İrşad Devriyeleri lağvedilse de molla rejiminin baskıcı, kadın düşmanı politikalarının sürdüğünü kaydeden İranlı gazeteci Kimiaee, bunun uluslararası baskıyı azaltmak için yapılmış bir algı operasyonu olduğunu söyledi.

Mesele sadece başörtüsü değil
Fotoğraf: AA

Yaren ÇOLAK

İran’da kadınların öncülüğünde başlayan ve yaklaşık üç aydır devam eden protestoların sonucunda kıyafet yönetmeliğini uygulamakla görevli ahlak polisi olarak bilinen "İrşad Devriyeleri"nin dağıtıldığı açıklandı. Başsavcı Muhammed Cafer Montazeri’nin ardından dün de "İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Merkezi" Sözcüsü Ali Hanmuhammedi, İrşad Devriyeleri’nin görevinin sona erdiğini açıkladı.

Devriyelerin dağıtılması kadınlar açısından önemli bir kazanım olsa da İranlılar bunun yeterli olmadığı görüşünde. Her kesimden İranlı, rejimin toptan değişmesini talep ederken meselenin sadece kılık kıyafet meselesi olmadığını dillendiriyor.

Ülkedeki son durumu ve İrşad Devriyeleri’nin lağvedilmesini BirGün’e değerlendiren İranlı gazeteci Hedieh Kimiaee, uygulamada değişen bir şey olmadığını bunun yalnızca uluslararası kamuoyunda algı yaratmak için atılmış bir adım olduğunu vurguladı.

ALGI OPERASYONU

Rejimin ahlak polisinin kaldırıldığını duyurduğu anlarda protestocularla ilgili idam kararını onayladığına dikkat çeken Kimiaee, “İslam Cumhuriyeti’nin ülke çapındaki protestolarda İran halkını bastırmak için çeşitli yöntemleri var. Bunlardan biri karşı istihbarat ve sahte haber yaymak. İrşad Devriyesi’nin lağvedildiği haberi, aynı zamanda İran’daki devrimcileri infaz etmeye ve bastırmaya yönelik uluslararası baskıyı azaltmak için yapılan aldatmacadır” ifadelerini kullandı.

Kamuoyunda yansıtılanın aksine ülkedeki baskıların arttığını söyleyen Kimiaee, “Ülkenin Başsavcısı "İrşad Devriyesi" faaliyetini durdurduğunu iddia ederken, raporlar İran İslam Cumhuriyeti’nin ülkede zorunlu başörtüsü dayatmak için önlemlerini artırdığını gösteriyor. Onlar kamuoyuna ılımlıymış mesajları verirken ülkede kadınlar zapturapt altına alınıyor. Kum eyaleti yetkilileri, zorunlu başörtüsü takmayan bir kadına hizmet verdiği için bir banka müdürünü görevden aldı” dedi.

KORKUYORLAR

Kimiaee, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu vakalardaki artış, kamuoyunun da dikkatini çekti ve hükümetin İrşad Devriyesi’nin faaliyetini "durdurma" iddiasından şüphe duymasına neden oldu. İrşad Devriyesi’nin kapatılması iddiası hayata geçirilse bile İran’da zorunlu başörtüsü uygulamasının iptal edilmediği ve pratikte hiçbir şeyin değişmediğini görüyor ve biliyoruz. Bu nedenle de halk sokakları terk etmiyor, rejime karşı mücadele devam ediyor. Bu algı operasyonunu protestoculardan korktukları için yaptılar. Artık tüm dünya mollaların katil olduğunu biliyor, bu algıyı yıkmak istediler ancak gerçekler ortada.”

***

MÜCADELE REJİME KARŞI

Tahran’da yaşayan protestocu Mina da sokaklardaki polis sayısının artırıldığını söyledi. Mina, “Polis, eylemcilere pompalı tüfek ve paintball tabancasıyla saldırıyor. Şiddet her geçen gün artıyor. 2 hafta önce başörtüsüz sokağa çıktığım için polis tarafından darp edildim” diyerek sokaktaki durumu anlattı. Protestoların rejime karşı olduğunu vurgulayan Mina, “İnsanlar devlet daireleriyle bağlantılı tüm kurumlarla ilişkisini kesti. Örneğin banka kartı dahi kullanmıyor. Nakit para kullanıyorlar. Devlete ait marketlerden alışveriş yapmıyor, onların yiyecekleri satın almıyor. Sokaklardaki mücadele sürüyor. Yaratılan algı eylemler sadece zorunlu başörtüsüne karşıymış gibi. Ancak o sadece bir parçası halk, bu köktendinci rejimin gitmesini istiyor. Bu düzenin değişmesini istiyor” diye konuştu.

***

İDAMLAR ONAYLANDI

İran’da genç bir kadının polis nezaretine alındıktan sonra hayatını kaybetmesinin ardından başlayan protestolarla ilgili idama mahkûm edilen 6 kişiden bir kısmının cezalarının Yüksek Mahkeme’de onaylandığı ve yakında infaz edileceği bildirildi. İran’ın Şark gazetesinin haberine göre, Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, "Bozgunculuk yapan ve devlete karşı savaşa girişen, ateşli silahlar ve soğuk silahlarla cinayet işleyen ve güvensizlik yaratan bazılarının cezaları da onaylandı ve bunlar yakında infaz edilecek" ifadelerini kullandı.

***

NE OLMUŞTU?

Tahran’da 13 Eylül’de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad Devriyeleri’nce gözaltına alındıktan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin 16 Eylül’de yaşamını yitirmesi, ülke yönetimine karşı protestolara yol açmıştı.