Google Play Store
App Store

CHP, DEM Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi, DP, EMEP ve Gelecek Parti, Gezi Davası hükümlüsü Hatay Milletvekili Can Atalay'ın durumuna ilişkin Meclis'i 16 Ağustos Perşembe günü saat 14.00'te olağanüstü toplantıya çağırdı.

Kaynak: Haber Merkezi
Meclis, Can Atalay gündemiyle olağanüstü toplantıya çağrıldı

Türkiye İşçi Partisi'nden Hatay Mİlletvekili seçilen ancak vekilliği hukuksuzca düşürülen Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) "milletvekilliğinin düşürülmesinin yok hükmünde olduğuna" ilişkin kararı sonrası Meclis olağanüstü toplantıya çağrıldı.

TBMM Başkanlığı'na teslim edilen dilekçede, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Grup Başkanvekilleri Murat Emir, Gökhan Günaydın, Ali Mahir Başarır, DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli; TİP Genel Başkanı Erkan Baş, DEVA Partisi Milletvekili İdris Şahin, Demokrat Parti Milletvekili Cemal Enginyurt ve Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca, Saadet Partisi Grup Başkan Vekilleri Selçuk Özdağ ve Bülent Kaya'nın imzası yer aldı.

Meclis'e verilen dilekçede, 16 Ağustos Perşembe günü saat 14.00'te olağanüstü toplantı yapılması talep edildi.

Meclis Başkanlığı'nın 7 gün içerisinde bu çağrıya ilişkin karar vermesi gerekiyor.

Çağrı dilekçesinde, "Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, ekte yer alan Genel Görüşme Önergesinin görüşülmesi amacıyla, Anayasa’nın  93’üncü ve TBMM İçtüzüğü’nün 7’nci maddesi gereğince, 16 Ağustos 2024 Cuma günü saat 14:00’te olağanüstü toplantıya çağrılmasını arz ve talep ederiz" ifadelerine yer verildi.

DEVLET KRİZİNE DÖNÜŞTÜ

Meclis'e yapılan olağanüstü toplantı çağrısının gerekçesinde, AYM kararlarının 5 buçuk ay sonra Resmi Gazete'de yayımlanmasına tepki gösterilerek, "Bu süre boyunca Şerafettin Can Atalay, kişi hürriyetinden mahrum bırakılmaya devam edilmiştir ve edilmektedir. Anılan konu, kamuoyunun bilgilendirilmesine muhtaç hale gelmiştir" denildi.

Geekçede, ayrıca, Can Atalay'ın hapis cezasına çarptırılarak milletvekilliğinin düşürülmesinin yargı krizini aşıp devlet krizine dönüştüğü vurgulandı.

Gerekçenin tamamı şöyle:

"Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay hakkında gerçekleşen hukuka aykırı yargılama sürecinde; bir hukuk devletinde olmayacak biçimde Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bireysel başvuru kararlarını tanımaması üzerine; Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında ihtilaf doğmuştur.

"HUKUKA AYKIRI"

Yargıtay’ın hukuka aykırı bu tutumu, Türkiye Büyük Millet Başkanlığınca sürdürülmüştür. Nitekim Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanlığınca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na hitaben yazılan (03.01.2024 tarihli ve 2023/12611 sayılı ve ‘‘Karar gönderme hk.’’ konulu) yazı, TBMM Başkanlığı tarafından işleme konulmuş ve söz konusu yazı, 31.01.2024 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nun 28’inci Yasama Döneminin 2’nci Yasama Yılının 54’üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunda okutularak; hukuka aykırı biçimde Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülmüştür.

Bunun üzerine 02.02.2024 tarihinde CHP Grubu tarafından iki ayrı dilekçe ile eylemli İçtüzük değişikliği niteliğinde olan milletvekilliğinin düşmesine yönelik parlamento kararının, Anayasa’nın Başlangıç bölümüne, 2, 6, 84, 85, 94, 95 ve 153’üncü maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle; yürütmenin durdurulması istemli şekilde; yok hükmünde olduğunun tespitine ve (her hâlükârda) iptaline karar verilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesi nezdinde dava açılmıştır. Dosyaların bir kısmı, aynı konu hakkında Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay, İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Muş Milletvekili Sezai Temelli, Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki tarafından açılan davalar ile birleştirilmiştir.

"KİŞİ HÜRRİYETİNDEN MAHRUM BIRAKILMIŞ"

Anayasa Mahkemesi, 01.08.2024 tarihli ve  32619 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 22.02.2024 tarihli ve 2024/43 E.; 2024/65 K. ile 22.02.2024 tarihli ve 2024/45 E.; 2024/61 K. sayılı Kararlarıyla; Türk hukukunda Yargıtay’ın bu türde bir karar veremeyeceği ve dolayısıyla ortada bir kesin hüküm olmadığı gerekçesiyle; milletvekilliğinin düşmesine yönelik işlemin, yok hükmünde olduğunu hüküm altına almıştır. Anayasa Mahkemesi’nin bahsi geçen kararları, Resmi Gazete’de hemen yayımlanmamış; yaklaşık beş buçuk aylık bir gecikme söz konusu olmuştur. Bu süre boyunca Şerafettin Can Atalay, kişi hürriyetinden mahrum bırakılmaya devam edilmiştir ve edilmektedir. Anılan konu, kamuoyunun bilgilendirilmesine muhtaç hale gelmiştir.

