“Kabullenmekten daha çok meydan okumanın müziğini yapıyoruz”

Meydan okumanın müziği

BARIŞ AKPOLAT barisakpolat@gmail.com

Hiphop’un en parlak isimlerinden biri Mode XL. Ankara’da ilk albümlerine ismini veren ‘Serseri Serbest Stili’ başladıkları hikâyeleri bugün İstanbul’da devam ediyor. Müziklerindeki farklı tarzların birleşimi onları türdeşlerinden farklı bir yere koyuyor. Kendi deyimleriyle polisiye rap yapan ekip 3. albümünü 8 yıl aradan sonra Sony Music etiketiyle çıkarttı. Evren (Besta) ve Yasin (VeYasin) ikilisiyle stüdyolarında buluşup hiphop’u ve tarzlarını konuştuk.

>> Mode XL’i 2003’te keşfettim ve hep yakından takip ettim. Türdeşlerinizden farklı bir yerde duruyorsunuz, hatta belki de uzak. Sizi snop bulanlar var mı?

VeYasin: Rap Türkiye’ye dışardan gelen bir müzik tarzı. Bizse öyle algılamadan kendi içimizde ona bir yorum katıyoruz. Rap’i burada icra eden kişiler de bize göre yorumlamış oluyor. İki arkadaşız her şeyden önce, müzik bizim için 2. sırada. Hele ki rap kim bilir kaçıncı sırada geliyor sen düşün. İş böyle olunca sadece dışa vurumumuzu rap’ten beslenerek yaptığımız için böyle algılanıyor olabilir. Rap’i bir amaç değil araç olarak kullanıyoruz.

Besta: Hiphop başlı başına bir üslup değildir. Hiphop’ta herkesin bir üslubu vardır, olması da gerekir. Mode XL sıradışı olduğu için herkes seviyor. Ama daha çok türden besleniyor ve her türden dinleyici buluyor. Rap’i rap olduğu için yapmıyoruz. Rap yapıyoruz ama radyodaki reklamlarda bile bir sürü rap duyuyorsun. Özgün değiller. Orta Anadolu’dan özgün bir türkü duyduğumuzda da etkileniyoruz. Beslenme çok önemli. Beslendiğinde besleniyorsun.

>> Türkçe rap’te ilk patlama anı 2000’lerin başındaydı. Sonra hiçbir şey olmadı. Türkiye’de hiphop neden yükseliyor ama patlamayı bir türlü yapamıyor?

VeYasin: Reklamlar, dizi ve sanatsal aktivitelerden daha fazla izleniyor. Reklam sektörü burada inanılmaz yükselmiş. Rap, reklam sektöründe eridi gitti. Küçük yaştaki insanlara kolay ulaştığı için hiphop çok hızlı tüketildi. İnsanlar reklamdaki markalara ne kadar hayranlık duyabilirse rap’e de o kadar hayranlık duymaya başladı. Halbuki rap daha oturaklı bir müzik. Reklamdan para kazanmaya yönelik rap yaptığında marka sana uymak zorunda. Bizdeki durumsa rapçinin markanın çizgisinde iş yapmasıyla sonuçlanıyor. Sonra üretemeyecek hale geliyorsun.

>> Rap’çilerin hiç hatası yok mu bu durumda?

VeYasin: Tabii ki var. Rap’ten para kazanma durumu yok. Belli başlı isimler para kazanıyordur ama genç yeteneklerin para kaynağı reklam oldu. Yeni başlayan şey de YouTube’dan para kazanma. Hangisi fazla tık alıyorsa ona göre iş yapıyorlar.

Besta: Rap patlayacak da bir müzik türü değil. Underground (yeraltı) kalması daha güzel olabilir. Yolun sonunu düşünerek hareket ediyorlar. Sonunu bu kadar düşünürsen sen, sen olmaktan çıkabilirsin. Bizim için önemli olan şey birlikte çıktığımız yolculuk.

>> Mode XL türünün tek örneği diye sözleriniz var. Neden böyle düşünüyorsunuz?

VeYasin: Bunu rap olarak düşünmemek lazım. Yaptığımız sound ve bu albüm gerçekten türünün tek örneği.

Besta: Ama sonuçta rap’çiyiz kendimize güveniyoruz.

>> Peki Mode XL’i bu yapan sadece sözleriniz ve ritmleriniz midir? Ya duruşunuz?

VeYasin: Bazılarının kafasında bir film oyuncusu var. O başka birini yaşıyor. Bizse başlı başına filmin tamamı olarak görüyoruz. Genel olarak pesimistliğe ve kaderciliğe karşı bir duruşumuz var. Toplumumuz zaten duygusal olduğundan karamsarlık bir noktada şuuru kapatıyor. Ankara’da doğup büyümenin bir gözlemidir bu. Orada herkes sistemin bir parçası.

Besta: Kabullenmekten daha çok meydan okumanın müziğini yapıyoruz.

