Siyaset öyle bir noktaya geldi ki sormayın…

Halk deyimiyle “dişliyi sıyırdık, aklımızı kaybettik!” sözü, galiba tam da bu günler için söylenmiş.

Hem aklımıza hem de sinirlerimize sahip çıkmamız gereken bir dönem yaşıyoruz!

İktidar anayasa, yasa, hak, hukuk demeden bildiğini okuyor!

Ülkenin tüm değerlerini yok eden hatta, yurttaşların güvenliğini unutan, halka beddua eden, sözünü dinlemeyen, biat etmeyeni cezalandıran bir düzeye geldi…

Yurttaşa saygı yok!

Yandaş ve karşıtlar diye insanlar parçalandı.

Ya AKP/MHP’li yada terörist diye yurttaşlar damgalandı…

Kısaca; “kimsenin can ve mal güvencesinin kalmadığı” bir ülkede yaşar hale geldik!

***

Gece yarısı evlerden alınıp tutuklanan aydınları, yazarları, gazetecileri biliyoruz…

Suçlarını bilmeden tutuklu olan akademisyen, öğrenci ya da iş insanı görüyoruz…

Sokak ortasında dövülen siyasiler, her vesileyle aşağılanan yurttaşlar artık sıradanlaştı!

Ama gece kararnameleriyle uluslararası antlaşmaya son verildiğini, Gezi Parkı'nın yani, İstanbul halkına ait bir kamu alanının İstanbul BB’den alınıp işlevi bilinmeyen bir vakfa peşkeş çekildiğini görmemiştik.

Yine bir akşam, ülke ekonomisinin en önemli kurumu olan Merkez Bankası başkanının 4. Kez değiştirildiğine şahit olmamıştık.

***

İşsizlik, açlık, yoklukla mücadele eden ve Covid-19 nedeniyle ölüm korkusuyla yorulan yurttaşlar, uzunca süredir Cumhur İttifakı'na güvenmediklerini, bu nedenle oy vermeyeceklerini cesaretle ve haykırarak söylüyorlar!

Çünkü bu İttifakın ülkeye hizmet etmediğini gördüler!

Ülkenin güvencesi olan Merkez Bankası'ndaki 130 milyar doları kimlere verdiler? Hala açıklamıyorlar!

Diğer yandan, muhalefetsiz boş meydanda ele geçirdikleri güçle, ülkenin temel ilkelerini değiştirme keyfiyetini yaşıyorlar! Kimse hesap sormuyor!

Zaten onlarda kimseye hesap verme gereğini duymuyor!

Dahası siyasal İslam yaşam biçimini ısrarla dayatıyorlar!

***

Yani; İktidarın gerçek yüzü yurttaşın yaşama sevincini kararttı! Oy vermeyecekler…

***

Bu nedenle İktidar yeni bir oyuna hazırlandı.

Ellerindeki malzeme din ve terör!

Siyasal İslamcılar, CHP ve HDP’yi marjinalleştirmek için uzunca zamandır türlü iftira ve yalanlarla bu partileri karalıyor…

İktidarın tek umudu halkı kandırmak. Seçimlerin güçlü adayı Millet İttifakı'nı bozmak!

***

Bu nedenle 11.11.2011’de Erdoğan imzasıyla TBMM’ye gönderilen; “Kadın cinayetlerinin durdurulması ve kadın erkek eşitliğinin oluşması” adına ivedilikle mecliste onay alınması istenen, dönemin AKP’li kadından sorumlu Bakanı Fatma Şahin’in “önemli bir iradedir “diyerek savunduğu, TBMM de AKP, CHP, HDP ve MHP’nin oyları kabul edilen “İstanbul Sözleşmesinden “10 yıl sonra çıkıldı.

Gerekçe; siyasal İslamcıların “Eş cinsellik ve zina gibi toplumsal yapımızı sarsan konularda serbestlik getiriyor!” aldatmacası…

Dincilere verilen bu taviz; AKP iktidarının Türkiye’yi 10 yıl geriye taşıdığı ve kadını eşit görmediği gerçeğini ortaya çıkarıyor…
İktidar kadın/erkek eşitliğini kabul etmiyor.

6 yaşındaki kız çocuklarıyla evlenebilme izniyle büyümüş ve kendi kız çocuklarına babaları şehvetle bakabilir fetvasını almış bir kültürün, kadına eşit gözle bakabilmesi ahlaken mümkün olamaz!

Yani dünyadaki saygınlığımız bu anlayışla bir kez daha yok oluyor!

***

Baraj altında kalan MHP, kendini kurtarmak ve AKP’den aferin almak için tam bir külhan edasıyla uzun zamandır HDP’ye saldırıyordu...

Önce Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğini hukukdışı bir yöntemle düşürttü, sabahın köründe yalan ve iftiralarla Meclis'ten attırdı, sonra da HDP’nin kapatılmasını isteyen ama gereğini yapmaktan korkan Bahçeli, AKP eliyle yargıyı devreye sokarak Türkiye adına yeni bir yüz karası işlemi başlattı!

Yoğun MHP baskısıyla Yargıtay Savcısı, HDP hakkında iddianame hazırladı.

***

İddianamede; HDP’nin kapatılamasının yanı sıra şimdiye kadar, TBMM’de milleti temsil edenler, belediye başkanları, il ve ilçe yöneticileriyle birlikte 600 kişiye 5 yıl siyaset yasağı ve devlet yardımının durdurulmasıyla birlikte tüm mal varlığına el konulması isteniyor.

***

Yapılanlar Atatürk Türkiye’sinin çağdaşlıktan uzaklaştığını açıkça gösteriyor!

Kanıt dünkü Akit Gazetesi manşeti: "Meclis isterse hilafeti ihya eder!”