Mersin'in Mezitli ilçesindeki Tece Polisevi'ne yönelik düzenlenen saldırıyı PKK'nin askeri kanadı olarak bilinen HPG üstlendi. HPG tarafından yapılan açıklamada, saldırıda "Dilşah Ercan'ın yer almadığı", saldırının Dilara Ürper ve Emel Feremez Hisen tarafından gerçekleştirildiği ifade edildi.

Mersin saldırısını PKK'nin askeri kanadı HPG üstlendi

PKK'nin askeri kanadı olarak bilinen HPG, 26 Eylül'de Mersin'in Mezitli ilçesindeki Tece Polisevi'ne düzenlenen saldırıyı üstlendi.

HPG tarafından yapılan açıklamada, saldırıyı Dilara Ürper ve Emel Feremez Hisen'in gerçekleştirildiği aktarıldı. İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ise saldırıyı gerçekleştiren 2 kişiden birinin Dilşah Ercan olduğu ifade edilmişti. Açıklamada, Ercan'ın saldırada 'yer almadığı' kaydedildi.

HPG tarafından yapılan açıklamada "AKP-MHP hükümeti, bu eylemi yapan arkadaşlarımızın ismini tespit edememiştir, bu da istihbaratta ne kadar zayıf olduklarını göstermektedir. AKP-MHP hükümeti, Zozan Tolan arkadaşımızın bu eylemde yer almadığını bilmesine rağmen bilinçli bir şekilde Zozan arkadaşımızın ismini vermiş, ailesine ve farklı çevrelere karşı baskı aracı olarak kullanmak istemiştir. Zozan arkadaşımızın bu olayla herhangi bir ilgisi yoktur, görevi başındadır" denildi.

NE OLMUŞTU?

Mersin'in merkez Mezitli ilçesi Tece Mahallesi'ndeki polis evine saldırı düzenlenmişti. Saldırıda Sedat Gezer isimli polis hayatını kaybetmiş, 1 polis ise yaralanmıştı.

İçişleri Bakanlığı, saldırıyı gerçekleştirenlerin PKK'li olduğunu ve 2 kişiden birinin, Dilşah Ercan olduğunu duyurmuştu.

Dilşah Ercan'ın CHP'nin 2012 yılındaki "Tutuklu Gazeteciler" raporunda yer alması, iktidar kanadı tarafından gündem haline getirilmişti.

Bu eleştirilere yanıt veren Özgür Özel, şunları kaydetmişti:

“Gazeteciyim deyip bunu ispat edenlere mektup yazmışız. 2012'de buna gelen cevaplardan birini alıyorlar. 2012'de Mehmet Baransu'ya ne diyordunuz? Baştacı bir gazetecinizdi, şimdi terörist. Ekrem Dumanlı, firari terörist. Türkçe Olimpiyatları'nda ayırdığı koltuğa oturuyordunuz. Örneğin Zekeriya Öz, o tarihin en önemli savcısı bugün terörist. Yüksek Askeri Şura üyesi olarak en yüksek rütbeli darbeci Akın Öztürk bugün terörist. Mehmet Dişli, kardeşi yurtdışında Türkiye'yi temsil ediyor halen daha ama Hulusi Akar'ın en yakını o gece darbeci şimdi terörist. Sonra Erdoğan çıkacak, 'Rabbim milletim beni affetsin' deyip bu pisliklerden kurtulacak sonra siz 188 gazeteci ismi içinde adı geçmiş CHP'den 11 yıl önceki raporun hesabını soracaksınız öyle mi? Terbiyesizliğin, hadsizliğin hesabı yok!”