Meltem Cumbul: Setler artık ‘tehlikeli’
Sektörün sorununun setlerin hiç teftiş edilmemiş olması ve hiçbir kaza kaydının tutulmaması olduğunu söyleyen Oyuncular Sendikası Başkanı Meltem Cumbul: “Ölümlerle değil önlemlerle anılmak istiyoruz…”

ÖZLEM ÖZDEMİR - @ozlemozdemir
Oyunculuk pek çok insana eğlenceli bir iş gibi görünse de oldukça meşakkatli bir iş. Üstelik çok para kazanan ünlülerden ibaret de değil. Setlerde kamera önünden arkasına yüzlerce insan çalışıyor ve çalışma koşulları insani olmanın çok ötesinde. Bu da fiziksel ve manevi riskleri beraberinde getiriyor. Oyuncular Sendikası ve Sine-Sen’in ortaklaşa yürüttüğü çalışmalar sonucunda, setlerin ‘az tehlikeli’ sınıftan ‘tehlikeli’ sınıfa yükseltilmesi talebi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Tehlike Sınıfı Yükseltme Komisyonu tarafından kabul edildi. Peki, şimdi ne olacak, sektörde ne değişecek? Oyuncular Sendikası Başkanı Meltem Cumbul anlattı.
>>Setler artık “tehlikeli” tanımına girdi. Setler neden az tehlikeli sınıfta değerlendiriliyordu?
Çalışma Bakanlığı tehlike sınıflarını, belirlediği kodlar altında değerlendiriyor. Bizim sektörümüzün çalışma organizasyonu kendilerince tam olarak bilinmediği için sektörümüzün bir kısmı ‘tehlikeli’ sınıfına alınırken bir kısmı ‘az tehlikeli’ bırakılmış. Bizler yaptığımız sunumda, setlerimizdeki iş organizasyonundan maruz kaldığımız tehlike kaynaklarına kadar tüm işleyişi kendilerine anlattık. Sonuç olarak talebimiz kabul edildi.
>>Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek ve sektörde neleri değiştirecek?
Hemen bir mucize beklememeliyiz. Zaman içinde alınacak önlemleri otokontrolle yönetebilecek hale gelene kadar sabır... Öncelikle tüm tarafların sorumluluğu alması gerekir. İşverenlerin iş sağlığı ve güvenliği kapsamında; gerekli araç gereç temini, eğitim, acil durum hazırlığı, risk değerlendirmesi, sağlık gözetimi, kontrol ve denetim vb sorumlulukları zaten var. İşyeri tehlike sınıfının yükselmesi, bu sorumlulukların temin ve organize edilmesinin denetimini sıklaştırıyor. Bizim için en önemli madde ise, işverenin işyerlerinde çalışma ortamının ve çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlama sürdürme ve geliştirme amacı ile risk değerlendirmesi yapma zorunluluğudur. Çalışmalar sonucunda vardığımız nokta; her set ve her çekimde tümüyle kişi, ekipman değiştiği, kullanılan enerji kaynakları ve potansiyel tehlikeler bakımından farklılıklar taşıdığı için her defasında risk değerlendirmesi tekrarlanması gerekliliğidir. Tabii denetimlerin yapılması gerekliliği de ciddi önem taşıyor.
'SET PARÇALANAMAZ BİR BÜTÜN'
>>Proje sürecinde karşılaştığınız en önemli sorunlar nelerdi? Yapımcıların yükümlülükleri artıyor, uygulamada nasıl bir süreç öngörüyorsunuz?
>>Proje sürecinde karşılaştığınız en önemli sorunlar nelerdi? Yapımcıların yükümlülükleri artıyor, uygulamada nasıl bir süreç öngörüyorsunuz?
Proje sürecinde öncelikle uzmanlarla çalıştık. Setlerde çalışan arkadaşlarımızla konuşarak maruz kaldığımız tehlike kaynaklarını, alınması gereken önlemleri tespit ettik. Setlerimizin iş sağlığı güvenliği uzmanlarınca doğru teftiş edilebilmesi için yönetmelik çalışması yaptık. Taslak şu an Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda tüm taraflarla çalışılıp resmi bir hal alacak. 100 yıldır var olan sektörümüzün en büyük problemi ise; bugüne kadar hiç teftiş edilmemiş, hiçbir kaza kaydının tutulmuyor ve meslek hastalıklarımızın kayıt altına alınmıyor oluşu. Bizler setin parçalanamaz bir bütün olduğunu düşünüyoruz. Alınacak önlemlerin hep birlikte sorumluluğunu almamız gerekiyor. Yani yapımcılar kadar kanallar, reklam verenler de sorumluluğu üstlenmeli. Ayrıca kamera önü ve arkasında çalışanların farkındalığını artırmalıyız. Bu yüzden bir kılavuz hazırladık. Şu an basım aşamasında. Ayrıca sendikamızda da eğitim çalışmaları yapacağız.
>>Setlerde ne gibi risklerle karşılaşıyorsunuz? Sizin oyuncu olarak çalışma koşullarıyla ilgili en büyük sıkıntınız neydi?
Öncelikle, trafik kazası, yüksekten düşme- takılıp düşme, patlama ateşli silah yaralanması, yangın, gaz ve dumana maruz kalma, devrilen malzemelerin altında kalma, elektrik çarpması, suda boğulma… Tabii uzun çalışma saatleri ve iş yetiştirme stresi ile 45 saate varan uykusuz çalışma sonucu tehlike kaynaklarına karşı korunma refleksi de azalıyor. Bir de hızla büyüyen sektörümüzde işgücü ihtiyacı da aynı oranda büyüdüğünden işinde ehil kişilerin bu orana göre azlığı, işlerin daha da tehlikeli hale gelmesinin en önemli nedenlerinden.
>>Kamera arkası çalışanların ve oyuncuların aldığı riskler konusunda farklılık var mı?
Tehlike kaynakları açısından bakarsak hiçbir fark yok. Herkes aynı tehlike kaynaklarına aynı anda maruz kalabiliyor. Önemli olan kazalar olmadan önlemlerini alabilmek. Bizce işveren senaryo aşamasından itibaren işin sonuna kadar İSG uzmanıyla çalışmalı, setlerde sürekli değişen mekânlara ve farklılaşan senaryo ile mizansenlere göre gereken önlemleri bu uzmanlar aracılığıyla almalıdır.
>>Oyunculuk dışarıdan pek çok insana eğlenceli bir iş gibi görünüyor. Oyunculuğun bir meslek olarak tanımında mı sorun vardı?
Geçen seneye kadar maalesef tanımımız yoktu. Geçen sene Oyuncular Sendikası Mesleki Yeterlilik Kurumu’yla birlikte çalışarak “Oyuncu, Figürasyon, Mikrofon Oyunculuğu ( seslendirme), Dans ve Opera” alanında meslek tanımlarımızı yaptık. Sektörümüz hızla büyüyor ve bizler de ölümlerle değil önlemlerle anılmak istiyoruz…