak ama belki bu vesileyle, merkeziyetsizlik üzerine kurulu platformlara geçiş için bir farkındalık bile oluşabilir.

MAVİ TİK’İN TARİHİ

O halde neden bu yazının başlığında, “Mavi Tik’e para istemek zorbalıktır” vurgusu yaptım. Çünkü Mavi Tik’in sadece bir statü sembolü olarak algılanması, Mavi Tik’e neden ihtiyaç duyulduğu meselesini unutturuyor. Çünkü Mavi Tik aslında statü olsun diye değil, platformun bir kusurundan doğdu. Öyle ya, bu platformda insanlar diledikleri isimle hesap açabiliyor, başkalarını taklit edebiliyor, taklit ettikleri insanları zor duruma düşürüyor ve bundan çıkar sağlayabiliyorlardı. Twitter’ın ilk dönemlerinden itibaren bu durum bir tartışma konusu oldu. Bu tartışmaları somutlaştıran ise beyzbol koçu ve eski ünlü beyzbolcu Tony LaRussa’nın, 2009 yılında Twitter’a açtığı dava oldu. LaRussa, kendi adına açılan sahte hesabın attığı saldırgan mesajlar yüzünden duygusal olarak etkilendiğini ve zarar gördüğünü belirtmekteydi. Bu davanın sonucunda, Twitter hem LaRussa adına hem de başka önemli figürler adına açılan sahte hesapları askıya aldı, sildi ve bir doğrulama programı için çalışmalara başladığını açıkladı. Böylelikle mavi tik dediğimiz, doğrulama rozeti ortaya çıkmış oldu. Sonraki 13 yılda, doğrulama rozetlerinin hatalı verilmesi, başvuruların değerlendirilme biçimi ve hızı, bir dönem başvuruların kapatılması gibi pek çok tartışma çıktı. Aslen statü göstergesi sayılması da yine platformun bu süreçte yaptığı hatalarla ilgiliydi.

İŞİN ZORBALIK TARAFI

Twitter, dünyada siyasetin yönünü belirleyen, gündemin oluştuğu, ekonomik büyüklüğüne göre etkisi kat kat fazla olan önemli bir platform. İnternetin ruhu gereği, anonim kullanıcı kabul etmesinde de bir sorun yok. Ancak ölçeği bu kadar büyük bir platformda, adınıza kolayca sahte hesap açılabiliyorsa ve üstelik kamuoyu tarafından da bilinirliği olan biriyseniz işler değişiyor. Öyle bir durumda, hiçbir şey yazmayacak olsanız bile platformda bir hesap açıp doğrulatabilir ve adınıza açılan diğer tüm hesapların etkisini düşürebilirsiniz. Sahte hesapları silmek yine platformun sorumluluğudur ama en azından sizin gerçek siz olduğunuzu gösteren onaylı bir hesap vardır ve durumu daha kolay açıklarsınız. İşte Elon Musk, şu anda bu çok doğal hakkımızı ücretli hale getirmeye çalışıyor. Yani diyor ki “bana ayda 8 dolar ödemeyen herkes şüpheli duruma düşer.” Öyle ki ortada psikolojinizi bozacak, hatta gerçek anlaşılana dek sizi hukuki bir külfete bile sokabilecek bir düzenek var ve bu düzeneğin sahibi siz siteye hiç girmeyecek olsanız bile aylık ücret alma hakkını kendinde görüyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Twitter, kamuoyunda bilinirliği olan ya da bilinirliği olmaksızın resmi belgeyle kendini kanıtlamak isteyen herkesi doğrulamak zorunda. Bunun için para istemesi, yasal olarak da engellenmeli ki mutlaka örnek davalar açılacaktır. Diğer pek çok hizmet için para isteyebilir ama doğrulama konusu kamusal bir sorumluluk. Şunu da eklemek gerek, ileride blokzinciri üzerine kurulan sosyal mecralarda bu doğrulama işi kendiliğinden çözülebilir ama Twitter henüz öyle bir yer değil.

ALTERNATİFLER VAR

Diğer yandan Musk’ın ücreti ödenerek alınan Mavi Tik’in bot ve trol sorununu çözeceğine dair fantezisi de ayrı bir konu. Parasını ödeyerek abone olanların twitlerini daha görünür yapıp, ödemeyenlerin paylaşımlarını algoritmik olarak daha aşağılara atmak, dezenformasyon sorununu çözmeyeceği gibi parasını ödeyerek dezenformasyon yapma şansı verir. Bir yandan da şu aşamada gündemi domine eden Mavi Tik tartışması, Musk’ın işine de yarıyor. Çünkü geri planda yaptığı önemli değişiklikler daha az konuşuluyor. Örneğin, Musk yine geçen hafta, Twitter’ın etik yapay zekâ ekibini tamamen kovdu ve bu birimin çalışmalarını sonlandırdı. Bu ekip; algoritmaların şeffaflığı, hesap verilebilirlik, algoritmik önyargıları tespit etmek gibi, platformun toplum ve bireyler üzerindeki etkilerini belirleyen önemli görevler üzerinde çalışıyordu. Her türlü denetim fonksiyonunu devre dışı bırakıp kaotik bir ortamın fitilini ateşlerken Twitter’ı dijital bir şehir meydanı haline getireceğini söyleyen, Twitter’ı para için almadığını vurgulayıp ilk iş ücretli mavi tik tartışması açan Musk’ın yönetiminde bu mecranın geleceği pek parlak görünmüyor. Umarım alternatiflerine yöneliş konusunda hızlı ve toplu hareket edilebilir. Bu köşede daha önce alternatiflerinden bahsetmiştim, bahsetmeye de devam edeceğim.