Google Play Store
App Store

Veli-Der İzmir 2 No’lu Şube, MEB'in 2024-2025 eğitim-öğretim yılının 1’inci dönem verilerine ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Atılan her adımda kaybeden çocuklarımız ve geleceğimiz oluyor” denildi.

MEB 1’inci dönem verileri açıklandı: İmam hatipler okul terkini arttırdı

Milli Eğitim Bakanlığı, (MEB) 2024-2025 eğitim-öğretim yılının 1’inci dönem verilerini açıkladı.

Veli-Der’in aktardığı MEB verilerine göre; eğitim dışındaki öğrenci sayısı son 3 yılın en yüksek seviyesine çıktı. 2023-2024 eğitim-öğretim yılında örgün eğitim dışına çıkan öğrenci sayısı mesleki eğitim merkezleri ve açık öğretim ile birlikte 1 milyon 578 bin 941 öğrenciye ulaştı. Eğitim dışına çıkan çocukların yüzde 73,9’u 14-17 yaş aralığında.
Bakanlık, ikili eğitimin devam ettirilmeyeceğini açıklamasına rağmen ilkokulda öğrencilerin yüzde 42,5’i, ortaokulda yüzde 35,6’sı, imam hatip ortaokulunda yüzde 11,6’sı, genel ortaöğretimde yüzde 7’si, mesleki ve teknik ortaöğretimde yüzde 1,9’u imam hatip liselerinde yüzde 0,8’i ikili eğitimle okula devam etti.

MEB’in 2025 yılı bütçesi olarak açıkladığı 2 trilyon 186 milyar liranın yüzde 80,1’i eğitim emekçilerine yönelik harcamaları karşıladı. Yüzde 9,7’si sermaye giderleri, yüzde 0,03’ü sermaye transferleri, yüzde 8’i mal ve hizmet giderleri, yüzde 2,2’si ise cari transferlere ayrıldı. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne göre nitelikli eğitim hedefi için kamu harcamalarının yüzde 15-20’si oranında olması gereken eğitime ayrılan kamu kaynakları 2025’te yüzde 9,9 oldu.

ÜÇ ÇOCUKTAN BİRİ AÇ

Eurostat tarafından 2021’de yapılan araştırmada Türkiye’de çocukların yüzde 45,2’sinin yoksulluk riski altında olduğu açıklandı. TÜİK 2022 verilerinde ise üç çocuktan biri ciddi maddi yoksulluk, yetersiz beslenme sorunu yaşıyor. Gıda enflasyonu OECD ortalamasında 2023’te yıllık yüzde 7 artarken, aynı oran Türkiye’de yüzde 72 arttı.

14 Ekim 2023 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan MEB Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikte okul öncesinde katkı payı alma düzenlendi. Okul öncesi eğitimin parasız ve zorunlu olmamasından kaynaklı yoksulluğun artışı ile birlikte okul öncesi eğitime erişebilen çocukların oranı hızla azaldı. 2024’te okul öncesi eğitime ulaşan öğrencilerin oranı azaldı. Yüzde 12 düşerek yüzde 73’e geriledi.

Her geçen yıl merkezi sınavla öğrenci alan okullar içersin de imam hatip ve meslek liselerinin oranı arttırıldı. Son adımla 66 akademik lise merkezi sınavla öğrenci alan proje okulu kapsamından çıkarıldı. 13 ilde merkezi sınavla girilebilecek Anadolu Lisesi bırakılmadı. Çocuklar zorunlu imam hatip veya zorunlu meslek lisesi seçeneksizliğine ya da özel okula gitmeye mecbur bırakıldı.

İmam hatipler, yüzde 30 ile okul terkinin en çok arttığı yerler oldu. İmam hatiplerdeki 3 çocuktan biri zorunlu imam hatipleştirme politikası ve yoksulluk nedeniyle örgün eğitim dışına çıkıyor. Genel ortaöğretimde bu oran yüzde 18,5, mesleki ve teknik ortaöğretimde ise yüzde 28,5 oranında. Veli-Der İzmir 2 Nolu Şube tarafından yapılan açıklamada, “MEB ve siyasi iktidar rejimin ve sermayenin ihtiyacı için çocukları imam hatip ve mesleki eğitime zorunlu bırakıyor. Çocuklar bu dayatmaya tepkisini okulları terk ederek gösteriyor” denildi. 
Açıklamada ayrıca eğitim merkezlerinin çocukları okuldan uzaklaştırma, çocuk işçiliğini yaygınlaştırma ve gizleme aracı olarak kullanıldığı ifade edildi. İmam hatip okullarındaki okul terklerinin arttığı, üç çocuktan birinin zorunlu imam hatipleşme politikası ve yoksulluk nedeniyle örgün eğitim dışına çıktığı belirtilen açıklamada, 2024’te yapılan bir değişiklikle, taşıma kapsamındaki öğrenciler için azami mesafe 50 kilometreden 30 kilometreye düşürüldüğüne ve pansiyonların zorunlu hale getirildiğine de dikkat çekildi.

