Mera ve kıyılar için aynı kararlılıkta itiraz
Zeytinlik, mera ve kıyılar düzenlemesiyle üç adım attılar. Baskılarla birinden vazgeçtiler. Ama mera ve kıyılarla ilgili konular duruyor

SERBAY MANSUROĞLU
Kamuoyundan gelen tepkiler sonrası Üretim Reformu Paketi’nden Zeytinlikler Tasarısı çıkarılmış ancak mera ve kıyılarla ilgili düzenleme paketin içinde kalmıştı. Son gelişmeleri Tarım Ekonomisi Profesörü Tayfun Özkaya’ya sorduk. Özkaya, “Mecliste bir kanun görüşülüyor. Kısaca ‘Üretim Reformu’ denilen Kanun Tasarısı”ndan zeytinciliği yok edecek konular çıkarıldı. Bu bir zafer olarak kabul edildi. Şimdi sıra mera ve kıyıları kurtarmakta” diyor. Prof. Dr. Özkaya sorularımız yanıtladı.
»Zeytinlik Tasarısı’nı geri çektiler. Bakan, ‘tekrar gündeme gelecek’ diye açıklama yaptı. Bu nasıl bir strateji?
Sanayi Bakanı Faruk Özlü zeytin konusunu ‘yedi değil on yedi defa da olsa gene getireceğiz’ diyerek vazgeçmediklerini ortaya koydu. Çin’lilerin binlerce yıllık savaş kültürlerinden süzülmüş ve hayatın her alanında kullanılan stratejileri vardır. Yapılanlar bana uygulanmakta olan böyle bir strateji ile karşı karşıya olduğumuzu hatırlatıyor. Kanun aslında meraların ve kıyıların da yok olmasına yol açacak maddelerle dolu. Zeytin konusunu bugüne kadar yedi defa meclise getirdiler. Kamuoyunun tepkisi ile her defasında geri çektiler. Ancak mera ve kıyılar konusu güme gitti. Kısacası üç adım attılar. Baskılarla birinden vazgeçtiler. Ama mera ve kıyılarla ilgili konular duruyor. Belki de strateji buydu. Uygun bir ortamda zeytin gene gelecek. Zaten açıkladılar. Toplumsal muhalefetin aynı kararlılıkta karşı durması gerekir.
»Kıyılara sanayi tesisleri kurulmasını nasıl değerlendirirsiniz?
Yasa tasarısının 26. ve 27. maddeleri kıyı dolgu alanlarında endüstri bölgeleri ve sağlık tesisleri kurulabileceğini öngörüyor. Bu konuda güzel bir yazı yazmış olan Bülent Şık kıyılarda çimento fabrikaları kurulabileceğini öngörüyor. Bunlar ihracata yönelik olacak ve petrokok adı verilen ve en az zararlı linyitten dört kat daha fazla kükürt içeren petrokok kullanabilecekler. Türkiye ileri teknoloji ürünleri ile değil çimento gibi çevreyi en çok kirleten sanayilerde ön almaya başlıyor.
»Meralar için de benzer süreç geçerli. Meraların yok olması ne anlama gelecek?
Yasa tasarısının 30. maddesinde endüstri bölgelerinden sanayi sitelerine ve bunların ihtiyaç duyduğu alanlar için meraların mera olmaktan çıkarılabileceği öngörülmektedir. Meraların korunması çok önemlidir. İthal soya ve mısırla hayvanları beslerseniz hem ürünler pahalı olur, hem bu ürünler sizi hasta eder, hem de buna döviz dayanmaz. Aynı zamanda insan beslenmesinde aldığımız omega 6 ile omega 3 arasındaki oran çok önemlidir. Bu oran 2-4 arasında olmalıdır. Fakat hayvanların çayır meralardan uzaklaşıp kesif yemle beslenmelerinden dolayı çok fazla omega 3 almaktayız ve bu oran çok bozulmuştur. Sonuç apaçık ortada. Şimdi meralardan uzaktaki ürünlerin aynı olduklarını söyleyebilir miyiz?
Ne yapacağız? Şu anda hemen kişisel olarak, grup olarak yapacaklarımız var. Kökten değişiklik için ise politika lazım.
»Nasıl bir değişiklik olmalı?
Zeytin konusu çok ilgi çekti. Kamuoyu tepki gösterdi. Ancak mera ve kıyılar bu ilgiyi yeterince çekemedi. Hızla bunu yapmak gerekecek. Yoksa Çin stratejisi başarıya ulaşacak. Bu yasa tasarısı üretim reformu adı ile anılmakta. Tasarıda ileri teknoloji dallarının geliştirilmesi hakkında pek bir şey bulamıyoruz. Çimento, çelik ihracatı ile bir yol alamayacağımız, daha çok çevreyi kirleteceğimiz açık. Bu nedenle aslında bu kanun ne üretirse üretsin sermayeyi desteklemekten başka pek bir özelliği yok. Tarım ve çevre açısından ise üç gol atıldı. Biri kaleden zorlukla çıkarıldı. Kalede olan iki gol (mera ve kıyı) çıkarılabilecek mi? Bunu kamuoyunun baskısı gösterecek.