İspanya’da 20 bin metal işçisi süresiz grevde. ABD’de çelik işçileri direnişte. Güney Afrika’da ise grev başlatan metal işçileri mücadele etmekte kararlı.

Metal fırtına

Dış Haberler Servisi

Dünyanın dört bir yanındaki metal ve çelik işçileri adil ücret talebi başta olmak üzere haklarını elde etmek için günlerdir grev ve eylemlerle seslerini duyurmaya çalışıyor. İspanya'da süresiz greve çıkan yaklaşık 20 bin metal işçisinin eylemlerinde polis şiddeti yaşanırken ABD'de ise 1 Ekim'den bu yana grevde olan çelik işçileri grev kırıcılarla yıldırılmaya çalışılıyor.

İspanya'nın Cadiz kentinde 9 Kasım'da iki günlük grev kararı alan metal işçileri, ücret artışı taleplerinin karşılanmaması üzerine 16 Kasım'da süresiz greve çıkarak eylemlerini sürdürüyor. Kentte yaklaşık 20 bin işçisinin katılımıyla salı günü düzenlenen eylemlerde birçok işçi polis şiddeti nedeniyle yaralanırken sendika ise mücadelede kararlılık mesajları veriyor.

METAL İŞÇİLERİ ÖFKELİ

Metal işçilerinin sendikası FICA-UGT'nin lideri Antonio Montoro, Cadiz Metal Şirketleri Federasyonu (FEMCA) ile yaptıkları görüşmelerde ücret artışı talepleriyle ilgili "uygunsuz" bir teklif aldıklarını bu nedenle işçilerin öfkeli olduğunu vurguladı. FEMCA'nın işçilere yüzde 1-2 zam oranı önermesi üzerine grev kararı alan FICA-UGT, metal işçilerinin ücretlerinin enflasyon oranına uygun belirlenmesi için grevin devam edeceğini duyurdu. Ülkede geçen ay enflasyon oranı yüzde 5,5'le 1992'den bu yana en yüksek orana ulaşmış, elektrik tüketimine ise bir yılda yüzde 63 zam yapıldığı belirlenmişti.

TOPLU SÖZLEŞME ŞART

ABD'de ise çelik ve otomotiv işçilerinin grev kararlılığı sürüyor. Batı Virginia eyaletinin Huntington bölgesinde bulunan Special Metals şirketinin çelik fabrikasında yaklaşık 450 sendika üyesi 1 Ekim'den bu yana grevde. Grev, ücret artışı, fazla mesai ücreti, kıdem ve tatil günleri hakkını da içeren bir dizi toplu sözleşme taleplerini içeriyor. United Steel Workers (Birleşik Çelik İşçileri) sendikası lideri Chad Thompson, şirket yöneticileriyle 30 Eylül'de yapılan görüşmeden sonuç alınmadığını ve 14 Aralık'ta yeniden görüşme yapılacağını açıkladı. Şirketin fabrikada grev kırıcı işçiler çalıştırmasına da değinen Thompson, "İşçilerin birliğini kırmaya çalıştılar ancak grev kırıcıların çoğu geçen hafta iş bıraktı" açıklaması yaptı. Huntington'da 19 yıllık fabrika işçisi Kristin Jordan ise "Bazen haftanın yedi günü çalışıyoruz. Maaşların enflasyona ayak uydurması gerekiyor. Talepler karşılanana dek grev devam etmeli" diye konuştu.

CEO'YA MİLYON DOLAR

Dünyanın en büyük inşaat makineleri, traktör ve diğer tarım makineleri üreticilerinden John Deere’in ABD'deki 12 fabrikasında da işçiler iki haftadır grev mücadelesi veriyor. United Auto Workers (Birleşik Otomobil Sendikası) üyesi 10 bini aşkın otomotiv işçisi 14 Ekim'den bu yana fabrikalarda kısmen iş bırakmış durumda. Yüzde 6 ücret artışı talebinin karşılanmasını isteyen onbinlerce otomotiv işçisi, şirketin tüm fabrikalarında grev kararı alınabilmesi için bugün üçüncü kez sendikanın oylamasına katılacak. John Deere CEO'su John May'in geçen yıl 15,6 milyon dolar maaş ve prim aldığı geçen ay ortaya çıkmış, aylardır maaş artışı talebini dile getiren sendikalı işçiler ise şirketin ciddi kâr elde etmesine rağmen düşük ücretleri kabul ettirmeye çalışmasına tepki göstererek grev hazırlığına başlamıştı.

155 BİN İŞÇİ GREVDE

Güney Afrika’da da geçen ay yüzbinlerce metal işçisinin ücret artışı talebiyle süresiz grev kararı alması üzerine taraflar arasında müzakereler sürüyor. Grev kararı ülke genelinde etki yaratmış, başta Cape Town olmak üzere Durban, Kimberley ve Johannesburg kentleri işçilerin kitlesel eylemlerine tanık olmuştu. Yaklaşık 155 bin üyesiyle ülkenin en büyük metal işçileri sendikası NUMSA, Metal Mühendislik ve Endüstri Pazarlık Konseyi (MEIBC) ile yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerin tıkanması sonucu 5 Ekim'de süresiz grev kararı almıştı. NUMSA, ücretlerde yüzde 4,4 zam dayatmasına karşı yüzde 8 ücret zammı elde elde edilene dek mücadelenin devam edeceğini vurgulamıştı. Sendikadan yapılan açıklamada, “Patronlar haklı taleplerimizi yerine getirene kadar grev yapmaktan ve emeğimizi süresiz olarak durdurmaktan başka seçeneğimiz yok" denilmişti.