Meis, Kaş’ın hemen karşısında, merkezini bir ucundan bir ucuna en fazla 45 dakikada yürüyebileceğiniz ufacık, tefecik, içi dolu adacık adeta! Meis üzerine saatlerce konuşabilir, Birhan Keskin şiirlerini Meis sokaklarındaki duvarlara kazıyabilirim.

Meis’in denizlere çıkan sokaklarında...

MUSTAFA DERMANLI
mdermanli@gmail.com
@mustafadermanli

Meis! Hayatımda gördüğüm en güzel yerlerden biriydi Meis. Neden acaba? Onlarca kumsalı yok, şirinliği hariç elle tutulur çok büyük özelliği yok, deniz ve mimari dışında büyük bir esprisi de yok. Herhalde ‘small is beatiful’ kavramı iyiden iyiye içime içlemiş. İlk arabam Vosvos, ilk koleksiyon materyalim ‘kibrit kutusu’ydu, ufacık tefecik. Uzun zamandır evdeki geniş yatağımda değil karavandaki daha küçük yatakta yatmayı, evdeki dörtlü ocakta değil karavandaki ikili ocakta yemek yapmayı daha bir seviyorum. Eh, başta Bozcaada olmak üzere adalara özel bir düşkünlüğüm olduğunu da ekleyince Meis’e vurulmamın şifresi de çözülüyor sanırım.

Meis, Kaş’ın hemen karşısında, denizden yirmi dakikalık bir yolculuk sonrasında ulaşılan, merkezini bir ucundan bir ucuna en fazla 45 dakikada yürüyebileceğiniz ufacık, tefecik, içi dolu adacık adeta!

Biz ona Meis, Yunanlılar Kastellorizo, mitoloji Megisti, rivayet severlerse ‘Göz’ diyor. Göz ismi de hemen karşısındaki Kaş ile yakınlığından ötürü bir bütün oluşturmasından dolayı kullanılıyor.

Meis’in kendisi kadar, uzaktan hali de büyüleyici. Çerçiler’de denize bakan bir evde ya da pansiyondaysanız manzaranız Meis demektir, güzel demektir.

Çenemin düşük olduğundan emin olsam da, Meis’ten döndükten sonra birçok arkadaşıma Meis’i anlatmakta zorluk çektim. Sanırım gidip görmeniz gerekiyor. Bir koy içerisine girivermiş tekneler, denize sıfır meyhaneler, ahtopot döven çocuklar, iki kişi yan yana yürüsen omuzların duvara çarpacağı sokaklar, “bu ne güzellik” dedirtecek evler, siestada kendini unutmuş kediler, uzosunu yudumlayan barbalar, “Kalimera ya sas” diye selam eden esnaf, koy içerisinde dolaşıp adaya gelenlere poz veren kırmızı yanaklı koca su kaplumbağası... Bu ada, başka bir halet-i ruhiyeye sahip!

O bir ucundan bir ucuna kısa sürede yürünür dediğim hilal şeklindeki koyu iki defa git gel yaptık. Sokak aralarına girdik, çıktık. Balkonlardan uçuşan çarşafları, bisikletini yıkayan yaşlı bir amcayı, akşam hazırlıklarını yapan garsonları gördük.

Kaleden bozma müze

Biraz tepelere çıkınca adanın ufak müzesiyle karşılaştık. Zamanında kale olan bu yerin içinde öyle kayda değer materyaller olmasa da sahip olduğu manzara sayesinde soluklanma noktamız oldu.

Meis’te Sea Taxi ile Mavi Mağara gezisi yapabilir, St. George plajında denize girebilirsiniz. Merkezdeki işletmelerin önünden de denize girmek mümkün ki bunu denedik. Yorgunluğumuzu serin sulara, masmavi Meis denizine bıraktık. Mekanlar denize neredeyse sıfır. İnsanlar mekanların önünden cumburlop denize giriyor. Osmanlı’dan kalma bir camide ibadethane olarak kullanılmasa da mimarisine dokunulmamış. Meis manzaralı fotoğraflar içerisinde yerini alıyor o da kırmızı kubbesi, beyaz minaresi ile.

“Meis’te neler yenmeli, neler içilmeli” sorusunun cevabı çok klasik. Deniz ürünlerinden istediğinizi söyleyin, yanına da Yunan biralarından canınız hangisini çekiyorsa iliştirin. Meis’te bir gece geçirmeye karar verdiyseniz veya beyaza düşkünseniz Barbayanni ouzo ile masayı şenlendirmeniz mümkün. İki kişi, kalamarlı, ahtopotlu, Greek saladlı, biralı bir masaya 25 avro ödediğimizi de belirtmek isterim.

Burası bir ada ve farkında mısınız ben denizi şöyle, suyu tertemiz, masmavi diyerek başlamadım anlatmaya. Ben Meis üzerine saatlerce konuşabilir, Birhan Keskin şiirlerini Meis sokaklarındaki duvarlara kazıyabilirim. Evet, bunu yapabilirim.

Meis’in pek dar sokaklarında dolaşmak, dolaşırken kaybolmak isteyip de bir türlü başaramamak... Sokakların eni birkaç metre sadece. Nihayetinde hepsi denize varıyor. Kapı önlerinde madamlar oturup muhabbet ediyorlar, gelene geçene “yasu” demeyi ihmal etmiyorlar. Kahveden, frappeden ödün vermiyor adanın ihtiyar erkekleri. Hepsinin yüzünde tebessüm, gömleklerinin birkaç düğmesi açık, ayak uçları suya deyiyor hafiften.

Meis pek güzel pek! Denizlere çıkıyor sokaklar!

****

Meis'e nasıl gidilir?

Meis, her Yunan adası gibi ne yazık ki Schengen vizesi istiyor. Bazı acenteler eğer bekleyecek vaktiniz varsa 3 günlük kapı vizesi çıkartabiliyorlar. Bunun için de vize harcı, hizmet ücreti gibi ödemeler yapmanız gerekiyor. Fakat bu durumu önceden konuşup teyit etmekte fayda var. Mevzuat ve ilişkiler her daim değişebiliyor. Kaş’tan her gün kalkan teknelerle 20-25 dakikada Meis’e ulaşabilirsiniz. Ulaşım ücreti için gidiş dönüş 25 avro ödemeniz yeterli oluyor. 15 TL’lik yurtdışı çıkış harcını da unutmayın. Eğer konaklamalı gidecekseniz o zaman ufak bir fark alıyor acente.