Yarım asrı aşan sanat yaşamında çok çalışan, çok yorulan ama bu yorgunluğu resimlerine yansıtmayan, her yeni sergide daha taze, daha canlı, daha etkili resimlerle izleyicilerin karşısına çıkan Habip Aydoğdu, “Kırmızı Yolculuk” Sergisiyle izleyenleri sarsıyor, bir kez daha düşünmeye zorluyor

Mavi yolculuk diyarında kırmızı yolculuk

Hasan Çakır - TV Program Yapımcısı

“Habip’in resimlerindeki kırmızı keskin bir renktir: Sanki bilenmiş bir bıçağın ağzı, tarihin kayalarını yarmaya çalışır…”ADONİS

Mavi yolculuk, Bodrum’un ikinci adı gibiydi bir zamanlar. 73 yıl önce başlatılan bu deniz yolculuğu Bodrum’un tanınmasına büyük katkı sağlarken, Anadolu aydınının deniz kültürü ve geçmiş uygarlıklarla ilişki kurmasına yardımcı oldu. Bedri Rahmi Eyüboğlu, mavi yolun ilk yolcularındandı. Bu geziler sırasında bol bol desenler çizmiş, defterler dolusu görsel notlar almıştı. Bedri Rahmi’nin görsel notları, mavi yolculuğun albenisini kat kat artırdı.

Günümüzde defterler dolusu görsel notlar alan bir ressamımız da Habip Aydoğdu’dur. Habip’in yazılarla desteklenen resimli günlükleri, resimsel tadı ve yaşamdan damıtılmış içerikleri ile bambaşka bir sanat dalıymış gibi çıkıyor ortaya.

Bedri Rahmi ile Habip Aydoğdu bir noktada buluşuyorlar: Her iki sanatçı da izlenimlerini, düşüncelerini, duygularını resimle ya da resmin birer ögesine dönüşmüş yazılarla dile getiriyorlar. Biri denizden geliyor, yolu maviden geçiyor, diğeri karadan geliyor, yolu kırmızıdan geçiyor... Bedri Rahmi’nin Mavi Yolculuk desenleri iki yıl önce Bodrum’da sergilenmişti. Şimdi de Habip Aydoğdu, Bodrum’da “Kırmızı Yolculuk” adıyla açtığı sergide tuval resimleri ve çeşitli nesnelerle birlikte resim defterlerinden örnekler sunuyor.

Defterler, sanatçıların mahrem alanlarıdır. Defterlere yazılanlar kadar çizilenler de samimidir, içtendir. Sanatsal yolculuğun en belirgin izlerini sanatçı defterlerinde yakalarsınız...Nereden nereye gelindiğini, defterler serer göz önüne. Söz uçar yazı kalır, çizi kalır. Kalanlar ulana ulana zamanın ruhunu görünür kılar. Sanatçıyla aranızdaki duvarı kaldırır, sizi sanatçının yüreğine dokunacak kadar yakınlaştırır. Hatta sanatçı bile, eski defterleri her karıştırdığında, geçmişine üçüncü bir gözle bakar: “O zamanlar bunları çiziktirmişim. Şunu okumuşum... Üzülmüşüm o günkü olaya. Sevmişim… Kızmışım… Sevinmişim...”

Habip’in defterleri, eskiz defterleri değildir. Defterlere yapılan resimler, tuval resmi için bir esin kaynağı olmuştur ama tuval resminin altyapısını oluşturmamıştır. Çünkü Habip hiçbir zaman, önce eskiz sonra tuval gibi bir yöntemle çalışmamıştır. Zemin kağıt olabilir, tuval olabilir, ahşap olabilir, seramik olabilir, çeşitli nesneler olabilir... Boyutları küçük olabilir, büyük olabilir. İki boyutlu Üç boyutlu olabilir. Bu “olabirlilik yelpazesi” içinde olmayacak tek şey, aynı eserden (baskılar hariç) bir ikincisi. Çünkü Habip yineleyen değil, yenileyen bir ressamdır. Tuval resimleri gibi Habip’in çok sayıdaki deftere yaptığı sayısız resimler de birer özgün yapıttır. Sergide, dijital ortama aktarılan bu resimleri etkileşimli iPad uygulamasıyla sayfa sayfa izlemek mümkün olabiliyor.

Soyut form, çizgi ve dokularla somut çağrışımları aynı potada eriten; kırmızı, siyah ve beyaz ağırlıklı renklerin uygun ton ve nüanslarını kullanarak özgün görsel anlatım dilini oluşturan Habip, başkaldıran cesur bir sanatçıdır. Geniş fırçalarla oluşturduğu ritmik ve dinamik lekelerle adeta meydan okur. Her yeni resme, bilinçaltının tetiklemesiyle başlar. Fevri atak ve spontan hareketlerle devam eden yolculuk, yaratma süreci boyunca sık sık yön değiştirir. Bu vahşi mücadele sırasında rastlantıyla yakalanan değerler bir bir evcilleştirilir.

Soyut lekeci fırça hareketleri, yer yer kaligrafik karakterleri, kimi zaman ilksel (primitif) formları ya da totemik biçimleri çağrıştırsa da, gölgesinde barındırdığı zengin renk, doku, çizgi tadıyla, doğadan, toplumdan, yaşamdan izdüşümleri içerir.

Yarım asrı aşan sanat yaşamında çok çalışan, çok yorulan ama bu yorgunluğu resimlerine yansıtmayan, her yeni sergide daha taze, daha canlı, daha etkili resimlerle izleyicilerin karşısına çıkan Habip Aydoğdu, “Kırmızı Yolculuk” Sergisiyle izleyenleri sarsıyor, bir kez daha düşünmeye zorluyor...
“Hiç kimse cesaret edemez, kaldıramaz yolundaki kırmızıyı… Kırmızı yol açmaz; o, yolun ta kendisidir…” ADONİS

Not: Küratörlüğünü Elif Aydoğdu Ağatekin’in yaptığı “Kırmızı Yolculuk” Sergisi 4 Eylül- 4 Ekim 2018 tarihleri arasında GMK Bulvarı No:77 Turgutreis’te bulunan Bodrum Belediyesi Şevket Sabancı Kültür ve Sanat Merkezi’nde her gün 10:00-22:00 saatleri arasında izlenebilir.