Migros işçilerinin, Tuncay Özilhan’ın evinin önündeki eylemine yönelik eleştirilere hukukçu Kerem Altıparmak’tan yanıt
Hukukçu Kerem Altıparmak, Migros işçilerinin patron Tuncay Özilhan’ın evi önünde yaptığı eylemi eleştirenlere yanıt verdi. “Bu buz gibi bir toplantı ve örgütlenme hakkı kullanımıdır” diyen Altıparmak, eylemi eleştirenler için, “Hukuk anlayışlarının sorgulanması lazım” dedi.
İşten atılan Migros işçilerinin, kurumun patronu olan Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan’ın evinin önünde yaptığı protestoya yönelik eleştirilere, hukukçu akademisyen Kerem Altıparmak yanıt verdi. Altıparmak, eleştiri getirenlere yönelik, “Hukuk anlayışlarının sorgulanması lazım” dedi.
Söz konusu tartışma, Jahrein mahlasını kullanan sosyal medya ünlüsü Ahmet Sonuç’un, “Herkesin grev hakkı vardır ama kimsenin patronun evini basıp olayla alakasız ailesini, çoluk çocuğunu taciz etme hakkı yoktur. Grev işyerinde yapılır” ifadelerini kullandığı tweeti ardından başladı.
Biz ne romantik milletiz. Şu twitin yorumlarına ve alıntılarına bakıyorum da... Kafayı yiyeceğim sonunda. Herkesin grev hakkı vardır ama kimsenin patronun evini basıp olayla alakasız ailesini, çoluk çocuğunu taciz etme hakkı yoktur. Grev işyerinde yapılır! https://t.co/2HSUHGFKR7
— Jahrein ⚙️ (@jahreindota) February 18, 2022
Jahrein’in tweeti binlerce cevap ve alıntı ile tartışmanın başlangıcını oluştururken bugün Avukat Gönenç Gürkaynak da, eylem için evin yanlış yer olduğunu söylediği paylaşımlar yaptı.
“Linç korkusuyla kimse ‘konuları ayıralım, grev de gösteri de haktır, bu hak bireysel evde kullanılmaz, kullanana mevzuat uygulanırsa bunda evde oturanda kabahat bulunmaz’ demiyor. Polis müdahale ederse evi basılan Tuncay Özilhan mı kabahatli? Gözyaşına da hukuka da sahip çıkmalı” derken, akademisyen Fatih Yaşlı, “Evin ‘basıldığını’ nereden çıkardınız tam olarak?” ifadeleriyle Gürkaynak’a yanıt verdi. Gürkaynak da bunun üzerine, “Bireysel özel konutunuz olan evden çıkamayacağınız hal yaratılırsa, buna gösteri hakkının kullanımı demek zor. Asayişin sağlanması için oturma odanıza kadar girilmesi aranmaz. Kabahati olan varsa, evinde ailesiyle taciz etmek bunun ifade ve bedellendirilme şekillerinden değildir” ifadelerini kullandı.
Bireysel özel konutunuz olan evden çıkamayacağınız hal yaratılırsa, buna gösteri hakkının kullanımı demek zor. Asayişin sağlanması için oturma odanıza kadar girilmesi aranmaz. Kabahati olan varsa, evinde ailesiyle taciz etmek bunun ifade ve bedellendirilme şekillerinden değildir. https://t.co/Zo6mr7Hkr0
— Gönenç Gürkaynak (@GurkaynakGonenc) February 19, 2022
Sosyal medyada gelişen bu tartışma ardından konuya hukukçu kerem Altıparmak da değindi. İşçilerin eylemini savunan Altıparmak, “Bu buz gibi bir toplantı ve örgütlenme hakkı kullanımıdır” dedi.
Altıparmak’ın tweet serisi şöyle:
Tüm ülke tarafından tanınan bir patronun (T. Özilhan) zenginliğinin sembolü olan villasının önünde, zam vermediği işçilerinin yaptığı protesto eylemini "ev basma", "konut dokunulmazlığı"nı ihlal gibi tanımlayamazsınız. Bu buz gibi bir toplantı ve örgütlenme hakkı kullanımıdır.
— Kerem ALTIPARMAK (@KeremALTIPARMAK) February 19, 2022
Tüm ülke tarafından tanınan bir patronun (T. Özilhan) zenginliğinin sembolü olan villasının önünde, zam vermediği işçilerinin yaptığı protesto eylemini "ev basma", "konut dokunulmazlığı"nı ihlal gibi tanımlayamazsınız. Bu buz gibi bir toplantı ve örgütlenme hakkı kullanımıdır.
Büyük şirketlerin kendileri ve onun yöneticileri tıpkı politikacılar gibi hayatlarını toplumsal denetime açmış kabul edilirler ve başkalarından farklı olarak bu tür protestolara da hoşgörü göstermeleri beklenir. Polisin görevi de bu barışçıl hak kullanımına müdahale etmemektir.
Tuncay Özilhan herhangi bir kişi değil. Türkiye'nin en tanınan, bilinen iş insanlarından biri. Onu protesto edenler de kişisel bir mesele nedeniyle değil gayet kamuyu ilgilendiren bir konuda bu eylemi yapıyorlar. Şiddete başvurduklarına dair de hiçbir iddia ve delil yok.
Bu koşullarda asıl "efendim grev ayrı bu ayrı, herkes hukuka uysun" diyenlerin hukuk anlayışlarının sorgulanması lazım. Hele ki hukukçu sıfatıyla bu ayrımı yapanların.