2021-2022 eğitim öğretim yılının ilk yarısı, sorunlar yumağıyla geride kaldı. Ölümlü servis kazaları, cemaatlerin eğitimde artan etkisi ve mülakat krizi ilk yarıya damgasını vururken okullar salgınla mücadelede yalnız bırakıldı.

MEB’in karnesi kırıklarla dolu

Mustafa BİLDİRCİN

Milyonlarca öğrenci ve 1 milyona yakın öğretmen için sömestr tatili başladı. 7 Şubat’ta çalacak ders ziliyle okullar, 2021-2022 eğitim öğretim yılının ikinci yarısına başlayacak. 2021-2022 eğitim öğretim yılının sorunlar yumağı ile geride kalan ilk yarısına, okulların salgın ile mücadele yalnız bırakılması, ölümlü servis kazaları, mülakat krizi ve bakan değişikliği damgasını vurdu.

6 Eylül 2021 tarihinde yüz yüze başlayan 2021-2022 eğitim öğretim yılının ilk yarısı dün sona erdi. Eylül 2021’de, Covid-19’a yönelik yetersiz tedbirlerle başlayan yüz yüze eğitim nedeniyle okullar neredeyse virüs yuvası haline geldi. MEB, eğitim öğretim yılının ilk yarısında sınıfta kaldı.

OKULLAR SALGINDA YALNIZ

Yüz yüze eğitimde, salgına karşı öğrenci ve öğretmenler büyük ölçüde savunmasız bırakıldı. Eğitimcilerin, velilerin ve öğrencilerin, “Yüz yüze eğitimin kalıcı olması için önlemler alınsın” talebine karşın çok sayıda okulda hijyen koşulları sağlanamadı. İŞKUR aracılığıyla okullarda görevlendirilen temizlik personelinin büyük bölümü iş başı yapmak için 1 Ekim’i beklerken temizlik görevlisi bulunan okullar ise görevli sayısının yetersizliğinden yakındı. MEB, okullara öğrenci başına yalnızca 20 TL hijyen ödeneği gönderebildi. Pandeminin okullara fazladan getirdiği mali yük, büyük oranda veli ve öğrencilerin sırtına yüklendi.

Salgında yüz yüze eğitimde en az 27 eğitimci Covid-19 nedeniyle yaşamını kaybetti. Yüzlerce eğitimci ve binlerce öğrenciye de Covid-19 tanısı konuldu. On binlerce sınıf karantinaya alındı. Kalabalık sınıflar, eğitim kurumlarındaki Covid-19 vakalarının artmasına yol açtı.

ÖĞRETMEN AÇIĞI KAPATILMADI

AKP iktidarları döneminde sayıları 500 bine dayanan ataması yapılmayan öğretmenlerin talepleri 2021-2022 eğitim öğretim döneminde de karşılanmadı. Öğretmen açığı olduğunu raporlarında kabul eden MEB, öğretmen atamaları için yeterli kontenjan ayırmadı. Mevcut 140 bin öğretmen açığına karşın öğretmen atamaları için yalnızca 20 bin kontenjan ayrıldı.

Öğretmen alımlarında uygulanan sözlü sınav sistemi de eğitim yılının ilk yarısının en tartışılan konularından oldu. Yüksek KPSS puanına karşın yine çok sayıda öğretmen sözlü sınavda elendi. MEB, sözlü sınav puanına itiraz eden öğretmenlere itiraz için kendilerini sözlü sınav ile eleyen komisyonu gösterdi.

EĞİTİM DAHA DA DİNSELLEŞTİRİLDİ

2021-2022 eğitim öğretim yılının ilk yarısında da eğitimi dinselleştiren uygulamalar hız kesmeden devam ettirildi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, “4-6 Yaş Kuran Kursları’nda verilen eğitim, okul öncesi eğitim kapsamına alınsın” önerisine sıcak bakan MEB, eğitimi dinselleştiren her uygulamanın önünü açtı. Aralık 2021’de tam yedi yıl aradan sonra toplanan 20’nci Milli Eğitim Şurası'nda, Eğitim-Bir-Sen’in, “Okul öncesi din eğitimi” önerisi oy çokluğu ile kabul edilerek tavsiye kararları içinde sokuldu. Önerinin komisyonlarda tartışılmadan Şura Genel Kurulu’na taşınmasına yönelik eleştiriler karşısında Bakan Özer, “Buradaki önerinin doğruluğunu ve yanlışlığını Milli Eğitim Bakanı olarak tartışamam” diye yanıtladı. Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz’ın Milli Eğitim Bakan Yardımcılığı görevine getirilmesi de eğitimdeki din ağırlıklı uygulamaların yeni dönemde daha da artacağına işaret etti.

Özel eğitim gereksinimi olan çocuklar salgından en fazla etkilenen grupların arasında yer aldı. 2019-2020 eğitim öğretim döneminde 775 bin 174 olan Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’ne (RAM) yapılan başvuru sayısının yüzde 53,1 azalarak 363 bin 554’e geriledi.

