Maaşlarına zam istedikleri için işten çıkarılan Migros işçileri, 16 gündür direnişlerini sürdürüyor. İşten çıkarılan işçiler, destek beklediklerini ifade ederken, yurttaşlara 'Migros marketlerden alışveriş yapmayın' çağrısını yaptı.

Migros işçilerinin direnişi 16. gününde: Migros'u boykot edin!

Maaşlarına zam istedikleri için işten çıkarılan Migros işçileri, direnişlerine devam ediyor.

İşten çıkarılan DGD-Sen üyesi Migros işçileri, Migros’un sahibi Tuncay Özilhan’ın evinin önünde dün eylem yapmış, yaklaşık 100 işçi ters kelepçeyle gözaltına alınmıştı. İşçiler, ifadelerinin alınmalarının ardından dün akşam saatlerinde serbest bırakılmıştı.

İşçiler, bugün 16. gününe giren eylemlerini Esenyurt’taki depo önünde bir araya gelerek sürdürdü.

İşten çıkarılan DGD-Sen üyesi Migros işçileri Bekir Gök, Ramazan Arpacı ve Yusuf İçin açıklamalarda bulundu.

"SAATLİK ÜCRETİMİZE 4 TL ZAM İSTEDİK"

Üç çocuğunun olduğunu ve ev kirasını ödeyemediğini belirten Bekir Gök, tepkisini şöyle dile getirdi: "Migros depo çalışanı olarak asgari ücretle geçinemediğimizi, üç çocuğuma nasıl bakacağımı sordum patronumuza. Saatlik ücretimize 4 TL zam yapılmasını, en azından patronumuzun arkamızda olduğunu hissetmek istedik. Dedik ki, ‘Bize 4 TL zam yaparsanız en azından faturamızı ödeyebiliriz.’ Fakat bunlar bizi kapı dışarı attılar. 257 işçiyi direkt işten attılar bir mesajla. Direnişimizin birinci gününde çevik kuvvet ekipleri geldiler, bizi içeriden zorla yaka paça gözaltına alarak çıkardılar. Ertesi gün tekrar geldik deponun önüne, tekrar direnişe devam ettik. Arkadaşlarımızın çoğuna abuk sabuk tekliflerde bulunuyorlar. İki aylık çalışan adama bile diyorlar ki, ‘Yıllık tazminatını verelim, istifa et.’ Bunlar bizim talebimizi kabul etmek yerine bir nevi rüşvet vererek susturmaya çalışıyorlar. ‘Defolun gidin’ diyorlar buradan. Biz bunu kabul etmedik."

"Migros depodan tüm halkımıza sesleniyorum diyen Gök, "‘Migros marketlerden alışveriş yapmayın. Migros marketlerde kasa kilitleme eylemlerine geçsin herkes. Çok zararlı bir eylem değil bu. Alışveriş yapacaklar gönüllerince ve kasaya gelince Migros işçilerinin yanında olduklarını belirterek ürünleri almayacaklarını söyleyecekler. Hepsi bu" ifadelerini kullandı.

Gök, şunları kaydetti: "Benim üç çocuğum var. Üç çocuğumla yaşıyorum, yaşamaya çalışıyorum. Dün bana doğal gaz faturası geldi 600 TL. Ben bunu nasıl ödeyeceğimi düşünüyorum. Ev kiramı ödeyemedim. Birçok eksiğimiz var ama biz burada direnmeye devam ediyoruz. Sizlerden de desteğinizi bekliyoruz.”

“BİR ARKADAŞIMIZIN KALBİ SIKIŞTI”

Migros işçisi Ramazan Arpacı da 'sadece bir ekmek parası' için dün Tuncay Özilhan’ın evine gittiklerini belirterek şunları söyledi:

“Basın açıklaması yaptık ve 500 polisle karşılaştık. Polisler etrafımızı sardılar, bizi çembere aldılar. Orada bir arkadaşımızın kalbi sıkıştı. Sesleniyoruz, ‘Arkadaşımızın kalbi sıkıştı, adam ölüyor’ diyoruz. Çemberi açmıyorlar, bizi çok zor duruma soktular ve sonra bizi gözaltına aldılar. Ters kelepçe yaptılar. Otobüste bize zorluk çektirdiler. Bizi darp ettiler. Bu hak değil, adalet değil. Sadece bir ekmek parası istedik ama Migros şunu bilsin ki bütün halk bizden yana ve taraf. Sosyal medyada, bütün halkın bizden yana olduğunu biliyoruz. Bizim gönlümüz bundan yana rahat. Biz yılmayacağız, yıkılmayacağız, pes etmeyeceğiz. Direne direne kazanacağız. Zafer direnen emekçinin olacak. Halka sesleniyorum. Bizden desteklerinizi esirgemeyin, Migros’u boykot edin. Patrondan yana değil, işçiden, garibandan yana olun.”

“EMNİYET’TE AÇ SUSUZ BEKLEDİK”

Migros çalışanı Yusuf İçin de yaklaşık 1,5 yıldır Migros’un Esenyurt deposunda çalıştığını söyleyerek şunları kaydetti:

“Bugün direnişimizin 16. günü. Dün, Özilhan Patron'un villasının önüne gittik eylemimizi sürdürmek için. Yaklaşık 400- 500 polis vardı. Biz yaklaşık 100 kişiydik. Eylemimizi sürdürürken bizi ablukaya aldılar ve tek tek ters kelepçe yaparak bizi Fatih Emniyet Müdürlüğü’ne götürdüler. Akşama kadar aç susuz bekledik. Akşam saat 11’di, eve geldim. Bu direnişimiz bitmeyecek. Bugün de yarın da sonuç alana kadar da devam edecek. Tüm halkımız arkamızda olsun. Başka bir şey istemiyoruz.”

(ANKA)