Google Play Store
App Store

Öğretmenler MEB eliyle ücretli, sözleşmeli, kadrolu ve özel sektörde çalışanlar olarak ayrıştırılırken sorunlar da çığ gibi büyüyor. Yaşananlara tepki gösteren meslek örgütleri güvencesizliğin ortak sorun olduğunu söyledi.

Meslekleri aynı, ‘sınıf’ları farklı
Özel sektörde çalışan öğretmenler, taban maaş hakkı için haftalarca nöbet tutmuştu. (Fotoğraf: Evrensel)
Deniz Güngör
Deniz Güngör
denizgungor@birgun.net

AKP iktidarının politikaları sonucu öğretmenlik mesleği her geçen gün değersizleştirilirken eğitimciler her alanda ayrıştırmaya devam ediyor. Ülkedeki öğretmen açığına karşın yeterli sayıda atama yapmayan iktidar, eğitimcileri ücretli, sözleşmeli, kadrolu ve özel sektörde çalışanlar olarak dörde ayırmayı da sürdürüyor. AKP’li milletvekillerinin imzasıyla TBMM’ye getirilen, ilk 6 maddesi kabul edilen ve görüşmeleri ileri tarihe ertelenen Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) teklifi de bu ayrımcılığı daha da derinleştirecek türden.

Eğitimcilerin “öğretmenlere darbe” diyerek eleştirdiği ÖMK’de kabul edilen maddelere göre, "teklifle eğitim öğretim hizmetlerini yürüten öğretmenlerin seçilmeleri, yetiştirilmeleri, atanmaları, hakları, ödev ve sorumlulukları, ödül ve cezaları, kariyer basamaklarında ilerlemeleri ve öğretmenlik mesleğine ilişkin diğer hususlar" ile Milli Eğitim Akademisi’nin kurulması, görevleri, teşkilat yapısı ve personeline ilişkin konular düzenleniyor. Öğretmenlerin üniversiteden sonra eğitim alacağı ve “başarılı olurlarsa” sözleşmeli öğretmen olarak atanacakları Milli Eğitim Akademisi’nin, eğitim fakültelerinin bypass edeceğine yönelik tartışmalar sürerken teklifle “uzman öğretmen, başöğretmen” ve “aday öğretmen” ayrışmasının da önü açılacak.

SORUNLAR BİTMİYOR

Öğretmenlerin MEB eliyle ayrıştırıldığına dikkat çeken Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, ücretli öğretmenlerin yaşadığı hak gasplarına dikkat çekti. “Ücretli öğretmenliğin var oluşu da statüsü de başlı başına bir sorun” diye konuşan Irmak, “Bu eğitimciler boşluk dolduran öğretmenler. Yerine başka bir öğretmenin gelmesi durumunda görevlerinden ediliyorlar, kadrolu olmayan joker öğretmen rolündeler. Güvencesiz çalışmanın eğitimdeki en sembolik hali. Güvencesizler, sözleşmeleri kısıtlıdır, sigortaları eksik yatar, ders başı ücret alırlar ve aldıkları ücret 11 bin TL – 14 bin TL civarındadır ki diğer öğretmenlerle aynı işi yapıyorlar. Bir sonraki yıl aynı okulda çalışma umuduyla angarya işleri yapmak zorunda kalıyorlar” dedi.

Sözleşmeli öğretmenlerin yaşadığı sorunlara da dikkat çeken Irmak, “İlk 3 yıl sözleşmeli olarak çalışan bu öğretmenler bu süre içerisinde herhangi bir disiplin soruşturması geçirmeleri durumunda sözleşmelerine son veriliyor. Birçok özlük haklarından 3 yılı doldurmadıkları sürece faydalanamıyorlar. Eğer eşi de sözleşmeli öğretmen ise 3 yılın sonunda ancak diğerinin yanına gidebiliyorlar. Özel sektörde çalışan öğretmenlerin sözleşmeleri uzun süreli yapılmıyor ya da kadın öğretmenin hamile kalma durumu varsa sözleşme yapılmıyor. Veli ve MEB karşısında sürekli suçlanmaya, soruşturma geçirmekle karşı karşıya kalıyorlar” ifadelerini kullandı.

Kemal Irmak
Eğitim Sen Genel Başkan

Kadrolu öğretmenlerin ÖMK’ye eklenen “uzman öğretmen” ve “başöğretmen” unvanlarıyla ayrıştırıldığını anımsatan Irmak son olarak şunları söyledi: “Sürekli şikâyet edilmeleri, soruşturmalar ve MEB’in öğretmenliği zedeleyici açıklamaları kadrolu öğretmenleri itibarsızlaştırmayla karşı karşıya bırakılıyor. Kadrolu öğretmenler tam bir güvence altında çalışmadıklarının da farkındalar. Sürekli devlet ve otorite korkusu altında çalışıyorlar. Kamuda çalışanlar 4-5 ayrı unvanla çalışıyorlar ve bunun yarattığı maaş farkı iş barışını da zedeliyor.”

