Ziya Selçuk, ortaöğretim düzenlemesini yüzlerce öğretmen ve uzmana danışarak hazırlandığını söylemişti. YÖK’ün bile haberinin olmadığı çıktı ortaya! Yekta Saraç’ın deyimiyle YÖK, ortaöğretimin çıktısıyla doğrudan ilgili bir kurum. YÖK’e hele hele Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Yekta Saraç’a bırakın danışmayı bilgi vermeyen Selçuk’un maraba olarak gördüğü öğretmenin görüşüne ihtiyaç duymayacağı açıktır. Ortaöğretimdeki düzenlemenin Bakalorya Diploma Programı’nın kopyası […]

Ziya Selçuk, ortaöğretim düzenlemesini yüzlerce öğretmen ve uzmana danışarak hazırlandığını söylemişti. YÖK’ün bile haberinin olmadığı çıktı ortaya! Yekta Saraç’ın deyimiyle YÖK, ortaöğretimin çıktısıyla doğrudan ilgili bir kurum. YÖK’e hele hele Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Yekta Saraç’a bırakın danışmayı bilgi vermeyen Selçuk’un maraba olarak gördüğü öğretmenin görüşüne ihtiyaç duymayacağı açıktır.

Ortaöğretimdeki düzenlemenin Bakalorya Diploma Programı’nın kopyası olduğunu, Selçuk’un sunumda kullandığı dilin de oradan alındığını yazarken elbette bir bildiğimiz vardı. Ortaöğretimdeki düzenleme, zorunlu eğitimin 4+4+4 olarak bölündüğü 2012’den beri mahrum kaldığı eğitim fonlarından yararlanma projesidir. Doktorun yazdığı reçete, kullansam mı ki diye eşe dosta sorulamayacağına göre üste para verilen bu hazır reçete de haliyle ev ahalisine sorulamazdı.

Yekta Saraç’ın tepkisi ilginç; ilginç olduğu kadar tartışmanın derinleşmesine vesile olacak bir çıkıştır. Hem de Erdoğan’a rağmen. Yekta Saraç, sadece ortaöğretimle ilgili yeni düzenlemeden haberim yok demiyor, gazetecinin “Yeni ortaöğretim sistemi ile mezun olacak öğrencilerde nasıl bir değişim bekliyorsunuz” sorusuna “Buna vereceğim cevap, aslında size manşetlik olur da vermek istemiyorum” diyerek radikal bir tepki veriyor.

YÖK başkanından gelen patlama sesi, Erdoğan’ın “Eğitimin reformunun sayısı az ama sesi çok çıkan çevrelerce sabote edilmesine, farklı yönlere çekilmesine izin vermeyeceğiz. Bu doğrultuda yürüteceği tüm çalışmalarda kendisinin yanında olduğumu özellikle belirtmek istiyorum.” demesinin ardından duyuldu. Saraç’ın mesajının Erdoğan’a yönelik olduğu açıktır.

YÖK başkanının çıkışının, bilgi paylaşımı veya görüş alışverişiyle ilgili olduğunu sanmıyorum. Mesele daha derin gibi… Üzerinden iki hafta geçmiş, Erdoğan da arkasında durduğunu açıklamış olmasına rağmen Havuz Medyası yazarlarının bu konuda ağızlarına kilit vurup tek bir lef etmemesi dikkat çekiciydi. YÖK başkanı onları da cesaretlendirebilir. Erdoğan’ın ve Erdoğan’ın stratosferinde dolaşan liberallerin desteği bakalım Ziya Selçuk’u korumaya yetecek mi?

Bizim açımızdan piyasa İslam’ı ile İslam’ın piyasası arasında bir fark yok. Çocuğun yararına olmayan her uygulama gibi bu yeni düzenlemeye konusunda gayet netiz. Anlamadığımız İslamcıların kaygısı nereden kaynaklanıyor, bir konuşsalar da öğrensek bari…

Sertifika ve milat!

Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a soruyorum: Sanat tarihi öğretmenin sayısı nedir? Bir milyon elli bin öğretmen arasından bulup bir sayı vermek kolay olmayabilir. Daha basit bir soru: Sosyal Bilimler Liselerinde sanat tarihi öğretmenin var mı? Hadi bir ipucu vereyim; öğretmenlerinizin 0.00001’i! Hadi rakamı siz verin!

Tarih eğitiminin müzelerin tarihsel arkeolojik ikliminde aktarılacağını belirterek şöyle demişsiniz: “Birkaç yıl içinde yüz binleri geçen öğretmenlerimiz müze eğitimi konusunda bir eğitim alma çabası içinde olacak (ifade bozukluğu söyleyene aittir). Bu günü müzecilik açısından bir milat olarak değerlendiriyorum.” Madem milat diyorsunuz Sanat Tarihi diye seçmeli bir dersiniz de var, neden atadığınız öğretmenlerden biri bile bu işin eğitimini almış atama bekleyen öğretmen değil?

Öğretmenin müzeleri ve arkeolojik alanları ders mekanı olarak kullanması ayrıca uzmanlık gerektirmez. Eğer müzede eğitimin uzmanlık gerektirdiğini düşünüyorsanız uzmanını göreve çağıracaksınız. Çünkü devletin, meslek mensubuna branşı dışında başka beceriler kazandırıp ek işler yaptırmaya kalkışan işveren gibi düşünmemesi gerekir.