>> Bunca yıldır müzik yapıyorsunuz. O günle bugünü karşılaştırdığınızda ne görüyorsunuz?

VeYasin: Biz hem analog yapıyı hem de dijital dünyayı tanıdık. O avantajı değerlendiriyoruz. Yeni jenerasyon analog değeri bilmiyor. Eskiden konser afişini bastırıp şehir otobüs bagajında başka şehirlere gönderirdik. O zamanki imkânsızlıklarımızla bugünkü imkânlarımızı karşılaştırıp bir sonuca varabiliyoruz.

Besta: Bizim rakamlarla işimiz olmadı. Üreten müzisyenlerin tüm işi rakamlarla. Bizim değerlerimiz farklı...

>> Önceki albümle bu albüm arasında 8 yıl var. Neden bu kadar beklediniz? 8 yılda neler değişti?

VeYasin: İyi çay içmek için demlenmesini beklemen gerekir.

Besta: Karakter olarak çok değiştik. Olgunlaşmamız müziğe çok şey katabilmemizi getirdi. 7 yıl boyunca başka tecrübeler yaşadık. Bizim arkadaşlığımızda müzik 2. planda. Üretsek üretirdik. “Hadi albüm yapalım” diye yaptığımız albüm yok.

HARAMİLER HEP OLACAK

>> Mode XL’i nasıl bir gelecekte görmek istiyorsunuz?

VeYasin: Müzik yapan herkesin patlama durumu var piyasada. Biz patlayacak bir grup değiliz. Kendmizi frenliyoruz. Mode XL ve Türkçe rap’i bekleyen şey herkesin gözünde yükselmesi olması. Mode XL artık seri üretime geçti.

>> Militanz’dan 8 yıl sonra çıkan single’ınız ‘Bul Karayı’yı dinlediğimde tarz olarak yumuşadığınızı düşünmüştüm ama lafımı geri alıyorum. ‘Mevzu Makamı’ lafı gediğine koyuyor...

VeYasin: Yorum için teşekkürler. Kendi aramızda bunu devamlı konuştuk ve düşündük. Dinleyiciyi beklentiye sokmayı seviyoruz. O tedirginlik ve tekinsizlik hoşumuza gidiyor. Dinleyicinin uzun zamandır duymadığı politik içerik de var.

>> Evet politikaya da geleceğim. Özellikle ‘Haramiler’ taşı gediğine koyuyor...

VeYasin: Buna şöyle bir açıklık getireyim. Günümüzdeki politikadan bahsetmeyip 2000 yıl önceki politikaya yazdık. Her dönemin politikasına gönderme var.

Besta: Her rap’çi politiktir. Ama politik bir üslubumuz yok. Mesela Tupac (Shakur) gelmiş geçmiş en iyi politikacıdır. Firavun zamanından bugüne kadar her dönemde haramiler var ve olacak.

>> ‘Seviyorsun Beni Böyle’de ‘sansürsüz’ kelimesi geçiyor. Medyadan müziğe sansüre ne diyorsunuz?

VeYasin: İlk 2 albümümüz çok daha sertti. Hatta grubun ilk ismi de Militanz’dı.Hem plak şirketimiz Hammer Müzik sert bulunca hem üslubumuzun gereği Mode XL’i bulduk. Sansürü zamanında yemiş bir grup olarak pek çok kliplerimizi ve şarkıları yeraltından yayınlamak zorunda kaldık. Rap’e zaten bir sansür var. Radyolar bile hâlâ çalmıyor. Görmezden gelmek de bir sansür.

Besta: Biz küfretmek için küfretmiyoruz. Yerine ve zamanına yakışıyorsa, samimimiyse.

VeYasin: Sansür ilk müziğe geliyor. Sinemada repliklere sansür daha zordur. Bunu da film gibi düşünmek gerek.

>> Peki siz nasıl bir sinema filmi çekiyorsunuz?

Besta: Polisiye. Bizi gangsta rap kategorisine sokamıyorsun. Nasıl polisiye roman, film var biz de öyle rap yapıyoruz.

***
İstanbul’u gözümüzde büyütmüşüz

VeYasin: Ankara 2 oda 1 salon. Denizi yok. İster istemez sanatın her alanından insanlar var. İstanbul daha dağınık, çok odalı, çok salonlu. İnsanları kaybettiğin ve insanların kendini kaybettiği bir yer. Ankara hayal kurma ve gözlem mekanizmamızı geliştirdi. Buraya gelmeden önce çok gözümüzde büyüttük ama gelince anladık ki gerek yokmuş o kadar.

Besta: Biz maraton koşucusu olduk. 100 metre koşucusu değiliz. Aslında Ankara kasaba özellikleri taşıyan bir büyük şehir. Farklı disiplinlerden farklı insanlarla tanışabiliyorsun çünkü soğuktan hep çatı altındasın.