Öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin 9 yıl sonra açılan dava, yarın Hopa'da yapılacak ilk duruşmaya saatler kala "kamu güvenliği" gerekçesiyle Trabzon Asliye Ceza Mahkemesi'ne taşındı. Lokumcu, Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde Hopa’ya düzenlediği ziyaret sırasında polisin sıktığı biber gazı nedeniyle hayatını kaybetmişti. Lokumcu davasının avukatları, nakil kararının tarafsızlığa gölge düşürdüğünü vurguladı.

Metin Lokumcu davası Trabzon’a kaçırıldı!

HABER MERKEZİ

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde Hopa ziyareti sırasında çıkan olaylarda polisin biber gazı sonucu yaşamını yitiren öğretmen Metin Lokumcu’nun 9 yıl sonra açılan davası, yarın Hopa'da yapılacak ilk duruşmaya saatler kala "kamu güvenliği" gerekçesiyle Trabzon Asliye Ceza Mahkemesi'ne taşındı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, başbakan olduğu dönemde, 31 Mayıs 2011 tarihinde Artvin'in Hopa ilçesini ziyareti sırasından çıkan olaylarda, polisin sıktığı biber gazı sonucu hayatını kaybeden Metin Lokumcu'nun 9 yıl sonra açılan davası için ilk duruşma yarın yapılacaktı. Ancak davaya bakacak Hopa Asliye Ceza Mahkemesi, ilk duruşmaya saatler kala bugün dosya üzerinden karar alarak "kamu güvenliği" gerekçesiyle davanın Trabzon Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar verdi.

Lokumcu'nun ailesi ve akrabaları, davanın taşınma talebine tepki göstererek duruşmaya katılmama kararı almıştı.

“TARAFSIZLIĞA GÖLGE DÜŞÜRDÜ”

Metin Lokumcu davası avukatlarından Mert Ekinci, davanın Trabzon’a nakledilmesine ilişkin, “Dosya kapsamında yargılanan sanıkların tamamı kolluk personeli yani yürütmenin personeli olup davanın nakli için yürütmenin organlarından olan Adalet Bakanlığından görüş istenilmesi bu anlamda nakil kararının tarafsızlığına gölge düşürür niteliktedir. Ayrıca işbu kararının gerekçeden vareste bir şekilde talep edilmesi ile de birlikte düşünüldüğünde Hopa'da meydana gelen toplumsal menfaat ihlalinin başka bir şehirde tesis edilmeye çalışılmasının hukuken etkili bir karşılık bulması da mümkün görünmemektedir” değerlendirmesinde bulundu.

‘NAKİL İÇİN GEREKEN SOMUT DURUMU ANLAYAMADIK’

Davanın bir diğer avukatı Sercan Aran ise şunları söyledi:

“Yarın usulen de olsa bir duruşma olacaktı. Böyle bir kararı son dakikaya kadar olsa da bekliyorduk. Karar bugün adliyelerin mesai saatinin bitimine 10 dakika kala UYAP'a yüklendi. Mahkeme kalemi ile de yaptığımız görüşmede şu an re'sen duruşma açtıklarını, nakil kararını taraflara bir kaç saate tebliğ edeceklerini söylediler. Yangından mal kaçırır gibi, duruşmaya bir günden az kala bu kararın çıkmasını izah edemiyoruz. Mahkeme nakil kararında "güvenlik" sorununa işaret ediyor ancak güvenlik sorununun mahiyeti bizler tarafından anlaşılamadı. Kamusal, toplumsallaşmış birçok dosya benzer şekilde nakledildi ama o dosyalarda emniyet veya mit gibi kurumlardan güvenlik sağlayamayız diyen raporlar dosyalara sunulmuştu. Burada ilk defa böyle bir rapor yokken, mahkeme hakimi kendi kendine güvenlik sorunu olabileceğine kanaat getirdi. Mahkeme hakiminin kişisel kaygılarının ötesinde nakil talebine konu olabilecek somut ne gibi bir durum olduğunu anlayamadık. Bu dosyada keşif yapılacak, Trabzon'dan nasıl yapacağız bu keşfi hala anlayamıyoruz. Dosyadaki her aşamada her şeyi uzatacak bir karar oldu. 9 yıldır aile ve bizler adalet arıyoruz dosyada. Her ne kadar eksik olsa da bir iddianame tanzim edildi ve yargılama başlayacaktı. Ancak sanıkların yargılanmasına, sorgulanmasına dahi izin verilmiyor, uzatıldıkça uzatılıyor dosyamız. Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yaşıyoruz. Mahkeme de Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde. Hopa'da güvenlik sorunu nasıl olabiliyor da Trabzon'da olmuyor. Bunu anlamakta zorlanıyoruz. Bir güvenlik sorunu, ailelere zarar verileceği kaygısı varsa şayet, devlet güvenlik tedbirlerini almak zorundadır. Dosya Hopa'da da görülse, Trabzon'da da görülse güvenlik alınacaktır. Mahkeme hakiminin bu hukuksuz talebinin Yargıtay tarafından uygun görülmesini ve davanın Trabzon'a nakli kararının devletin egemenlik alametlerini aşağılama suçunu oluşturduğunu düşünüyorum. Gerek mahkeme gerek Yargıtay devletin olmayan güvenlik sorununu varmış kabul etmekte ve Hopa'da devletin güvenlik alamayacağını zımnen söylemektedir bu kararla. Metin Lokumcu davasını takip eden avukatlar olarak davamız nerede görülürse görülsün adalet aramaya devam edeceğiz.”

