Merkez Bankası’nın yılın son finansal istikrar raporunun önsözünde değerlendirmelerde bulunan Naci Ağbal, “Dolarizasyon eğilimi artmıştır. Bu durum, kurlar ve döviz rezervleri üzerinde baskı oluşturarak, fiyat istikrarına ve makrofinansal istikrara yönelik riskleri artırmıştır” ifadelerini kullandı.

MB Başkanı Ağbal’dan yıl sonu yorumu: Dolarizasyon eğilimi döviz kuru üzerinde baskı oluşturdu

Merkez Bankası (MB), yılın son finansal istikrar raporunu yayımladı. Başkan Naci Ağbal da rapora yazdığı önsözde ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın temel amacı fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir. Fiyat istikrarı, finansal istikrar için vazgeçilmez bir unsur, bir ön koşul olarak görülmektedir” diyen Ağbal, iç talebe ve altın ithalatına bağlı olarak cari işlemler açığının yükseldiğini belirtti. MB Başkanı, “Dolarizasyon eğilimi artmıştır. Bu durum, kurlar ve döviz rezervleri üzerinde baskı oluşturarak, fiyat istikrarına ve makrofinansal istikrara yönelik riskleri artırmıştır” dedi.

Fiyat istikrarının sağlanması ve sürdürülmesi odaklı ‘sıkı parasal duruşun devam edeceğini’ savunan Ağbal, bunun mevcut makrofinansal risklerin azaltılmasına destek olacağını ileri sürdü. Ağbal şöyle devam etti:

“Finansal istikrarın korunması ve finansal sistemin güçlendirilmesi hedefleri çerçevesinde; bütüncül bir yaklaşımla, yurt içi ve küresel gelişmeler ve risk unsurları yakından takip edilecektir. Finansal piyasaların gelişmesi ve etkin çalışması gözetilecek, makrofinansal ölçekte kırılganlıkların oluşmasının önlenmesi ve var olan kırılganlıkların azaltılması amacıyla ilgili paydaşlarla koordineli ve etkili politikalar uygulanacaktır.”

‘DEVREYE ALINAN REFORMLAR, SİSTEMİN DAYANIKLILIĞINI DESTEKLEDİ’

Raporda ise Ağbal’ın sözlerine paralel olarak ‘sıkı para politikası duruşu ve diğer politikaların, makrofinansal istikrara yönelik riskleri sınırlayabileceği’ iddia edildi.

Rapor döneminde merkez bankaları genişleyici para politikası duruşlarını büyük ölçüde korumayı tercih ettiklerine işaret edilerek, “Küresel Finansal Kriz sonrası devreye alınan reformlar da bu süreçte finansal sistemin dayanaklılığını desteklemiştir” denildi.

Kredi ve parasal büyüklüklerdeki hızlı genişlemenin ‘iktisadi faaliyetteki toparlanmayı desteklemekle birlikte’, enflasyon ve cari denge görünümünü olumsuz etkilediğinin altı çizilen raporda, kademeli sıkılaşma adımlarının katkısıyla kredi büyümesi ve parasal büyüklüklerde gözlenen yavaşlama, makroiktisadi dengeleri ve finansal istikrarı destekleyeceği ifade edildi.

Para politikasındaki sıkılaşmaya BDDK düzenlemelerinin koordineli bir şekilde eşlik etmesi, kredi ivmesinin yavaşlaması ve aktarım kanalının etkin işleyişi açısından olumlu olduğunun savunulduğu raporda, faiz oranlarındaki artış ve kredi büyümesindeki yavaşlamanın bankacılık sektörünün kârlılığı üzerinde düşürücü etkisi olabileceğine de işaret edildi.