Metin Lokumcu’dan Reşit Kibar’a: Direnmeyi iyi biliriz
Doğasına sahip çıktığı için katledilen Metin Lokumcu davasında bugün karar bekleniyor. Savcı mütaalasında sanıkların beraatlerini talep ederken yurttaşlar adalet talebiyle adliye önünde olacak. Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu “Cezasızlıklar mafyaları cesaretlendiriyor” derken SOL Parti MYK Üyesi Taş, “Bu politikalar devam ederse unutulmasın ki bu halk direnmeyi iyi bilir” dedi.
Politika Servisi
Artvin’in Hopa ilçesinde geçtiğimiz gün doğasına sahip çıkmak isterken katledilen Reşit Kibar’ın yankıları sürerken 13 yıl önce çevre mücadelesinde katledilen emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun davası bugün görülecek.
Dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Hopa ziyareti öncesinde doğanın katledilmesi ve üreticilerin hak kayıpları dolayısıyla başlayan protestolarda polisin silahından çıkan gaz kapsülü sonucu kalp krizi geçiren ve hayatını kaybeden Lokumcu için yıllardır süren adalet mücadelesinde bugün davadan karar çıkması bekleniyor.
Lokumcu’nun katledilmesinin ardından iktidarın da doğrudan hedefi haline getirilen Lokumcu için Erdoğan da ‘Birisi kalp krizinden ölmüş sanırım. Üzerinde durmuyorum’ ifadelerini kullanmıştı. Eylemlere katılanları da ‘eşkıyalıkla’ suçlayan Erdoğan’ın ardından yıllardır süren davanın seyrinde de türlü hukuksuzluklar, oyalamalar ve adaletsizlikler yaşandı.
Birçok kez davaya sunulan deliller görmezden gelinirken Metin Lokumcu için adalet protestoları düzenleyenler gözaltına alındı yıllarca hedef gösterildi.
Davaya sunulan bütün delillere rağmen 11 Haziran'da Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki son duruşmasında savcı esas hakkındaki açıkladığı mütalaada yargılanan 13 polis için ayrı ayrı beraat talep etti.
Mütalaada ölümün kalp krizi nedeniyle gerçekleştiğini, bunun biber gazından olduğu anlamına gelmediğini belirtti.
Bugün gerçekleşecek duruşmada ise yıllardır mücadelelerini sürdüren halkın farklı kesimleri bir kez daha adliye önünde adaletin sağlanması için bir araya gelecek.
HERKESİ DAYANIŞMAYA BEKLİYORUZ
Davanın seyri ile ilgili konuşan Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu, “Öncelikle bugüne Reşit abiyi de kaybederek girdiğimiz için çok üzgünüz. Babamın davası bir örneği teşkil ederken evveliyata baktığınızda şirketlerin, mafyaların kollandığını iktidar eliyle görüyoruz. Bu cezasızlıklar da bu mafyaları, çeteleri cesaretlendiriyor” dedi.
Bugün savcıya bir kez daha inatla babamın hiçbir rahatsızlığı olmadığını polisin saldırısı sonucu öldüğünü anlatıp adaletin sağlanması için uğraşacağız” diyen Lokumcu şu ifadelere yer verdi: “13 yıl önce savcının olayda çok dosya var 52 klasörün hepsini inceleyeceğiz dediği yerden 3-4 klasör ayıklanarak oluşturulan mütaalaya kadar geldik. Sunduğumuz hiçbir delilin mütaalaya eklenmediğini biliyoruz. Sunduğumuz raporlarda babamın hiçbir hastalığının olmadığını, kimyasal gazın etkisiyle kalp krizi geçirdiğini kanıtladık. Ancak bunlar o mütaalanın içerisinde yok. Ek raporlar sunmamışız gerekli deliller sunmamışız gibi yıllardır olayın üzerini örtmeye çalışıyorlar. Bugün bir kez daha çevresine doğasına sahip çıkan herkesi adalet mücadelesini sürdüren herkesi Metin Lokumcu ile dayanışmaya çağırıyoruz”
YAŞAMI SAVUNMAK İÇİN ÖLMEMİZ Mİ LAZIM
Reşit Kibar’ın katledilmesinin ardından Metin Lokumcu davasının ayrı bir anlam kazandığını ifade eden SOL Parti MYK Üyesi Alper Taş ise “Bu yaşanan saldırılar Lokumcu’nun haklılığını bir kez daha ortaya koydu” dedi.