"HUKUKİ BİR GEREKÇESİ YOK"

Lokumcu Ailesi’nin avukatlarından Meriç Eyüboğlu, davanın Hopa’dan kaçırılmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. Davanın Hopa’dan kaçırılmak istendiği andan beri gerekli itirazları yaptıklarını hatırlatan Eyüboğlu, davanın Lokumcu’nun öldürüldüğü Hopa’da görülmesi gerektiğine dikkat çekti.

‘Güvenlik gerekçesi’nin sahici olmadığına vurgu yapan Eyüboğlu, şunları dile getirdi: "Bütün hukuki işlemler bizim söylediklerimizi doğruluyor. Yargılanan 13 kişinin ifadesi ikemetgâhlarının olduğu yerlerde alındı. Zaten yargılananlar dava Hopa’da devam etseydi bile orada ifade vermeyecekti. Dolayısıyla hangi güvenlik gerekçesi ve sanıklara ilişkin hangi işlemden bahsediyoruz? Kaldı ki Metin Lokumcu’nun öldürüldüğü gün Hopa’da yaşanan hak ihlalleri nedeniyle Hopalılar hâlâ yargılanıyor. O dava da 2011’den beri devam ediyor ve Hopa Adliyesi’nde hiçbir kamu güvenliği sorunu yaşanmadı."

Böyle bir sonuca varılmasının hukuki bir gerekçesi olmadığını aksine politik bir karar verildiğinin altını çizen Eyüboğlu, ‘’Davayı Hopalılardan ve tüm toplumun gözünden kaçırmak. Cezasızlıkla sonuçlanacak bir yargılama pratiğine de kapı aralamak. Bütün hukuki süreçleri işleteceğiz’’ dedi.

MAHKEME TALEP ETMİŞTİ

Hopa Asliye Ceza Mahkemesi, 26 Ekim 2020 tarihinde Hopa Başsavcılığına başvurarak, “davanın toplum tarafından takip edilmesi nedeniyle provokatif kalabalık gruplar oluşturulmak suretiyle propaganda yapılması, güvenlik güçleriyle bu kişilerin karşı karşıya gelmesi olasılıkları dikkate alınarak” kamu güvenliğinin tehlikeye düşmemesi için davanın yerinin değiştirilmesini talep etmişti. Savcılık bu durumlarda Adalet Bakanlığı ile iletişime geçerek bu tür taleplerin karara bağlanmasına yardımcı oluyor.

‘ORTADA BİR GÜVENLİK SORUNU YOKTUR’

Siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri, Lokumcu davasının Trabzon’a nakledilmesine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “Bu bir nakil değildir, davanın kaçırılmasıdır ve hukuksuzdur” denilerek şu ifadelere yer verildi:

“Metin Lokumcu Davası'nın duruşmaya saatler kala Trabzon'a nakledildiğine ilişkin kararın, UYAP'a yüklendiğini avukatlarımız aracılığı ile öğrendik. Mahkeme ile avukatlarımızın yaptığı görüşmede "mahkeme hâkiminin re ‘sen duruşma açtığını nakil kararını bir kaç saat sonra taraflara tebliğ edeceği" bildirildi. Bu bir nakil değildir, davanın kaçırılmasıdır ve hukuksuzdur. Davanın Hopa'dan kaçırılması 9 yıldır süren adalet arayışında adalet arayan bizlerin önüne taş koymaya çalışmaktır.

Ortada bir güvenlik sorunu yoktur asıl güvenlik sorunu iktidarın kendisidir. Metin Lokumcu'nun canına kastedenlerdir güvenlik sorunu, adalet arayan bizlerin önüne taş koymaya çalışanlardır.

Davamıza, hocamıza 9 yıldır nasıl sahip çıktıysak bu dava nereye kaçırılırsa kaçırılsın sahip çıkmaya, takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Sol Part, Halkevleri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Halkların Demokratik Partisi Hopa İlçe Örgütü, Eğitim-Sen Hopa Temsilciliği, SES Artvin İl Temsilciliği, DEKAP (Derelerin Kardeşliği Platformu), İHD (İnsan Hakları Derneği) Rize Şubesi, ÇGD (Çağdaş Gazeteciler Derneği) Rize Şubesi.”