Mega şehirleri gelecekte hangi sorunlar bekliyor?

Dünyada halihazırda 29 mega kent bulunuyor ve bu rakam günden güne artıyor. Kullanılabilir alan küçülmeye devam ettikçe nüfusun, binaların ve altyapıların konsantrasyonu katlanarak artıyor.

Bu kentlerin büyük bir kısmı iklim değişikliği ve aşırı hava olaylarına karşı çok duyarlı olan deniz seviyesine yakın olan kıyı bölgelerde yer alıyor. Bununla birlikte, dünyanın pek çok bölgesinde yaşam süresi de artıyor. 2030’da, dünya nüfusunun yüzde 15’i 60 yaşından daha büyük olacak. Bu trend mega kentlerde de geçerli olacak. İstanbul, 14,16 milyonluk nüfusuyla dünyanın en büyük 15’inci mega kenti konumunda. İstanbul nüfusunun 2030 yılında yüzde 2,53 oranında büyümeyle yaklaşık 17 milyon olması ve dünyanın en kalabalık 20’inci mega kenti konumuna gelmesi bekleniyor.

1950’de sadece New York ve Tokyo’nun nüfusu 10 milyonu aşarken, 2030’da bu sayı 40’ı aşacak. 2020’ye kadar kısa bir sürede büyük Şangay alanı 170 milyondan fazla nüfusuyla “giga kent” haline gelebilir, bu rakam Almanya nüfusunun 2 katından daha fazlasına tekabül ediyor.

Mega kentlerin büyümesi daha çok Asya olgusuna dayanıyor. En büyük nüfuslu 10 mega kentten 6’sı bu bölgede yer alıyor.

Deutsche Welle mega kentlerin geleceğini yazdı:

Daha fazla şehirli

Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre dünya nüfusu 2050’ye kadar 9 milyara ulaşacak ve bunların üçte ikisi şehirlerde yaşayacak. Bu nedenle şehirler altyapı, uygun fiyatlı konut, su, sanitasyon, istihdam, sağlık hizmetleri ve ulaşım gibi talebin artacağı sorunlarla başa çıkmak zorunda.

Artan gecekondular

Bazı yerlerdeki hızlı kentleşme gecekondu bölgelerinin artmasına yol açıyor. Güney Afrika’daki Khayelitsha’da olduğu gibi. Afrika, Asya ve Güney Amerika’da milyonlarca insan, çoğunlukla içme suyu, sanitasyon ve iş imkanlarının olmadığı kenar mahallelerde yaşıyor.

Yeşil binalar

Şehirleşme aynı zamanda yeni fırsatlar yaratıyor. Los Angeles yakınlarındaki Santa Monica’da düşük ücretli çalışanların konut ihtiyacını karşılamak için şehir merkezine yakın, çevre dostu ve uygun fiyatlı daireler inşa ediliyor. Colorada Mahkeme binası ABD’nin ilk sıfır enerjili binalarından biri.

Temiz su

İçme suyu ihtiyacını güvence altına almak için şehirler genellikle nehirler ve yeraltı su kaynaklarına yakın kurulmuştur. Hızla artan şehir nüfusunun ihtiyacını hesaplı, güvenilir ve sürdürülebilir şekilde karşılayabilmek geleceğin en önemli ödevlerinden biri. Hindistan’daki birçok şehir genellikle su sıkıntısından mustarip ve başka bölgelerden su getirmek zorunda.

Kentsel tarım

Kentleşme, özellikle gelişmekte olan ülkelerde sınırlı olan doğal kaynaklar üzerinde baskı oluşturuyor. Yoksulluk çoğunlukla sağlıklı gıdaya erişimin önünde engel oluşturuyor. Uganda’nın başkenti Kampala’daki kentsel tarım projesiyle aileler küçük arazilerinde kendi gıdalarını yetiştiriyor ve fazlasını satıyor.

Bisikletle ulaşım

Okula ve işe gitmek için iyi bir ulaşım sistemine sahip olmak vazgeçilmezdir. Fakat artan insan sayısı şehir sakinleri ve şehir planlamacıları için daha fazla trafik ve stres anlamına geliyor. Kopenhag 2025’e kadar sıfır karbon şehir olmak istiyor. Kentteki geniş bisiklet ağı kent sakinlerini otomobil yerine bisiklet kullanmaya teşvik ediyor.

Bogota’nın otobüsleri

Kolombiya başkenti Bogota trafik sorunu ile 2000 yılından beri TransMilenio transit otobüs sistemiyle başa çıkmaya çalışıyor. Çok kalabalık olduğundan şikâyet edilse de günde iki milyon kişi otobüsle yolculuk ediyor. Bogota’nın bir sonraki planı hibrit ve elektrikli otobüsleri hayata geçirmek.

Atık çözümleri

Çöp ve atıklara çözüm üretmek bir şehrin temel görevlerinden. İsveç kentlerinde çöpler yakılarak enerji elde ediliyor ve evsel atıkların sadece yüzde biri depolanıyor. San Francisco plastik torbaları yasakladı. 2020’de de atık oluşumunu sıfırlamak istiyor. Öte yandan İngiliz kentleri çöpten üretilen enerjiyi toplu taşıma araçları için kullanıyor.

Kirli hava

Hava kirliliği, şehirler için önemli bir sorun ve bazı yerlerde sağlığı tehdit eder boyutlarda. Mexico City yüksek hava kirliliğiyle biliniyor. Bu yılın başlarında hava kirliliği ürkütücü boyutlara ulaştı ve yetkililer otomobillerin trafiğe çıkmasını yasaklayarak halka evde kalmaları çağrısı yaptı.

Duman emen duvar

Meksico City’de sene başında otomobil yasağı uygulaması konuldu ve kent sakinleri hafta içi otomobillerini kullanamadı. Ayrıca karbon emisyonunu azaltmak için ağaçlandırma ve kentsel ulaşımın yeşillendirilmesi gibi tedbirler alındı. Bir hastanenin dış cephesi de özel duman emici malzemeyle kaplı.

Geleceğe yatırım

Sera gazı emisyonlarının yüzde 70’i şehirlerden kaynaklanıyor. Kopenhag, Vancouver, Malmö ve daha birçok şehir emisyonu azaltma konusunda öncü. Almanya’nın Freiburg kentinde de çeşitli önlemler alındı. Şehir güneş enerjisi, temiz ulaşım ve geri dönüşüme önemli yatırım yapıyor. Freiburg 2050’ye kadar sıfır karbon şehir olmak istiyor.

Yeşil kentler

Yeşil alanlar şehirler için hayati önem taşıyor. Dinlence imkanı sunmasının yanında ısıyı da düşürüyor. Yüksek nüfus yoğunluğuna rağmen Singapur’un yarısı yeşil alan. Bu özelliğiyle Asya’nın Yeşil Kentleri sıralamasında birinci. Yeşil her zaman doğal değil. Körfez Bahçesi’ndeki çelik sütunlar güneş enerjisi ve yağmur suyu depoluyor.