AKP, ÖZEL OKUL ORANINI ARTTIRDI

Veli-Der, özel okulların sayısının arttığını ve özel eğitim kurumlarına sınırlama getirilmesi açıklamasına rağmen, aksine bu sektördeki eğitimin piyasalaştırılmasının teşvik edildiğini belirtti. AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında özel okulların oranı yüzde 2 iken, 2023 itibarıyla bu oran yüzde 24’e çıkmış durumda.

2023-2024 eğitim-öğretim yılı verilerine göre, 71 ilde 66 bin 780 ücretli öğretmen görev yapmakta, norm kadro ihtiyacı ise 91 bin 484. Emekli olan öğretmen sayısı ise 23 bin olarak kaydedildi. Ancak, yalnızca 20 bin öğretmen ataması yapılacağı duyuruldu.

Veli-Der İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Turgut Aydın, açıklanan verilerle ilgili yaptığı açıklamada, “Çocuklarımızın laik, kamusal, bilimsel eğitim hakkı ve eğitim emekçilerinin haklarına ilişkin ülkemiz tarihinin en büyük tahribatı yaşanıyor. Genel seçim sonrası eğitim alanına ilişkin kesintisiz yeni bir adım atılıyor. Atılan her adımda kaybeden eşit, parasız, nitelikli, kamusal, bilimsel eğitim, kaybeden çocuklarımız ve geleceğimiz oluyor” dedi.
Aydın, “Çocuklarımızın laik, kamusal eğitim hakkını kaybettiğimiz her gün, çocuklarımızın umutlarını, memleketimizin geleceğini kaybediyoruz. Tüm velileri, laik, kamusal eğitim hakkına sahip çıkan herkesi çocuklarımız için sürdürdüğümüz eğitim hakkı mücadelemizi güçlendirmeye çağırıyoruz” diye konuştu.

KUŞADASI’NDA DA AÇIKLAMA YAPILDI

Öte yandan Veli-Der, Kuşadası'nda da açıklama yaptı.

Açıklamada Mesleki Eğitim Merkezleri'nin öğrencileri ucuz işgücü olarak kullandığına dikkat çekildi.

Açıklamanın tamamı şu şekilde:

Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), ne yazık ki, öğrencileri geleceğe hazırlamak yerine onları ucuz iş gücüne dönüştüren bir mekanizma haline gelmiştir. Yetersiz güvenlik önlemleri, öğrencilerin hem fiziksel hem de psikolojik olarak risk altında kalmasına neden olmaktadır. Planlı meslek eğitiminin terk edilmesi ise, öğrencilerin geleceklerine dair umutlarını söndürmektedir.

TARİKAT VE ÜLKÜ OCAKLARI İLE YAPILAN PROTOKOLLER

Laik ve bilimsel eğitim anlayışı, son yıllarda yaşanan siyasi müdahalelerle ciddi zararlara uğramıştır. Din derslerinin zorunlu hale getirilmesi, seçmeli derslerin kısıtlanması gibi uygulamalar, eğitim sistemimizi ideolojik tartışmalara alet etmektedir. Özellikle laik ve bilimsel yaklaşımlarıyla bilinen ÇYDD gibi sivil toplum kuruluşlarının talepleri dikkate alınmazken, tarikat, ülkü ocakları ve benzeri yapılara davetiye çıkarılması, okullarda etkinlikler düzenleyerek eğitim sistemine müdahale etmelerine zemin hazırlamakta ve eğitimin siyasal bir araç haline getirilmesine, halktan yana bir eğitim anlayışından uzaklaşılmasına neden olmaktadır. Bu durum, anayasa ile güvence altına alınmış olan laiklik ve bilimsellik ilkelerine aykırıdır ve öğrencilerin özgür bir ortamda kendi kişiliklerini geliştirmeleri engellediği gibi tek tip insan yetiştirilmesini sağlamaktadır.

Ekonomik kriz, öğrencilerimizin gelişimini olumsuz etkilemektedir. Devlet tarafından ücretsiz okul yemekleri yanında, ısınma ihtiyacının giderilmesi ve hijyen malzemelerinin sağlanması gibi temel ihtiyaçların karşılanması, öğrencilerin sağlıklı bir şekilde eğitim almaları için şarttır. Okul aile birlikleri, velilere ek yük getiren bürokratik yapılar olmaktan kurtarılmalı, daha demokratik ve katılımcı bir yapıya kavuşturulmalıdır. Tüm bu sorunlara rağmen, öğretmenler, öğrenciler ve veliler olarak umudumuzu kaybetmiyoruz. Çağdaş, laik, bilimsel ve eşitlikçi bir eğitim sistemi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu süreçte, yanımızda olan tüm kişi ve kurumlara teşekkür ederiz."