Medyada kadına cam tavan engeli
Gazeteci ve avukat Özlem Şen ‘Medyada Toplumsal Cinsiyet Rolleri, Güç Mesafesi ve Cam Tavan Engelleri’ kitabıyla, medyada çalışan kadınların yaşadıkları zorlukları ele aldı. Şen, kitabını kadın mücadelesine ithaf etti.
Kayhan Ayhan
kayhanayhan@birgun.netAv. Özlem Şen ‘Medyada Toplumsal Cinsiyet Rolleri, Güç Mesafesi ve Cam Tavan Engelleri’ isimli kitabıyla uzun yıllar kadınlara uygun bir meslek olarak görülmeyen gazetecilik sektöründeki cam tavanların, başarılı kadınların önünü nasıl kestiğini anlattı. Şen, “Medya sektöründe kadınlar, erkeklere oranla daha fazla çalışmak zorunda kalıyor, Yine de salt kadın olmalarından kaynaklı (doğum, süt izni vb.) sebeplerle sürekli işten çıkarılmakla karşı karşıyalar. Hem sayısal anlamda hem de egemenlik algısı açısından, erkek egemen bir yapısı olan medya sektöründe kadınların üst kademelere gelmesi hususunda engellerin olduğunu görmekteyiz” dedi.
Şen ile toplumsal cinsiyet, medyadaki toplumsal cinsiyet rolleri, 6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi ile kitabını konuştuk.
Toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında kadınlar ve erkekler iş hayatında eşit midir?
Erkekler ve kadınlara atfedilen kalıp yargılarla erkekler yüksek statülü roller, kadınlar ise aile içerisinde düşük statülü roller ile karakterize edilmektedir. Kalıp yargılar erkeğin konumunu güçlendirmeye devam etmektedir. Kadınlar, özellikle son yıllarda işgücünün önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Fakat toplumda kadın için eş ve anne rolünün daha baskın olması, kadınların kariyer anlamında ilerlemesini ve terfi almasını kısıtlamaktadır. Bu durum çıktısı olarak cam tavan kavramı oluşmuştur.
Medyada kadınlar ne gibi zorluklarla karşılaşıyor?
Çalışma hayatındaki kadınların diğer sektörlerde karşılaştığı genel problemler, medya çalışanı kadınlar arasında da yaygın olup, medya sektöründeki kadınlar hem daha az istihdam edilmekte hem de daha düşük pozisyonlarda çalıştırılmaktadır. Bu durumun oluşmasında etkili olan en önemli unsur, toplumun kadınlara yüklediği temel cinsiyet rolü kapsamında iş hayatında kadının önüne görünmez engellerin çıkmasıdır. Bununla birlikte iş hayatındaki kadınların, özellikle karşı cinsten olan yöneticilerle arasında güç mesafesinin fazla olması söz konusu görünmez engellerin, diğer bir ifade ile cam tavan algısının artmasına neden olmaktadır. Kadınların bulunduğu medya sektöründe kararlar güçlü olan taraf yani yönetici pozisyonundaki erkekler tarafından verilmekte ve onlar ön planda tutulmaktadır. Özellikle toplumumuz tarafından kadının ev içerisinde etkin rol oynaması gerektiği düşüncesinin dikte edilmesinin erkekleri cesaretlendirdiği ve kadınların daha yüksek güç mesafesi hissetmesine neden olduğu düşünülmektedir. Artan güç mesafesi kadın çalışanların örgüt içerisinde iletişim problemleri yaşaması ve kariyer planlamasında problem yaşayacağı sonucunu doğuracağından, kadınlarda cam tavan engelleri algısının artması da beklenmektedir. Medya sektöründe çalışan kadınlarda eğitim düzeyinin artmasına bağlı olarak eşitlikçi cinsiyet rolünün de yükseldiği görülmüştür. Bununla birlikte eğitim düzeyi düşük olan kadınlarda erkek ve kadın cinsiyet rollerine yönelik algı daha yüksektir. Artan eğitim seviyesi ile birlikte kadın ve erkeğin eşitliğine yönelik algının artması, geleneksel kalıp yargılar ile şekillenen kadının evinde bulunması gerektiğine yönelik algının kırılması; aile, evlilik, iş, eğitim ve sosyal hayatta kadın ve erkeklerin sorumlulukları eşit şekilde paylaşması gerekliliğine yönelik bilincin yükselmesi beklenen bir durumdur. Eğitim seviyesi yüksek kişilerin yönetici pozisyonlarına da sahip olduğu düşünüldüğünde, personel statüsündeki kişilerin geleneksel cinsiyet rolünü yöneticilerden daha fazla benimsemesi de bu sürecin doğal bir sonucu olacaktır.
Türkiye’de kadınların ekonomik yaşama katılıma durumu ne aşamadadır?
TÜİK’in yayınladığı 2019 verilerine göre, Türkiye'de erkek nüfus 41 milyon 721 bin 136 kişi olurken, kadın nüfus 41 milyon 433 bin 861 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle toplam nüfusun %50,2'sini erkekler, %49,8'ini ise kadınlar oluşturuyor. Türkiye’nin ve diğer ülkelerin iş gücündeki cinsiyet eşitsizliği incelendiğinde OECD tarafından yıllık açıklanan verilere göre 2019 yılında Türkiye’de kadınların işgücüne katılma oranı %34,4 olarak gerçekleşti.
GELİR, DEPREM BÖLGESİNDEKİ KADINLARA
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun olan Şen, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde çift ana dal yaptı. Basın hukuku, internet yoluyla işlenen suçlar ve kadına yönelik şiddetle ilgili çalışmalara imza atan Şen, İstanbul Aydın Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmalarını sürdürüyor. Akademisyen yazar Şen, aynı zamanda kitaptan elde edeceği geliri de ihtiyaç sahibi olan, depremden etkilenen kadınlara bağışlayacağını söyledi.
∗∗∗
CAM TAVAN ENGELİ NEDİR?
Cam tavan, iş yaşamında kadınların üzerindeki görünmeyen engellerin ifade edilmesi için kullanılan bir kavramdır. Kadınlar, özellikle son yıllarda işgücünün önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Fakat toplumda kadın için eş ve anne rolünün daha baskın olması, kadınların kariyer anlamında ilerlemesini ve terfi almasını kısıtlamaktadır.
Hymovitz ve Schellhard 1986’da bu kavramı ilk defa kullanan isimler olmuştur. Cam tavan kavramını, kadınların iş hayatını anlattıkları bir haberde kullanmışlardır. Haberdeki tanıma göre cam tavan; devlete bağlı kurumlarda veya özel firmalarda üst pozisyonlara gelmek isteyen, terfi almak isteyen, kendini geliştirmek isteyen kadınların karşılaştıkları engellerdir.