Perakende devi Migros 2018’deki 835 milyon liralık zararının ardından 2019’da da 492 milyon lira zarar ettiğini açıkladı. Zararın arkasında yüksek borçluluk yüzünden milyarı aşan finansman giderleri yatıyor. Migros, reel sektörün borç krizinin fotoğrafını çekiyor

Migros 492 milyon lira zarar etti: Borç ekonomisi kırılganlığı artırıyor

OZAN GÜNDOĞDU

Perakende sektörünün dev zinciri Migros, önceki gece Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) 2019 yılı bilançosunu duyurdu. Buna göre dev zincir 2018’den sonra 2019’da da yılı zararla kapattı. 2018’de 835 milyon lira zarar eden Migros’un 2019 yılındaki zararı 492 milyon lira oldu. Satışlarından elde ettiği gelirler yüzde 23,5 büyümesine cirosu 23,2 milyar liraya yükselmesine rağmen yaşanan bu büyük zarar tüm reel sektörle aynı; yüksek borçluluk.

Migros’un yaşadıkları aynı zamanda 2018 yazında yaşanan kur şokunun etkilerinin aradan 1,5 yıl geçmesine rağmen neden bertaraf edilemediğini de gösteriyor. Zira 2009 krizinden sonra Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) faizleri düşürüp dünyaya para pompalamasıyla başlayan likidite bolluğunda Türkiye en çok borçlanan ülkelerin başında geldi. Bu borçluluk yüksek büyüme anlamına geldiği için hükümet de özel sektörün hızla borçlanmasını teşvik etti. Ancak yüksek borçluluk ortamında faizlerin yükselmesi tüm reel sektörü krizi sokuyor. Migros’un bilançosuna göre zararın ana gerekçesi de finansman giderleri. Zira bilançoya göre bu finansman giderleri olmasaydı Migros’un 774,6 milyon lira karı bulunacaktı. Migros’un son 4 yıldaki finansman giderleri ise şu şekilde;

>> 2016: 576,5 milyon lira
>> 2017: 881,8 milyon lira
>> 2018: 1 milyar 409 milyon lira
>> 2019: 1 milyar 257 milyon lira

Yüksek borçluluktan kaynaklanan finansman giderleri reel sektörün en büyük sorunu. Çözüm için iç talebin büyümesi ve böylece şirket karlılığının artması gerekiyor. Ancak talebin öznesi olan yurttaşların alım gücü düşüyor. Bu tabloda hükümetin aldığı önlem ise şirketlerin tıpkı 2010-2015 arasında olduğu gibi daha fazla borçlanmasının ve böylece borçların yeni bir krize kadar sürdürülebilmesinin önünü açmak. Bunun için düşük tutulan faizler şirketleri bir nebze rahatlatıyor ancak ekonomik kırılganlığı artırıyor. Zira yeni bir kur şoku ve ardından yaşanması muhtemel faiz artışına daha fazla borçla girecek olan reel sektör ekonominin omuzlarındaki en büyük stres konusu. Bu durumda borçları sürdürmek için çok daha yüksek oranda borçlanmak gerekiyor. İç talep ise bankalar tarafından dağıtılan tüketici kredileriyle şişiriliyor.

Migros reel sektörün fotoğrafı

30 Haziran 2018 tarihi itibariyle Migros’un 9,3 milyar lira borcu bulunuyordu. Bu borçları 2018 sonundaki yüksek faizlerle yapılandırmak zorunda kalan Migros’un böylece finansman giderleri arttı. Şirket 23 Ekim 2018’de yine KAP’a yaptığı bildirimde kredi borçlarının ödenmesinde kullanılmak üzere 100 milyon lira tahvil ihraç edeceğini duyurmuştu. Migros’un bu borç için alacaklılara önerdiği faiz yüzde 33’tü. İşte bu vb. imkanlarla bundan 1,5 yıl önce uzun vadeli borçlar edinen Migros ve diğer reel sektör firmaları uzun dönemdir bilançolarını rahatlatmayı hedefliyorlar. Şimdilik görece düşük faizler ise buna imkan tanısa da borçlar giderek artıyor. Bu nedenle yeni bir kur şoku ve ardından artacak olan faizler reel sektörün en büyük korkusu.