Medya, ayağını sağlam bastı!
28 Şubat operasyonunun Doğan Grubu'na ve Aydın Doğan'a uzanacağı iddialarının yüksek sesle dile getirildiği...
UFUK ÇALIŞKAN
28 Şubat operasyonunun Doğan Grubu'na ve Aydın Doğan'a uzanacağı iddialarının yüksek sesle dile getirildiği, soruşturma kapsamında ikinci dalga gözaltıların gerçekleştiği bir dönemde Başbakan Erdoğan, Doğan Grubu tarafından yapılan iş kulelerinin açılışına katıldı, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan ile birlikte kurdela kesti.
Bundan yaklaşık 1.5 ay önce, Doğan Grubu’nun dönemin Turizm Bakanı Bahattin Yücel’i şantajla istifaya zorladığı iddiasıyla başlayan tartışmada, kimi yandaş gazeteciler de postmodern darbenin ‘medya ayağı’ olarak nitelendirdikleri gazeteci ve medya patronlarının da gözaltına alınacağını öne sürmüşlerdi.
“AYDIN DOĞAN DA YARGILANACAK”
Bavullu gazeteci Mehmet Baransu, “Soruşturma derinleştikçe Aydın Doğan da, dönemin bazı Ankara temsilcileri de ve medyanın diğer tetikçileri de kendilerini yargı önünde bulacaklar.” diyerek Doğan’ın da soruşturmanın hedeflerinden biri olacağı sinyAlini vermişti.
DOĞAN: BEYAZ KAĞIT GİBİYİZ
Aydın Doğan’sa konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Sincan'da tankları yürütenler görevden alındı mı ki biz suçlanıyoruz. . Beyaz kağıt gibiyiz ama bize çok laf atıyorlar. Çünkü en kolayı medyayı suçlamak. Kim kartel kurdu da başkalarını kovdurmak öldürmek için çalıştı.” sözleriyle kendini savunmuştu.
DALGA DALGA 28 ŞUBAT
Çevik Bir ‘in tutuklandığı 28 Şubat operasyonun un ilk dalgasının hemen ardından gerçekleşen ikinci dalgada ise dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri Emekli Tümgeneral Erol Özkasnak’ın da aralarında olduğu 12 kişi gözaltına alındı. Özkasnak’ın 28 Şubat sürecinde medya ile ilişkileri yürüten isim olması operasyonun medyaya da uzanacağı beklentilerini artırmıştı.
KENTLER DE DÖNÜŞÜR, DOĞAN DA...
Ancak 28 Şubat soruşturmasında ikinci dalga operasyonlarının gerçekleştirildiği günde, Aydın Doğan, darbe tartışmalarının tamamen dışında Başbakan Erdoğan’ı Mecidiyeköy’deki Trump Towers iş kulelerinin açılışında misafir ediyordu.
SERMAYE BURAYA YUMRUK HAVAYA
Erdoğan açılış töreninde konuşmasına Aydın Doğan ve Doğan Grubu’na teşekkür ederek başladı, "Bu ülkede yatırım yaparsan bunun karşılığı var. Boşa değil. Buralara gelin" sözleriyle uluslararası sermayeyi bir kez daha Türkiye’ye çağırdı.
YAPILMASI GEREKEN NE VARSA...
İstanbul’un silüetine bir darbe daha vuran, Mecidiyeköy’deki trafik sorununu içinden çıkılmaz bir hale getirecek bir tüketim mabedini ‘cazibe merkezi’ olarak nitelendirmekten çekinmeyen Erdoğan, konuşmasının önemli bir bölümünü de kentsel dönüşüm projelerini anlatmaya ayırdı.
“Yapılması gereken müdahaleleri yapacağız. Merkezi yönetim, büyükşehir, ilçe belediyeleri bu işi birlikte yürütmekte kararlıyız. En ufak bir geri atma söz konusu değil" diyen Erdoğan, Galataport ve Haydarpaşa Port projelerinin de yakın zamanda gündeme geleceğini belirtti.
