Micki, Sanchez eder mi?

Futbol aleminde ‘Selling Clubs’ (Satan Kulüpler) olarak biliniyorlar. Bilirsiniz işte, usta bir nakkaş misali elindeki cevheri işleyip vitrine koyan, zamanı gelince dudak uçuklatan rakamlara satan kulüplerden bahsediyorum. Yanlış anlaşılmasın, Bosman kuralının gelişinden sonra gitmek isteyeni tutmak zor, giden gidiyor haliyle. (Alexis Sanchez’e selam olsun bu vesileyle!) Gelecek sezon kuruluşunun 100. senesini kutlayacak, La Liga’nın köklü takımlarından siyah beyaz Valencia son altı sezonda sattığı futbolculardan 432 milyon avro kazandı. Portekiz futbolunda Águias (Kartallar) olarak nam salmış Benfica 2010’dan beri parlattığı topçulardan 500 milyon avroya yakın gelir elde etti. Ada futbolunda Premier Ligde şampiyonluğu bulunmayan Liverpool, Ocak 2013’te Inter’den 10 milyon avroya transfer ettiği Coutinho’yu 160 milyon avroya satarken, şimdilerde ülke futbolunda satan kulüpler sıralamasında ilk sırayı alıyor.

Satan kulüpler demişken, Bosman kuralına yenik düşenler de var elbet, malum günümüz futbolunda güç topçunun elinde. 2009’da başladı Arsenal’deki göç dalgası, Adebayor ve Toure yaz aylarında Manchester City’nin yolunu tutarken, onları Samir Nasri, Cesc Fabregas ve yakın geçmişte Robin Van Persie takip ediyordu. Yeni senenin ocak ayında takımdan ayrılan Alexis Sanchez’i tutmak için çok uğraştı Wenger, hakkını yemeyelim ama finansal açıdan iki Manchester deviyle baş edemeyeceklerini dile getiriyor her fırsatta, haliyle parlayanı tutmak zor. Sözleşmesinin bitimine altı ay kala Sanchez, Manchester United’in yolunu tutarken Henrikh Mkhitaryan Wenger’in saflarına katılıyordu. Micki lakaplı 29 yaşındaki futbolcu, Sanchez eder mi zaman gösterir ama Arsenal’in evinde oynadığı Everton maçı vesilesiyle ofansif orta saha oyuncusunun kariyerine ve gelen ve gidenlerle çehresi değişmiş yeni takımına naçizane bir bakış…

21 Ocak 1989’da Ermenistan’ın Başkenti Yerevan’da dünyaya gelmiş ofansif orta saha oyuncusu. Futbola babasından dolayı merak salmış, kahramanı 80’li senelerde şehrin takımı FC Ararat’ın golcüsüymüş ama 33 yaşında beyin tümörüne yenik düşmüş. Çocukluk yıllarında Zidane hayranıymış, “Gözümde futbolun sihirbazı gibiydi, onun ve babam Hamlet’in yeri büyüktür kariyerimde” diyor söyleşilerinde. Futbolcunun ilk profesyonel kulübü ülkenin en popüleri FC Pyunik. 2006’da 17 yaşına bastığı zamanlarda ilk kez A takımıyla sahaya çıkmış. Kariyerinin sonrası futbol aleminde adını duyurmaya başladığı zamanlar, 2010-2011 sezonunda formasını giydiği Shakhtar Donetsk’te 72 maçta 38 gol. 2013-2014 sezonunda Dortmund’da dokuz gol 10 asistle ligin en iyileri karmasında. Tevekkeli değil eski hocası Jurgen Klopp’un tadını kaçırmış Arsenal’e gidişi. Liverpool teknik direktörü, “Onun gelişiyle Şampiyonlar Ligi yarışında Arsenal avantaj yakalamış olabilir” diyor söyleşilerinde…

