Mesele sistematik işkence
İlayda SORKU
Taksim Dayanışması sözcülerinden mimar Mücella Yapıcı ve kızı Cansu Yapıcı’yı çıplak aramaya maruz bırakan üç polisin yargılandığı davanın 10’uncu duruşmasında önceki gün açıklanan karar tepki çekti.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 1 polisin beraatına, 2 kadın polisin ise "görevi kötüye kullanmak" suçundan önce 6 ay hapisle cezalandırılmasına, cezanın takdir indirimi uygulanarak 5’er ay hapis cezasına çevrilmesine karar verilmişti. Mahkeme ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kararlaştırmıştı.
YETKİLİLER BERAAT ETTİ
Kararı BirGün gazetesine değerlendiren Cansu Yapıcı, “Kararın adil olmadığını düşünüyorum, üzücü bir karar. Bizim bu davayı açma nedenimiz iki kadın polis memurunun cezalandırılması değildi. Sistematik olarak buna izin veren anlayış üzerine, bunun rutin bir uygulama olması üzerineydi” dedi. Duruşmalarda sanıkların, kendilerini hatırlayamadıklarını vurgulayan Yapıcı, “Alınan talimatlara göre yapılan bir uygulama bu. Hatta polis memurları bizi hatırlayamadılar. Davayı açtığımızda bizi umutlandıran şey, ilk kez çıplak aramanın ‘işkence ve eziyet’ olarak aslında yargılanacak olmasıydı. Bu meselenin bu kadar rutin bir uygulama olmasına karşı açılan bir davaydı. Sonuç bizi mutlu etmedi çünkü esas yetkililer zaten beraat etti” diye konuştu.
Yapıcı, dava sürecini şu ifadelerle anlattı: “Dava süreci çok uzun bir süreçti ve sürekli nasıl çıplak arandığınızı anlatmak zorunda kalıyorsunuz. Karşı tarafın avukatı kendimizi mağdur göstermek suretiyle devlete ve hükümete itiraf attığımızı öne sürdü. 8 Temmuz gözaltısında yaklaşık 57 kişi gözaltına alındık. Dolayısıyla tanık olarak ifade veren insanlar, tabii ki bizimle buna şahit olan ve gözaltına alınan kişilerdi. Karşı tarafın avukatı tanıklarımızın bizimle aynı politik görüşte oldukları için beyanlarının kabul edilemez olduğunu öne sürdü. Bizimle aynı görüşte olmayan tanıklar arandı ama o akşam orada öyle biri yoktu.”
KARAR ADİL DEĞİL
Son olarak davanın sadece çıplak aramaya ilişkin olmadığını belirten Yapıcı, “Dava, gözaltındaki zor ve insanlık onuruna yakışmayan koşullarla da alakalıydı. Havalandırma olmaması, annemin ilaçlarının verilmemesi, kadınların erkek tuvaletine götürülmesi veya tuvalete uzun süre götürülmemesi… Dört gece kaldık biz nezarethanede ve çıplak aramanın yanında o şartlara ilişkin de açılmış bir dosyaydı. Aslında daha sistematik bir şeye karşı itiraz ediyorduk ama ‘görevi kötü kullanma’ suçundan cezalandırıldılar, bunun adil olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu.