Aralık ayını karşılamak üzereyiz. Evlerimize kapandığımız ilkbahar ve sınırlı sosyalleştiğimiz yaz mevsimi geride kaldı. Sonbaharda güneş gökteki hakimiyetini neredeyse hiç kaybetmedi. Emek yoğun çalışanlar, adı ‘alın teri’ olan tek bir mevsim yaşadı. Az yağmur yağdı, çok su buharlaştı. Zaman eridi, aktı. Kış kapıda. Mevsim geçişlerini eskisi gibi ahenkle karşılayamıyoruz. Toprağımız bir süredir sancılı. Havamız ve suyumuz tehlikede. İnsanımız umutsuz.

Sağlık emekçilerimiz ‘Ölüyoruz’ diye haykırıyor. Okuyup geçiyor, izleyip unutuyor, ah vah edip susuyoruz. Çocuklar Covid-19 aşısına ilişkin haberleri gökten düşecek ilk kar tanesini gözler gibi gözlüyorlar. Zihinlerinin ürettiği coşkulu sözler gün geçtikçe eksiliyor.

Bunun önüne geçebilmek için yapabileceğimiz bir şeyler olmalı. Çocuk kitaplarının içinde arayışlarımıza yön verecek ipuçlarını yakalamak mümkün. Mevsimsizliğe sürüklendiğimiz bu çağda, çocukların dikkatini bir çınar yaprağının varlığına yöneltebilmenin gerekliliğine inanıyorum. Karlarla kaplı ormanda düşsel bir çay partisinin konuğu olalım istiyorum. Dört mevsimin değerini en güçlü şekilde hatırlatacak olan sözcüklerin peşine düşüyorum. Bugün, büyülü sonbahara ve beyaz rengin çok yakıştığı kışa özlemimizi bir nebze gidereceğine inandığım, ipucu ile düş gücünün iç içe geçtiği resimli üç çocuk kitabından bahsetmek istiyorum.

mevsimini-arayan-cocuklar-807031-1.
İletişim Yayınları
Yazan: Ayşe Pınar Köprücü
Resimleyen : Pelin Turgut
Editör: Bahar Siber

BİR SONBAHAR ÖYKÜSÜ

Kitapta dalından kopamayan ürkek yaprağın duygularını çevrebilimci bir yazarın kaleminden okuyoruz. Bir yaprak güz mevsiminin geldiğini ne zaman anlar? Öyküdeki yaprak doğru vakti kavrasa da olması gerekeni kabullenmekte zorlanıyor. Yaprağın kendi geleceğini sorguladığı anlara, mevsimin tadını çıkaran küçük çocuğun görüntüleri usulca eşlik ediyor. Hızla esen rüzgâr çocuğun şemsiyesini havalandırırken, yaprağın diğer yapraklardan farklı olan düşünceleri de harekete geçiyor. Yere düşen yaprakların deneyimlediği duyguları okuyor, endişeli yaprağı en iyi kimin tanıdığını öğreniyoruz. Küçük çocuk birden yaprağın asılı durduğu ağaca sarılıyor. İşte o anda bir şeyler farklılaşıyor. Çocuk ruhunun titreşimlerinden doğan bir bakışma sonrası yaprağı sevindiren, merakını hareketlendiren şey ne? Öyküyü okuyan çocuklar yaprağın düşüp düşmediğinden çok daha fazlasını öğrenecek ve hissedecekler. Yazar, birbirini bütünleyen varoluşlarımızı sözcüklerle selamlıyor. Bir çocuğun saç teli, bir solucanın kokusu ve bir kedinin tüyleri şiir gibi bir mevsimin dizesi haline geliyor.

mevsimini-arayan-cocuklar-807032-1.
Meav Yayıncılık
Yazan ve Resimleyen: Akiko Miyakoshi
Çeviren: Melek Kaba
Editör: Gökçe Gökçeer

ORMANDA ÇAY PARTİSİ

Kara kalem çizimlerin arasına özenle yerleştirilmiş canlı renklerin yarattığı kontrast ile okuru cezbeden ödüllü bir kitap. Kikko’nun babası, yoğun kar yağışı sonrasında karları temizlemek üzere annesine yardıma gidiyor. Yanında götüreceği keki evde unutuyor. Küçük kız babasına yetişebileceğini düşünerek yola çıkıyor. Karda düşüyor ve kek eziliyor. Üzüntüyle kalkıyor. Kendisinden gittikçe uzaklaşan paltolu kişiyi takip etmeye devam ediyor. Bu kişi Kikko’nun daha önce görmediği büyük bir eve giriyor. Kikko pencereden içeri bakıyor ve gözlerine inanamıyor. Paltolu kişi babası değil. Hatta bir insan da değil! Gerçek üstü anlar böylece başlıyor. Pencerenin kenarında öylece kalakalan Kikko’yu eve kim davet ediyor? İçeride masanın başına oturmuş bakışlarını Kikko’ya çeviren canlılar kimler? Küçük kızın cesaretli tavrı dikkat çekici. Minik kırmızı dokunuşların, sarı sıcak detayların, çizimin derinliğine işlemiş armoninin tadını çıkarmak istiyorsanız başlamak üzere olan çay partisini kaçırmayın derim. Ezilmiş olan kek için partidekilerin bulduğu harika bir çözüm var. Dayanışma ruhu yükselirken karlar arasında neşeyle yol alan kalabalığın arasına karışmak isteyeceksiniz. Büyükannenin evi göründüğündeyse Kikko’yu nasıl bir gerçekliğin beklediğini öğreneceksiniz. Küçük kalpleri yüreklendireceğine inandığım bu öyküyü okumadan önce fırına kek atabilir, yayılan kokusu eşliğinde çocuğunuzla birlikte kitabın tadını çıkarabilirsiniz. Bu anlara birer fincan çay da eşlik ederse Kikko’nun kalbinin en derin yerinden ormana fısıldadığı gibi çocuğunuz da size fısıldayacak ve teşekkür edecektir!

mevsimini-arayan-cocuklar-807033-1.
Elma Yayınevi
Yazan ve Resimleyen: Leo Lionni
Çeviren: Kemal Atakay
Editör: Demet Uyar

FREDERICK

American Institute of Graphic Arts tarafından altın madalya ile ödüllendirilen ve 2007 yılında The Society of Illustrator’un Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne layık görülen Leo Lionni’nin bir çocuk kitabı klasiği. 1967’den bu yana çocuklara okunuyor. Ahır ile tahıl ambarı yakınlarındaki taş duvarın arasında yaşayan bir fare ailesiyle tanışıyoruz. Kış yaklaşırken ve tahıl ambarı boşken fareler mısır, fındık, saman toplayarak kış hazırlığına başlıyorlar. Biri hariç. O da fare Frederick. Neden çalışmadığı sorulduğunda Frederick çalıştığını söylüyor. Öylece yerinde durmaya devam ediyor. Frederick’in uzun kış günlerinde ihtiyaç duyulacağını düşünüp biriktirdiği şeyler neler? Ve ilk kar düşüyor. Kış güzel başlıyor fakat yiyecekler tükeniyor. Sıra Frederick’in topladıklarını paylaşmasına geliyor. Fare yuvasının içinde nasıl bir değişim olacak? Söz doyurur, renk ısıtır mı? Bir mevsim eksik ya da fazla olsa farelerin hali ne olur? Felsefi yorumlamaya da elverişli olan öyküde beden kadar kışa hazırlanan bir şey daha var! Meraklı okurlar Frederick’in pembeleşen yanaklarında cevabı bulacaklar.

Bu kış kimler “Toprak Ana’nın düğünü varmış, bu da gelinliğiymiş” diyebilecek bilmiyorum. Yetişkinlere de seslenen çocuk kitapları arasında mevsimini arayan çocukları hüzün ve sevgiyle kucaklıyorum.