Mazeretim yok, asabiyim ben!

Galatasaray, beklentilerin aksine oldukça kötü bir performans gösterdiği ve tam bir sinir harbi yaşadığı maçta 1 puana razı oldu.
Galatasaray henüz maçın birkaç dakikası geçilmişken Mariano ile sağdan geldi, Brezilyalı 2 oyuncuyu geçip faul aldırdı, o faul, karambolden desteğini alan bir pozisyon getirdi ve takım o dakikada kontağı kapattı.

Gomis’in kendi çabasıyla 3 Fenerbahçeli arasında bulduğu pozisyon dışında sarı-kırmızılılar hiçbir planı olmayan bir halı saha takımı gibiydi ilk yarıda. İşin kötüsü psikolojik olarak da hiç hazır değillerdi ve bunun kaynağını aslında top yedek kulübelerinin olduğu tarafa geldiğinde anlıyorduk. Igor Tudor hemen her pozisyonda inanılmaz bir panik ve agresiflikle her taça, her faule itiraz ediyordu. Bu sinir harbinde savunma hataları üst üste geldi, organize hiçbir atak olmadı ve takımın en yaratıcı oyuncularından Mariano aklının köşesinde bir sarı kartla oynamak zorunda kaldı ilk 45 dakikayı. Bu arada Fenerbahçe lehine verilmesi halinde pek itiraz edilmeyecek bir penaltı ve Denayer’in kontratağı durdurmak için yaptığı turuncu renginde bir hereketi var. Bütün bunları topladığınızda 8 puan geride ve kaybetmesi halinde kaynayan bir kazanın içinde boğulacak olan takımın Fenerbahçe değil Galatasaray olduğunu zannedebilirdiniz. Sarı-lacivertliler son derece sakindi, zaman zaman çok iyi pas trafikleri oluşturdular ve örneğin devre sonunda Janssen’in kaçırdığı golde gösterdikleri gibi boş alanları çok iyi kullandılar.

Maçın ikinci yarısında da pek bir şey değişmedi, sadece başta Valbuena olmak üzere Fenerbahçeli birkaç isim özellikle 65. dakikadan sonra yorulmaya başladılar. Ancak onların imdadına önce Galatasaray taraftar, daha sonra da Belhanda yetişti ve Aykut Kocaman’ın takımı bir anda oyunu rakip alana yığdı. Kocaman muhtemelen Belhanda’nın kırmızısını gördüğünde Valbuena’yı kenara aldığına çok pişman olmuştur, zira kapanmış bir rakibe karşı o yaratıcı pasların eksikliğini fazlasıyla çekti. Fransız oyuncu sahada olsaydı çok efor sarf etmeden, ceza sahası önünde dolaşarak fişi çekebilirdi.


Son bir not da tribünlere elbet. Futbol internet sayfalarında ve menajerlik oyunlarında kazanılmıyor. Eğer tribüne, hem de bir derbide, rakibinize fark atacağınız inancıyla gelirseniz bu olmadığında şımarık çocuklargibi oyunu bozmaya çalışıyorsunuz. Fenerbahçe hem Seyrantepe’de kazanamayarak hem de bir dolu defoyu göz önüne çıkartarak camiaya iyilik yapmış oldu adeta. Verilen mesaj açık: Teknik direktör de dahil, toplama takımların oturması ve olgunlaşması için çok büyük bir zamana ihtiyaç var.