Lokumcu ve Kibar’ın katledilmesi sonrasında projelerin durduğunu belirten Taş, “Bugün savcıya doğamıza sahip çıkmamız için birilerimizin ölmesi mi gerekiyor diye soracağız” diye konuştu.
SERMAYE SIRTINI SARAY’A DAYIYOR
Taş şu ifadeleri kullandı:
"Doğu Karadeniz son yıllarda özellikle daha fazla ranta açıldı. Başta Erdoğan olmak üzere Karadenizli siyasetçiler ile Karadenizli sermaye gruplarının doğduğu topraklardan elde etmeye çalıştıkları rant politikaları insanların yaşam alanlarını yok ediyor.
Bu katliamlar açıkça sermaye iktidar ilişkisi ile boy gösteriyor. Sermaye grupları sırtını dayadıkları Saray iktidarından aldıkları güçle insan, yaşam, tanımıyor. Onları koruyan iktidar milletvekilleri de başta Faruk Çelik olmak üzere bu politikaların önlerini açıyorlar.
ARTVİN HALKI KENDİNİ SAVUNMAYI İYİ BİLİR
Ancak hiç kimse Artvin halkının direngen mücadele tarihini unutmasın. Bu politikalar devam ederse Artvin halkı o militan mücadele tarihinden aldığı güç ile kendini savunmayı çok iyi bilir.
Bu topraklara ihanet edenlere, tarihi yok sayanlara izin vermemek için bugün bir kez daha Trabzon Adliyesi’nde buluşacak, adalet talebimizi bir kez daha haykıracağız."
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Lokumcu’nun ölümüne ilişkin davanın karar duruşması için çağrı yaptı. Özel, “Soma Davası’nda, Tren Kazası Davası’nda, Gar Katliamı Davası’nda, tüm toplumsal davalarda hep birlikte olduğumuzda bunun ne kadar güç veren bir şey olduğunu deneyimledik” dedi.
∗∗∗
KİBAR’IN HESABI SORULACAK
Hopa’da katledilen Reşit Kibar’ın ardından ülkenin dört bir yanında protestolar sürerken dün Mersin ve Sivas’ta da yurttaşlar sokaklardan tepkilerini dile getirdi. Açıklamalarda yaşananların asıl suçlusunun iktidarın politikaları olduğu dile getirilirken mücadele çağrıları yapıldı.
Ordu ve Çevre Derneği (ORÇEV) yaptığı açıklama, “Toprağımıza, suyumuza, ormanımıza göz koyanların ilk cinayeti değil. Antalya’da Ali Ulvi- Ayşin Büyüknohutçu çifti de Hopa’da Metin Koyuncu da katledildi. Şimdi de Reşit Kibar kardeşimiz katledildi. Bu katliamlar yaşam alanlarımızı savunmamızı durduramayacaktır. Toprağın altını, üstünü rant alanı olarak gören, gösterenlere karşı mücadelemiz sürecektir” ifadelerini kullandı.
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi tarafından yapılan açıklamada ise “Kibar, gözünü hırs bürümüş sermaye temsilcilerinin tetikçileri tarafından öldürüldü” denildi.
Öte yandan Kibar’ın yanında yaralanan Ersan Koyuncu da yaşananları anlattı. Koyuncu, serbest bırakılan F.M’nin telefonla birini arayarak “Buralar karıştı ne yapalım” dediğini aktardı.
Koyuncu katil Muhammet Ustabaş’ın önce havaya sıktığını anlatırken jandarmanın o sırada müdahale etmediği anlattı. Olay yerinde bulunan Dursun Ali’nin jandarma personeline adamın silahı var, müdahale edin dediğini de belirten Koyuncu “Muhammet belinden silahı çıkarıp doldurdu. Reşit abi Jandarma aracının arkasına geçmeye çalışırken Muhammet bir el ateş etti. Ben Reşit abinin vurulduğunu o an anlayamadım. Sonra Ersan Koyuncu Muhammet'e doğru yöneldiğinde, Muhammet Ersan'ı bacağından vurdu. Ersan'ın yere düştüğünü gördüm ve Ersan'ın yanına gittiğimde Muhammet bana da ateş etti ve bende bacağımdan vurularak yere düştüm.” dedi.
Serbest bırakılan F.M.’nin nasıl bırakıldığına şaşırdığını vurgulayan Koyuncu, Muhammet Ustabaş’a “Ne oldu, bizi mi vuracaksınız?” dediğimiz de F. M’nin “Silah benim, ben kime istersem ona sıkar” dediğini duydum” dedi.