2016 senesinin başında 35 milyon avro bedelle katıldığı Manchester United’da fazla forma şansı bulamamış olmasına bakmayın, hele de Mourinho’nun zaman içinde avucunun içinden uçmuş gitmişlere bakınca. (Romelu Lukaku, Kevin De Bruyne, Arjen Robben, Juan Mata, Leonardo Bonucci bir çırpıda akla gelenler) Mkhitaryan, Sanchez karşılaştırmasında Şilili golcülüğüyle öne çıkıyor, 122 maçta 60 golü var ligde, Mkhitaryan United formasıyla sadece 5 gol kaydetmiş olsa da Sanchez’e göre daha yaratıcı, maç başına asist oranı 0.24. Wenger’in pas yapmayı seven takımına uyacağı muhtemel, ligin en isabetli pasörlerinden. Bu sezon başarılı pas oranı yüzde 83,44; daha bitirici ama pas yüzdesi daha düşük Sanchez yüzde 75,8’de kalmış…

•••

Şubat ayının ilk hafta sonunda Arsenal evinde Premier Lig’deki ilk golünü bekleyen Cenk Tosun’un takımı Everton karşısında. Maça yedek kulübesinde başlıyor Cenk, misafir takım Emirates Stadında oynadığı son 11 maçı kazanamadı ama Arsenal’de gidişat iyi değil. Bu sezon savunmada kaptırdıkları toplarda kalelerinde 11 gol gördüler. Avrupa’nın beş büyük liginde kaptırılan toplar sonucu yenilen gollerde ilk sıradalar. Everton teknik direktörü Sam Allardyce 500. lig maçında, bu sayıya ulaşan beşinci teknik direktör. Ev sahibi 4-3-3 dizilişinde başlıyor maça; hücumda, Aubameyang, Mkhitaryan, Özil üçlüsü. Arsenal’ın zaafının savunması olduğunu bilerek üçüncü bölgede presle başlıyor Everton maça ama 6. dakikada kalelerinde golü görüyorlar. Sağdan Mkhitaryan ceza sahasına kesiyor, son dokunan Ramsey, Arsenal şimdi önde. Everton hücumda çabuk ama savunmada kırılgan. 14’te fark ikiye çıkıyor, soldan korneri kafayla ağlara gönderen Koscielny. Savruk Everton savunması karşısında üçüncü gol gecikmiyor, 19’da Ramsey vuruyor, savunmada Mangala’ya çarpan top ağlarda. Arsenal’in 14 numaralı forması Henry’den miras yeni golcüsü Aubmayeng 38’de yeni takımında ilk golünü kaydederken Emirates yeni transferlerini alkışlıyor. Wenger’in takımının topa yüzde 65 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi 13 kez yokladığı, dört gol bulduğu yarının en iyisi Mkhitaryan.

İkinci yarıya Monreal’ın yerine Kolasinac’la başlıyor Arsenal. Everton, 4-3-3’e dönüyor, farkı azaltma adına yükleniyorlar ama Rooney ve Cenk’in yokluğunda üçüncü bölgede yetersiz maviler. Yine de haklarını verelim, topun değerini daha iyi biliyorlar bu yarıda. Walcott’un yerine oyuna girdikten hemen sonra, 63’te Calvert-Lewin’le golü buluyorlar. 71’de yeniden sahne alıyor Mkhitaryan, onun enfes pasını gole çeviren Ramsey. Son 15 dakikada Niasse’nin yerine oyuna giriyor Cenk, 80’de çaprazdan vurduğu top isabetsiz. Velhasıl Ramsey’nin hat-trick, Mkhitaryan’ın üç asist yaptığı maçı Arsenal farklı kazanıyor. Maçtan sonra Sam Allardyce’a Cenk Tosun’u soruyorum, cevabı kayda değer: “Premier Lige adapte olması zaman alacak. Beşiktaş’ta çok gol attığını biliyorum ama burası fizik olarak daha zor bir lig. Zaman ilerledikçe takımda daha çok gol bulacaktır. Ama sorunumuz Cenk değil, savunmamızda önemli sorunlar var.”

Arsenal’e dönersek, bu sezon deplasman yenilgilerinden sonra evlerinde oynadıkları ilk maçta rakiplerine fark attılar; Liverpool hezimetinden sonra Bournemouth galibiyeti, Manchester City yenilgisi sonrası Tottenham’ı yenmeleri gibi. Hafta içinde Swansea deplasmanından yenilgiyle dönen takım Everton karşısında adeti bozmuyor. Bu maçtaki görüntüsüyle Micki, Sanchez’den fazlası eder, yazın bir kenara…