Google Play Store
App Store

ABD’de Federal Mahkeme’ye gönderilen iki dava dosyası, hapishanelerdeki mahkûmların fast-food restoranlarında çalıştırıldığını ortaya koydu. Öyle ki bu devlet için düzenli bir gelir haline gelmiş durumda.

McDonald’s’ın ‘mahkûmları’
McDonald’s işçileri 2021’de greve çıkmıştı. (Fotoğraf: Ekmek ve Gül)

Alex PARK 

Dijital haber platformu More Perfect Union’ın videosunda şu uyarı yapılıyor: “Alabama’da bir McDonald’s’a girin, hamburgerinizi ızgarada çeviren işçi bir mahkûm olabilir.”

Alabama Ceza İnfaz Kurumu’nun gözetimindeki bir mahkûmun bir fast-food zincirinin mutfağında çalışması, yalnızca sektördekiler için değil, Amerikan hapishane sistemini bilenler için dahi şaşırtıcı bir gelişme. Ancak geçen yıl federal mahkemeye gönderilen iki dava dosyasının gösterdiği üzere, bu yöntem o kadar yaygın ki devlet için düzenli bir gelir haline gelmiş.

Justice Catalyst isimli STK’nin geçtiğimiz eylül adına mahkûmlar adına açtığı ilk davaya göre, Alabama Ceza İnfaz Kurumu onlarca mahkûmu günlük işlerde çalışmak için eyaletteki kamu kuruluşları ve özel şirketlere gönderiyor, bu şirketlere KFC, Wendy’s ve McDonald’s da dâhil. Kurum ayrıca mahkumları Koch Foods ve Gemstone Foods gibi şirketlerin et kesim ve paketleme tesislerine de yolluyor. Her işyerinde mahkûmlar işçilerle aynı işi yapıyor, ancak kimi zaman günde 12 saatten bile fazla süreliğine. 2018’den davanın açıldığı geçen eylüle kadar yalnızca McDonald’s restoranlarında 122 Alabama mahkûmu çalışmış.

YAPMAYANA CEZA

Kendi asgari ücretini belirlemediği için işçilerin sabit federal asgari ücret olan saatlik 7,25 dolardan ücret alabilmesine imkân veren Alabama eyaletinin ceza infaz kurumu, mahkûmlara verilen ücretlerinse yüzde 40’ına el koyuyor. Kurum ayrıca mahkumların yaşadıkları hapishanelerle çalıştıkları, üniformalarını bile kendi yıkadıkları “özgür dünya” arasındaki git-gel ulaşım masraflarını da maaşlarından kesiyor.

Her iki dava dosyası, herhangi bir gün çalışmak istemeyen bir mahkûmun belli ayrıcalıkların elinden alınması (aileyle telefon görüşmesi gibi), hücre hapsi, mahkûmiyet süresinin uzaması ya da eyaletin en vahşi hapishaneleri olan Alabama orta ve yüksek güvenlikli hapishanelere transfer gibi sonuçlarla karşılaştığını gösteriyor.

Kurum tüm bu düzeni “mahkûm kirası” olarak meşrulaştırıyor. Ancak mahkûmların isteseler de belli sonuçları göze almadıkça iş bırakamamaları sebebiyle sistem daha çok zorla çalışmaya, yani köleliğe yakın.

KÖLELİK DEVAM EDİYOR

Anayasal Haklar Merkezi’nin (CCR) açtığı son davada, “Alabama’da zorla çalıştırma ve kölelik iç savaşla birlikte sona ermedi” ifadesi bulunuyor. 150 yıl önce yaşanan aslında bu pratiklerin fabrikalardan hapishanelere taşınmasıydı. Nesiller boyunca eyalet yetkilileri zorla çalıştırma düzeni kurarak siyah ve yoksul Alabamalıların hem boyun eğdirildiği hem de sırtlarından kâr edildiği bir sistem inşa ettiler.

Açılan davalarda CCR ve Justice Catalyst, Alabama yasalarında, köleliği ve zorla çalıştırmayı her koşulda yasaklayan 2022 tarihli değişikliği gösterdi. Bu standart Amerikan anayasasında köleliğin “bir suçun cezası olarak” kullanılmasını yasaklayan 13. Madde’den de kapsamlı. Bir hâkim CCR’nin açtığı davayı yetki aşımı sebebiyle reddetti. Justice Catalyst davası ise sürüyor. Ancak Alabama Ceza İnfaz Kurumu işçileri eyaletteki özel işletmelere, fast-food zincirlerine çalışmaya göndermeye devam ediyor.

YENİ SÖMÜRÜ DÜZENİ

Fast food sektöründe düşük ücret sömürüsü uçlara çıktı. Toronto’da salata ve smoothie zinciri Freshii iki yıl önce sipariş alma sisteminde Nikaragua’da yaşayan işçileri kullandığı için tepki çekmiş, skandal video konferans sistemi sayesinde açığa çıkmıştı. Freshii Ontario Çalışma Bakanı’nın tepkisi sonrası bu sistemden vazgeçmişti. Ancak New York’ta yeni bir şirket olan Happy Cashier (Mutlu Kasiyer) restoranlara aynı sistemi, Güney Amerika ve Güneydoğu Asya’daki “sanal kasiyerler” yardımıyla sunuyor.

ÇOCUK İŞÇİLER

İşin bir de çocuk emeği kısmı var. 2021 yılından bu yana Alabama dahil en az 11 eyalet, çoğu kez düşük ücretli sektörlerdeki çalışan kıtlığını bahane ederek çocuk işçi yasaklarını gevşeten yasalar geçirdi. Kimi açılardan bu yasalar aslında sadece birçok şirketin hâlihazırda yapmakta olduğu şeyleri yasallaştırdı. Economic Policy Enstitüsü’nün geçtiğimiz yıllarda yayınladığı bir rapora göre, yasa dışı bir şekilde çalıştırılan çocuk sayısı 2015’te binden 2022’de 3 bin 800’e çıktı. Rapor yazarlarından Nina Mast Fortune dergisine verdiği görüşte, en fazla çocuk işçiyi fast-food zincirlerinin çalıştırdığını söyledi.

Alabama düşük ücretli sektörlerin hapishanelerle anlaşarak istihdam sağladığı tek eyalet değil. Ve kendi başlarına da bundan vazgeçmeyecekler. Bu durumu sonlandırmak için yasal boşlukları ortadan kaldıracak değişiklikler geçmeli. Eğer bir şirket işçiye ihtiyaç duyuyorsa bunun kısa yolu olamaz: İnsanların çalışmak isteyebileceği şartlar yaratarak bu soruna çare bulmalılar.

Çeviren: Yusuf Tuna KOÇ 

jacobin.com’dan kısaltılarak çevrilmiştir