Başbakan Erdoğan’ın ardından söz alan Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan da konuşmasına Erdoğan ve eşine teşekkür ederek başladı. “Artık yapıp bozan değil yapıp geliştiren anlayışın olması bizi mutlu ediyor.” sözleriyle yeni bir dönemin başladığına işaret eden Doğan, iş kuleleriyle tıpkı Başbakan gibi ‘Cazibe merkezi’ olarak tanımladığı İstanbul’un kentsel dönüşümüne mütevazı da olsa bir katkıda bulunduklarını ifade etti.
TAHA AKYOL’DAN ‘İHTİLAL HUKUKU’
Açılışın ardından eşi Emine Erdoğan ile birlikte alışveriş merkezinin 3 katını da gezen Erdoğan, bir mağazadan Aydın Doğan’a en yakın isimlerden eski ülkücü yeni muhafazakar Taha Akyol'un yazdığı ''Atatürk'ün İhtilal Hukuku'' ile Mehmet Ali Birand’ın ''Son Darbe 28 Şubat'' kitabının da aralarında olduğu 5-6 kitap aldı.
PİYASANIN 'CAZİBESİ' UNUTTURUR
28 Şubat süreci ve sonrasında iş, siyaset ve medya dünyasında yaşanan büyük değişimlere karşın, Tayyip Erdoğan ve Aydın Doğan'ın dimdik ayakta ve yan yana olmaları tesadüf değil elbette. Bu iki ismi yıllar sonra da olsa biraraya getirense iş kulelerinin açılışında yaptıkları konuşmaların içeriğinde saklı. Görülüyor ki, serbest piyasanın ’cazibesine’ kapılmaktan kurtulamayanlar ve oyunu neoliberAlizmin kurallarına göre oynayanlar dün olmasa bile bugün tüm kırgınlıkları bir kenara bırakıp, rantı yaratmak ve paylaşmak için rahatça el sıkışabiliyorlar.
Kimileri tarafından bir medya darbesi olarak da nitelendirilen 28 Şubat sürecinde, Aydın Doğan ve yönettiği medya grubunun rolü ise, iştah kabartan ‘kentsel dönüşüm’ projelerinin birinin temeline gömülmekten kendini kurtaramıyor.
28 Şubat operasyonunun Doğan Grubu'na ve Aydın Doğan'a uzanacağı iddialarının yüksek sesle dile getirildiği, soruşturma kapsamında ikinci dalga gözaltıların gerçekleştiği bir dönemde Başbakan Erdoğan, Doğan Grubu tarafından yapılan iş kulelerinin açılışına katıldı, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan ile birlikte kurdela kesti.
Bundan yaklaşık 1.5 ay önce, Doğan Grubu’nun dönemin Turizm Bakanı Bahattin Yücel’i şantajla istifaya zorladığı iddiasıyla başlayan tartışmada, kimi yandaş gazeteciler de postmodern darbenin ‘medya ayağı’ olarak nitelendirdikleri gazeteci ve medya patronlarının da gözaltına alınacağını öne sürmüşlerdi.
“AYDIN DOĞAN DA YARGILANACAK”
Bavullu gazeteci Mehmet Baransu, “Soruşturma derinleştikçe Aydın Doğan da, dönemin bazı Ankara temsilcileri de ve medyanın diğer tetikçileri de kendilerini yargı önünde bulacaklar.” diyerek Doğan’ın da soruşturmanın hedeflerinden biri olacağı sinyAlini vermişti.
DOĞAN: BEYAZ KAĞIT GİBİYİZ
Aydın Doğan’sa konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Sincan'da tankları yürütenler görevden alındı mı ki biz suçlanıyoruz. . Beyaz kağıt gibiyiz ama bize çok laf atıyorlar. Çünkü en kolayı medyayı suçlamak. Kim kartel kurdu da başkalarını kovdurmak öldürmek için çalıştı.” sözleriyle kendini savunmuştu.