TAŞIMALI EĞİTİM OLAĞAN OLDU

Taşımalı eğitim Türkiye’de kalıcı hale geldi. MEB’in verilerine göre Türkiye genelinde 1 milyon 172 bin 646 öğrenci okullarına servislerle gitmek zorunda bırakıldı. Taşımalı eğitimdeki öğrencilerin oranı ilkokulda yüzde 24,6, ortaokulda yüzde 37, lisede ise 38,4 olarak gerçekleşti. Eğitim yılının ilk yarısında, çok sayıda ölümlü servis kazası da yaşandı. Ölümlü ve yaralanmalı servis kazalarına karşın okul servislerini daha güvenli hale getirecek Servis Güvenliği Yönetmeliği’nin uygulanması 2023 yılına erteledi.

ÖĞRENCİLER VE ÖĞRETMENLER MUTSUZ

Öğretmenlerin merakla beklediği Öğretmenlik Meslek Kanunu’na yönelik hazırlanan metin büyük hayal kırıklığı yarattı. Yalnızca 12 maddeden oluşan kanun teklifinde, öğretmenlerin mevcut sorunları görmezden gelindi. Eğitim Sen Muğla Şube Başkanı Birdal Savran, 2021-2022 eğitim öğretim ilk yarısını BirGün’e değerlendirdi. Okulların bir eğitim kurumu olmaktan adım adım uzaklaştığını belirten Savran, “Eğitimde dayatmacı politikaların sürmesi nedeniyle öğrencilerin ve öğretmenlerin mutsuz olduğu, öğretmenlerin esnek, güvencesiz ve angarya çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın devam ettiği eğitim sisteminin başarılı olması mümkün değildir” diye konuştu. Savran, eğitim sistemindeki sorunların ülkenin ekonomik ve siyasal koşullardan bağımsız olmadığını ifade ederek, “Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinden üniversiteye kadar bilimin değil, milliyetçiliğin ve inanç sömürüsünün referans alındığı bir eğitim sisteminde tüm öğrencilerimizin kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadele edeceğiz” dedi.

'EĞİTİM KAMUSAL BİR HAKTIR'

Öğrenci Veli Derneği yarı yılsonuna ilişkin bir rapor yayımladı. Raporda sorunların çözümü için MEB’in hiçbir adım atmadığı kaydedildi. Raporda okulöncesi eğitime ilişkin şunlar belirtildi: “Okulöncesi eğitimdeki öğrenci sayısı yüzde 24,8 azaldı. Zorunlu eğitim kapsamına alınması planlanan 5 yaşta ise okulöncesi eğitim net okullaşma oranı yüzde 71,2’den yüzde 56,9’a düştü.”

Toplam eğitim bütçesinin merkezi yönetim bütçesi içindeki payının 2016’dan bu yana azaldığı aktarılan raporda şunlar denildi: “2016’da yüzde 19,2 olan bu oran 2021’de yaklaşık 3,5 puan azalarak yüzde 15,8’e geriledi. . En yüksek gelirli %20’lik kesimin eğitim harcamaları en düşük gelirli yüzde 20’lik kesimin eğitim harcamalarından yaklaşık 20 kat fazlası olmuştur. Eğitime yeterli bütçe ayrılmamasının en ağır sonucunu başta yoksul ailelerin çocukları olmak üzere dezavantajlı tüm çocuklar yaşamaktadır.”

Tarikat yurtlarında son dönemde yaşananlara değinilen raporda şu ifadeler kullanıldı: “Karaman’dan Aladağ’a, memleketin yüzlerce yerinde tarikat yurtlarında çocuklarımıza yaşatılan acılar daha sıcakken, buraları artık sadece dogmatik düşüncelerin çocukların zihinlerine boca edilerek hayatlarının çalındığı yerler değil, aynı zamanda fiziki ve psikolojik şiddetin, cinayetin, tecavüzün kısaca her türlü vahşetin yaşandığı yerler haline gelmiştir. Eğitim kamusal bir haktır. Barınma hakkı da tüm çocuklarımızın en temel hakkıdır. Sosyal devlet ilkesinin temel gereği olarak ücretsiz sağlanmalıdır. Tüm tarikat yurtları ve özel yurtlar kapatılarak kamusallaştırılmalıdır.”

Çocuk işçiliğine de yer verilen raporda “Türkiye’de çalışan çocuklara dair güncel veriler TÜİK tarafından düzenlenen Çocuk İşgücü Anketi’ne dayanmaktadır. En son 2019’un son çeyreğinde düzenlenen ankete göre, 5-17 yaş arasındaki en az 720 bin çocuk çalıştırılmaktaydı. Bu sayılar eğitimin paralılaştırılmasının, eğitimde yaşanılan eşitsizliğin geldiği boyutun açık göstergesidir.”