CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, HDP Milletvekilleri Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın milletvekillikleri oylamasız düşürüldü. Meclis'te "Demokrasi düşmanı AKP" sloganları atıldı

Meclis'te 'Demokrasi düşmanı AKP' sesleri!

Haklarında kesinleşmiş yargı kararları olduğu gerekçesiyle CHP Milletvekili Enis Berberoğlu ve HDP Milletvekilleri Leyla Güven ile Musa Farisoğulları'nın milletvekillikleri oylamasız düşürüldü.

Muhalefet, AYM süreci devam ettiği için yargılamaların sürdüğünü ve bu kararın hukuksuz olduğunu ifade etti.

HDP'li ve CHP'li milletvekilleri söz konusu kararı protesto etti. Kararın ardından Meclis'te "Demokrasi düşmanı AKP" sesleri yükseldi.

BERBEROĞLU: DEMOKRASİ İÇİN BEDEL ÖDENECEKSE ÖNCE CHP'LİLER ÖDER

Enis Berberoğlu kararın ardından bir açıklama yaptı ve "Demokrasi için bir bedel ödenecekse önce CHP'liler öder" dedi.

Kalan 18 aylık cezası için teslim olacağını bildiren Berberoğlu, "TBMM'de milletvekilliğim düşürüldü ve kalan cezamın infazına devam edilmesi kararlaştırıldı. Kalan 18 aylık cezam için teslim olacağım. Bu karar bana hiçbir şekilde sürpriz olmadı. Çünkü Türkiye'de demokrasi koşullarında düzelme yok. Bana da isabet edecek demokrasi piyangosu beklemek olmazdı. Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi demokrasi için bedel ödenecekse önce CHP'liler öder" ifadelerini kullandı.

LEYLA GÜVEN: DARBELER SADECE SİLAHLA OLMUYOR

milletvekilliği düşürülen HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, "Darbeler sadece silahlarla olmuyor. CHP'li bir milletvekilli de var, ama bu kararda CHP'nin de sorumluluğu var" dedi.

Güven, şu ifadeleri kullandı:

"Doğrusu Kürt sorunu demokratik çözüme kavuşmadığı müddetçe bu tür uygulamalarla Türk halkının iradesine her gün yeni darbeler yaparak kendilerini ayakta tutmaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. AKP ile başlamadı Kürt sorunu ama AKP döneminde 18 yıl boyunca her gün Kürt halkının iradesine karşı darbeler gerçekleştirildi.

1994'te parlamentoya giren Kürt milletvekillerine karşı geliştirilen darbe tam da bugün 2020 tarihinde Kürt iradesine geliştirilen darbeden farklı değil. Gene 4 Kasım 2016'da Kürt halkının seçilmişlerine karşı darbe gerçekleştirildi. Yani Kürtlere koordinat biçmeye çalışanlar, şöyle yapın böyle yapın diyenler Kürtlerin demokratik siyasetteki ısrarını görmemeleri anlaşılır gibi değil.

Türkiye Cumhuriyeti devleti demokratik siyaset yürüten Kürtlere karşı sürekli bir darbe halinde, darbenin ille de silahlı olması gerekmiyor. Evet, muhalif olana da var, CHP'li bir milletvekili de var ama CHP'nin bunda sorumluluğu da var. 2016'da dokuulmazlıklar kaldırıldığında güçlü bir sesle HDP ile hareket etmiş olsalardı belki bugün bunları yaşamayacaktık. Biz siyaset zemini olarak parlamentoyu görmüyoruz, siyaset yaşamın her alanında var."