Demokrasi, insan hakları, hukuk bakımından gelişmiş ülkelerin tarihlerinde iktidarlar tarafından öldürülen, hapislere atılan, işkence tezgâhlarından geçirilen “ünlü” gazetecileri yoktur.

Sadece yazıp çizdiklerinin etki gücüyle doğru orantılı olan bir tanınmışlıkları vardır.

Uzun yıllar Paris’te yaşayan, tahsil hayatını Fransa’da tamamlayan ve Fransa’nın ilk iletişim doktoru olan Hıfzı Topuz’a sormuştum:

-Fransa’da yazdıkları için yargılanan hapse atılan gazeteci var mı?

-Yok! En azından benim bildiğim yok.

Hıfzı Topuz UNESCO merkezinde 1960’lardan itibaren 35 yılı aşkın süre çalıştı. Onun “bilmiyorum” dediği bir şey de yoktur.

Bizim güzel ülkemizde ise durum tam tersi vaziyet arzediyor: Etki gücü çok yüksek olan ne kadar gazeteci varsa, hepsinin hayatında bir dönem mahpusluk vardır. Bu durum gazeteciler için “iyi” durumu işaret ediyor!

Serbesti gazetesi sahibi ve başyazarı Hasan Fehmi Beyden itibaren iktidarları sarsan gazeteciler öldürüldüler. Hasan Fehmi Bey İttihat ve Terakki iktidarına karşı çok sert yazılar kaleme alıyordu. 6 Nisan 1909 Salı günü Galata Köprüsü üzerinde öldürüldü. Katili bulunamadı!

Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Hrant Dink, Musa Anter, Nazım Babaoğlu, Ferhat Tepe ve Metin Göktepe Cumhuriyet döneminin son 103 yılda öldürülen 112 gazeteciden adları en çok bilenenlerden bazılarıdır.

•••

Bir de iktidarların öldüremedikleri gazeteciler vardır. Bu kategorinin en başında İlhan Selçuk yer alır. O 12 Mart (1971-1973) döneminde Erenköy Zihni Paşa “işkence” köşkünden geçirilmişti.

Basın tarihinin utanç zincirinin son halkası da Ahmet Şık’tır. Sadece gazetecilik yaptığı için her dönemde “hedef” haline getirildi. O kadar çok saldırıya uğradı ki, hayatta kalmış olması tamamen “şans” eseridir.

Ahmet’e yapılan saldırıların tamamı iç güvenlik kuvvetleri tarafından gerçekleştirildi.

Bir ülkede iç güvenlik kuvveti niçin vardır?

Vatandaşların canını korumak için!

Türkiye’de ise tam tersi hayata geçirildi.

Ahmet Şık son olarak 2013 yılının 1 Haziran günü Taksim Gezi Parkı’nda polis tarafından nişan alınarak gaz fişeğiyle başından vuruldu. Kanlar içindeki yüzü hala gözler önündedir.

Ahmet Şık 100 gün önce tutuklandığında Barış Tahmaz twitter mesajıyla şöyle tepki göstermişti:

“Ahmet Şık döverek öldüremedikleri Metin Göktepe’dir!”

9 Nisan 2017 (dün) Ahmet’in tutuklanışının 100. günü idi. Gazeteci arkadaşları bu olguyu dile getirmek için İstanbul’un Tünel Meydanı’nda buluşup 100 adım attılar.

Gazetecilik suç değildir dediler.

Ahmet Şık gazetecidir. Hem de çok iyi bir gazeteci… İyi gazeteci iyi doktora benzer. İyi doktor hastasını, iyi gazeteci de toplumu iyileştirir. Ahmet Şık’ın vaktiyle yazdıklarını okusalardı, hem kendilerini böylesine kötü hallere düşürmezlerdi, hem de ülkedeki demokrasi çıtasını yerlere düşürmezlerdi.

Ahmet ne yapsın?

Yazıyor!

Ama imam bildiğini okuyor. Ahmet Şık’ı da okusana… Ne dediyse çıkıyor.

Fethullah Gülen Cemaati, (FETÖ Terör Örgütü değilken ve AKP’nin beyin takımını oluştururken) Ahmet Şık’ı yayınlanmamış kitabı yüzünden tutukladı. Bir yıl sonra Ahmet Şık cezaevinden çıkarken kameralara şöyle dedi:

-Beni buraya (Silivri) atanlar da içeri girecekler!

Çok uzun yıllar geçmesi gerekmedi. Ahmet’e kumpas kuranlar Silivri’ye girdiler. Şimdi bu mesele ile ilgili bir dava sürüyor.

İçeri atılmış olanlar, Ahmet’e dava açmışlardı “bizi tehdit etti” diye!..

Ahmet Şık, iktidar hesaplaşması içinde olanların birbirlerine gireceklerini görüyordu. Bütün dünyada buna “tehdit” değil “öngörü” denilir.

Dediği de gerçekleşti. Gülen Cemaati’ne mensup savcılar, hâkimler ve polisler Silivri’ye konuldular.

Ahmet Şık’tan özür dileyeceklerine açtıkları davaya katılıyorlar:

-Bu gazeteci bizim Silivri’ye gireceğimizi söylemek suretiyle tehdit ediyor.

Evladım siz zaten Silivri’de tutuklusunuz rahat olun!

Ahmet Şık 100 gündür tutuklu. Yargılamaya başlanamıyor. Çünkü ülkede ileri demokrasi var: Demokrasinin ihanete uğramış hali!

Dün Ahmet için 100 adım atıldı.

Bugün Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri’nin 20.’si veriliyor. Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde 15.00’te başlayacak törende 2016 yılının başarılı genç gazetecileri ödüllerini alacaklar.

Gazetecilik Türkiye’de 1909’dan bu yana aynı çizgide yoluna devam ediyor:

-Bitmeyen bir çile!