DALGA DALGA 28 ŞUBAT
Çevik Bir ‘in tutuklandığı 28 Şubat operasyonun un ilk dalgasının hemen ardından gerçekleşen ikinci dalgada ise dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri Emekli Tümgeneral Erol Özkasnak’ın da aralarında olduğu 12 kişi gözaltına alındı. Özkasnak’ın 28 Şubat sürecinde medya ile ilişkileri yürüten isim olması operasyonun medyaya da uzanacağı beklentilerini artırmıştı.
KENTLER DE DÖNÜŞÜR, DOĞAN DA...
Ancak 28 Şubat soruşturmasında ikinci dalga operasyonlarının gerçekleştirildiği günde, Aydın Doğan, darbe tartışmalarının tamamen dışında Başbakan Erdoğan’ı Mecidiyeköy’deki Trump Towers iş kulelerinin açılışında misafir ediyordu.
SERMAYE BURAYA YUMRUK HAVAYA
Erdoğan açılış töreninde konuşmasına Aydın Doğan ve Doğan Grubu’na teşekkür ederek başladı, "Bu ülkede yatırım yaparsan bunun karşılığı var. Boşa değil. Buralara gelin" sözleriyle uluslararası sermayeyi bir kez daha Türkiye’ye çağırdı.
YAPILMASI GEREKEN NE VARSA...
İstanbul’un silüetine bir darbe daha vuran, Mecidiyeköy’deki trafik sorununu içinden çıkılmaz bir hale getirecek bir tüketim mabedini ‘cazibe merkezi’ olarak nitelendirmekten çekinmeyen Erdoğan, konuşmasının önemli bir bölümünü de kentsel dönüşüm projelerini anlatmaya ayırdı.
“Yapılması gereken müdahaleleri yapacağız. Merkezi yönetim, büyükşehir, ilçe belediyeleri bu işi birlikte yürütmekte kararlıyız. En ufak bir geri atma söz konusu değil" diyen Erdoğan, Galataport ve Haydarpaşa Port projelerinin de yakın zamanda gündeme geleceğini belirtti.
Başbakan Erdoğan’ın ardından söz alan Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan da konuşmasına Erdoğan ve eşine teşekkür ederek başladı. “Artık yapıp bozan değil yapıp geliştiren anlayışın olması bizi mutlu ediyor.” sözleriyle yeni bir dönemin başladığına işaret eden Doğan, iş kuleleriyle tıpkı Başbakan gibi ‘Cazibe merkezi’ olarak tanımladığı İstanbul’un kentsel dönüşümüne mütevazı da olsa bir katkıda bulunduklarını ifade etti.
TAHA AKYOL’DAN ‘İHTİLAL HUKUKU’
Açılışın ardından eşi Emine Erdoğan ile birlikte alışveriş merkezinin 3 katını da gezen Erdoğan, bir mağazadan Aydın Doğan’a en yakın isimlerden eski ülkücü yeni muhafazakar Taha Akyol'un yazdığı ''Atatürk'ün İhtilal Hukuku'' ile Mehmet Ali Birand’ın ''Son Darbe 28 Şubat'' kitabının da aralarında olduğu 5-6 kitap aldı.
PİYASANIN 'CAZİBESİ' UNUTTURUR
28 Şubat süreci ve sonrasında iş, siyaset ve medya dünyasında yaşanan büyük değişimlere karşın, Tayyip Erdoğan ve Aydın Doğan'ın dimdik ayakta ve yan yana olmaları tesadüf değil elbette. Bu iki ismi yıllar sonra da olsa biraraya getirense iş kulelerinin açılışında yaptıkları konuşmaların içeriğinde saklı. Görülüyor ki, serbest piyasanın ’cazibesine’ kapılmaktan kurtulamayanlar ve oyunu neoliberAlizmin kurallarına göre oynayanlar dün olmasa bile bugün tüm kırgınlıkları bir kenara bırakıp, rantı yaratmak ve paylaşmak için rahatça el sıkışabiliyorlar.
Kimileri tarafından bir medya darbesi olarak da nitelendirilen 28 Şubat sürecinde, Aydın Doğan ve yönettiği medya grubunun rolü ise, iştah kabartan ‘kentsel dönüşüm’ projelerinin birinin temeline gömülmekten kendini kurtaramıyor.