"EKONOMİK SONUÇLAR DOĞURACAK"

Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı ilkesi gereğince Şerafettin Can Atalay’ın bir an önce tahliye edilip milletvekilliği andını içerek Parlamento’da yerini alması amacıyla söz konusu fiili durumun ortadan kaldırılması ve yargı krizinin ötesine taşınan ve bir devlet krizi şekline dönüşen; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasa’da yazılı niteliklerini ortadan kaldıran ve demokratik devlet yapısını bozan; politik sonuçların yanı sıra ekonomik sonuçlar da doğuracak nitelikte olan bu sürecin TBMM tarafından ele alınarak çözümlenmesi için olağanüstü toplantı çağrısı yapılmaktadır."

ORTAK AÇIKLAMA

Başvurunun ardından CHP Grup Başkanvekili Günaydın, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, DEVA Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık Meclis'te ortak açıklama yaptı.

Gökhan Günaydın, Can Atalay hakkındaki AYM kararı sonrası ortaya çıkan durumun görüşülmesi ve uygun bir karara bağlanması amacıyla TBMM'yi 16 Ağustos Cuma günü saat 14.00'te toplantıya çağırmak üzere toplanan imzaları, Meclis Başkanlığı'na sunduklarını söyledi.

Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın 31 Ocak 2024'te TBMM'de okunduğunu anımsatan Günaydın, Anayasa'nın 153. maddesinin çok açık bir hükme sahip olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Biz bugün Anayasa Mahkemesinin kararı sonrasında bir kesin hükmün bulunmadığına yönelik tespitinin neticesinde Can Atalay arkadaşımızın milletvekilliğinin düşürülmediğini, düşmediğini, 14 Mayıs'tan bu yana devam ettiğini düşünüyoruz. Bu çerçevede diyoruz ki '16 Ağustos'ta saat 14.00'te TBMM'yi lütfen çağırın ve bu görüşmeyi yapın'. Bu, TBMM Başkanı açısından bir takdir yetkisi değil bir bağlı yetkidir."

Günaydın, Meclis'i tatil döneminde toplantıya çağırma yetkisinin Cumhurbaşkanı'na, Meclis Başkanı'na ve üye tam sayısının beşte biri kadar milletvekiline verildiğini aktararak şöyle devam etti:

"Biz çok daha fazla milletvekili imzasıyla bu başvuruyu yapmış bulunuyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı en geç 7 gün içerisinde Meclisi toplantıya çağırmak zorunda. Bu görüşmenin sonucunda umuyor ve diliyoruz ki hukuka uygun davranılır. Bu ayıbın Türkiye'nin üzerinden derhal kaldırılması gerekmektedir. Biz bu bağlamda 16 Ağustos tarihli görüşmeden Türkiye'nin anayasal düzenine ve hukuk çerçevesine uygun bir kararın çıkmasını bekliyoruz."

ŞIK'TAN HUKUK VE DEMOKRASİ VURGUSU

TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da "Burada tartışmadığımız şey Can Atalay'ın vekil olup olmadığı değil, Türkiye'de hukuk ve demokrasi normlarının egemen olup olmayacağına dair bir tartışma. Yargının mağdur ettiği insanların gerçekten hukuk normuyla özgürlüğüne tekrar kavuşmasına dönük bir tartışma açılmasını umut ediyoruz" dedi.

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Anayasa'ya uymanın bir zorunluluk olduğunu belirterek, "16 Ağustos'ta Can için Meclis'i toplantıya davet ediyoruz. Hem Can Atalay için hem de şu anda cezaevlerindeki siyasi tutsaklar için aslında Meclis üzerine düşen görevi yapsın diye bu daveti bir kez daha yineliyoruz" ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya hukukta da rasyonel politikalara dönmek için 16 Ağustos'u bir fırsat olarak gördüklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Türkiye bu ve benzeri antidemokratik süreçleri yaşadı, zaman zaman da geride bıraktı. Ben inanıyorum ki bu antidemokratik süreçleri de geride bırakacak. Biz de demokrasiden ve hukuktan yana olduğumuzu kayda geçirmek üzere 16 Ağustos'ta TBMM'nin genel görüşme talepli olarak olağanüstü toplantıya çağrılması talebine imza attık. Umuyor ve diliyorum ki 16 Ağustos'ta Can Atalay ile ilgili verilecek karardan sonra Türkiye, hukuk politikaları ile ilgili de reel politikalara dönüş yapar Türkiye yeniden Anayasa'nın öneminin, kıymetini anlayacak bir düzeye gelir."

DEVA Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin de parlamentoya büyük görev düştüğünü dile getirerek, "Bu ülkede halen bir hukuk sisteminin var olduğuna, hukukun az da olsa işlediğine yürekten inanıyoruz ve inanmaya da devam edeceğiz. Buna dair inancımızı kaybettiğimiz takdirde ne hukuk devletinden ne de parlamentodan bahsedebiliriz" diye konuştu.

  • Anayasa Mahkemesi’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın TBMM Genel Kurulu'nda Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin kararı okunarak milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararının gerekçesi Resmi Gazete'de yayınlanmıştı.
  • Can Atalay ile ilgili kesin bir mahkumiyet kararı içermediği açık olan kararlara yer verilen Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yazısının TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla milletvekilliğinin düşmesine yönelik işlem tesis edilerek fiili (de facto) bir durum oluşturulduğu ifade edilen kararda, “Bu fiili durum hakkında Anayasa Mahkemesi’nce karar verilmesi mümkün değildir” denilmişti.
  • Mahkeme, "Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptali talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına" hükmetmişti.