HAKSIZLIK YAŞANIYOR

Özel sektörde çalışan öğretmenlerin kamuda meslektaşlarının belirli süreli sözleşmeler, taban maaş hakkının olmamasının en temel sorunlar olduğunu vurgulayan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Hukuk Sekreteri Umut Erkurt, “İnsanca yaşayacak ücretlere ne yazık ki sahip değiliz. Özel okulların yüzde 80’inde bu durum böyle geri kalanlarında biraz daha üst sınırda ücret veriyor olarak gözükse de mobbing, baskı veya iş yükü ile öğretmeni boğuyorlar. Belirli süreli sözleşmeleri ile özel okullarda çalışan öğretmenler her an sözleşmelerinin feshedilmesi tehdidiyle güvencesiz olarak çalışıyorlar. Dönem bittiği anda karşı taraf öğretmenle çalışmak istemiyorsa sigortasını bitirip işten çıkarabiliyor” dedi.

Öğretmenlerin, indirimli ulaşım gibi birçok haktan faydalanamadığını ifade eden Erkurt, “Statü eşitsizliği ise Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ‘Onlar benim öğretmenim değil’ demesiyle başladı. İndirimli ulaşım hakkı talep ettiğimizde de ‘Kamuda çalışan öğretmen değilsiniz’ mazeretinin arkasına sığınıyorlardı. Halbuki biz MEB’in çıkarttığı kanun kapsamında çalışıyoruz ve kamusal hizmet veriyoruz” ifadelerini kullandı.

Umut Erkut
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası
Hukuk Sekreteri

EL BİRLİĞİYLE STATÜ FARKI YARATTILAR

Milli Eğitim Bakanlığı eliyle değersizleştirilen öğretmenlik mesleği parçalara ayrılırken yaratılan öğretmenlik tanımları da şu şekilde sıralandı:

• Ücretli öğretmenler:

Bakanlık bünyesinde öğretmen açığı olması durumunda ders ücreti karşılığı sözleşme imzalanarak işe alınan eğitimciler ücretli öğretmen olarak tanımlanıyor. Sigortaları tam yatmayan, asgari ücretin altında çalıştırılan bu öğretmenler, görev yaptıkları okullara kadrolu veya sözleşmeli öğretmen gelmesi durumunda işten çıkarılma tehdidi ile karşı karşıya bırakılıyor. Ders ücreti karşılığı çalıştırılan öğretmenler, bayramlarda ve yaz tatillerinde herhangi bir maaş almazken kadroya geçiş hakları bulunmuyor.

• Sözleşmeli öğretmenler:

Sözleşmeli öğretmenlik sistemi 15 Temmuz 2016 sonrasında yayımlanan 668 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile uygulanmaya başladı. Kadrolu öğretmenler gibi KPSS ve mülakat aşamasından geçen ve atandıkları bölgede en az 3 yıl boyunca sözleşmeli olarak çalışan eğitimciler sözleşmeli öğretmen olarak tanımlanıyor. Atandıkları okulda 3 yılı dolduran öğretmenler kadroya geçiş yaparak 1 yıl da kadrolu olarak atandığı kurumda çalışmak zorundalar. Ancak sözleşmeli öğretmenlerin sözleşme süresi sonunda sözleşmelerinin yenilenmesi idarenin keyfiyetine bağlı. Sözleşmeli öğretmenler kadrolu öğretmenlerle aynı işi yapmasına karşın eğitim kurumlarına yönetici olarak görevlendirilemiyor. Doğum izni sözleşmeli öğretmene bir yıl verilirken kadrolu öğretmene iki yıl veriliyor.

• Özel sektör öğretmenleri: 

MEB’e bağlı özel okullarda görev yapan öğretmenler, toplumda özel sektör öğretmenleri olarak tanımlanıyor. Taban maaş hakkı bulunmayan ve devlette çalışan kadrolu öğretmenlerden düşük maaş alan eğitimcilerin bir kısmının da yaz aylarında ne ücretleri ne de sigortaları yatırılıyor. Özel okullarda sözleşmeli olarak görev yapan öğretmenler, kamudaki meslektaşları ile aynı özlük haklarına da sahip değiller. Özel okullardaki öğrencilerin yıllık eğitim, yemek, servis ya da kırtasiye ücretlerine yansıyan zamlar aynı oranda öğretmen maaşlarına yansımıyor.

• Kadrolu öğretmenler:

MEB’e bağlı kamu okullarında memur olarak görev yapan eğitimciler, kadrolu öğretmen olarak tanımlanıyor. Öğretmenlerin ataması, KPSS ve mülakatın ardından gerçekleştiriliyor. Ancak 2022’de Öğretmenlik Meslek Kanunu’na eklenen “öğretmenlikte kariyer basamakları” ile eğitimciler arasında hiyerarşi yaratıldı. Kıdemle değil sınavla “uzman” ve “başöğretmen” unvanı alan eğitimciler bununla birlikte özlük haklarında da ayrıştırıldı.